KBDH Genel Konsey adına yapılan açıklamada, özellikle Türkiye ve Kürdistan kadın hareketine yönelik faşist işgale karşı birleşik eylem hattını örgütleme çağrısı yapıldı
«Türkiye’de kapitalizmin krizi ile faşist rejim krizinin iç içe geçtiği, gerici iç savaş stratejisinin yürürlükte olduğu bir sürecin içindeyiz. Faşist Türk burjuva devletinin, kontralaştırdığı güçlerle, Taksim’de halkın içinde bomba patlatmasının ve bu saldırıyı PKK-PYD-YPG’nin yaptığı yalanını dolaşıma sokmasının ardından, Rojava’ya dönük yeni bir işgal saldırısı devreye girdi» tespiti yapılan açıklamada bu dönemin aynı zamanda Rojava halk devrimine yönelik faşist işgal saldırılarına karşı politik eylemli duruş geliştirmenin zorunlu olduğu bir dönem olduğu vurgulandı.
Açıklamada şu başlıklar altında değerlendirmeler yapıldı:
Onur ve özgürlük mücadelesinden yana taraf olan Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınlar, ezilen cinsel kimlikler! Çağrımız sizedir!
25 Kasım’a yürüdüğümüz şu günlerde, erkek egemenliğinin ve şiddetinin her türlü görünümüne, saldırılarına karşı ortak mücadeleyi büyütmeliyiz. Bugün Rojava’da kadınlar ve çocuklar, erkek egemenliğinin kurumsallaşmış faşist aygıtı olan Türk ordusunun ve çetelerinin şiddeti altındadır. Savaş uçaklarıyla yaşam alanları, örgütsel iradelerini temsil eden devrim kurumları bombalanırken, şiddetin en ağırıyla karşılaşmaktadırlar. Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye halklarının, kadınlarının yaşamları, kazanılmış hak ve mevzileri tehdit altındadır. Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı kadınlar ne yapacaktır? Dayanışma değildir istenen. Alınacak tutum, gösterilecek duruş erkek egemenliğine ve faşizme karşı mücadelenin bir parçasıdır. Asli bir sorumluluktur. Rojava Devrimi’nde kadınların kazanılmış hak ve mevzileri kapitalist erkek egemen sisteme vurulmuş bir yumruk misalidir. Devrimi savunmak bugün kadın dayanışmasının bir gereğidir. Kadın dayanışmasının gücüyle, işgale, sömürgeciliğe, Rojava devriminin tasfiye edilmesi planlarına geçit verilmemelidir.
Erkek/Devlet Şiddete Karşı Jin, Jiyan, Azadi!
AKP-MHP faşist iktidarı, içte sansür yasası çıkartarak, demokratik hakları gasp ederek, söz, eylem ve örgütlenmeyi yasaklayarak, gözaltı-tutuklamaları boyutlandırarak, devlet ve sivil faşist saldırılarının gücüne yaslanarak kitle hareketini bastırma ve ezme stratejisi uyguluyor. Böylelikle Rojava’ya ve Başur Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları karşısında tam bir sessizlik ortamı yaratmak istiyor. Faşizm, Kürt halkının özgürlük mücadelesini tasfiye etmenin, politik özgürlük mücadelesinin gelişimini engellemekten geçtiğini düşünüyor. Faşizmin planlarını boşa çıkaralım!
Türkiye halkları, kadınlar; faşist erkek egemen Türk burjuva devletinin, tarihsel varoluş krizini derinleştiren Kürt halkının ve kadınların eşitlik-özgürlük mücadelesinden yana saf tutmalıdır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan kadın hareketi birleşik, etkin bir eylem hattı örgütlemelidir. Ezilen cinsler olarak, ezilen Kürt ulusunun tarihsel acılarını hissederek sokakları Jin, Jiyan, Azadi sloganıyla kuşatalım.
En güzel günler, en zorlu günlerin içinden çıkar. Gecenin ardı gündüz, karanlığın ardı aydınlıktır. Faşizmin ve erkek egemenliğinin en koyu dönemlerinden birinden daha geçmekteyiz. Nice sert saldırıları göğüsleyerek, büyük bedeller vere vere bugünlere getirdiğimiz cinsel özgürlük ve eşitlik mücadelemiz, Türkiye ve Kürdistan’da devrimin de mayası olacaktır. 21.yy kadın devrimlerinin, ayaklanmalarının, isyanlarının ayak sesleriyle sarsılacaktır. Bunu şimdiden görüyoruz. Rojava’dan sonra bugün Rojhilat Kürdistanı Jîna Amini’nin ardından başlayan isyan güncel bir örnek olarak, tüm kadınlara ve ezilen cinsel kimliklere güç veriyor. Rojava’nın işgaline, Kürt halkımızın ulusal, kolektif varlık hakkına dönük saldırılara karşı erkek egemenliğine, şiddete, işgale karşı Jin, Jiyan, Azadi sloganlarını yükseltelim.
Açıklamanın tamamı: https://www.tkpml.com/kbdh-genel-konseyi-fasist-isgale-karsi-kadin-hareketi-bir-adim-one-birlesik-eylem-hattini-orgutlemeye/?swcfpc=1