Elazığ: Elazığ’ın Kavak Köyü yıllardır beldelerinde, çevre köy ve civardan komşusuyla Ferro Krom’un yaydığı duman ve atık suyu ile zehirleniyorlar. Bu zehirlenmenin onlarda bıraktığı etkileri devam ederken aynı firmanın bir Termik Santral yapımı için kolları sıvaması üzerine bu talana, katliama sessiz kalmamak için, çocuklarının gelecekleri için bölge halkı tetikte bekliyor. Bu talanın, katliamın yaşanmaması için bölge halkı imza kampanyasıyla 5 binden fazla imza toplamış durumda. Bu imzaların bir işe yaramaması durumunda meşru müdafaa haklarını kullanacaklarını söyleyen halk hodri meydan diyor!
“Santralin yapılmasına izin verirsek, sürünerek ölürüz”
– Yarımca beldesinde termik santral yapımına dair neler söyleyebilirsiniz?
Necmettin Yılmaz (Muhtar Kavak Köyü): Termik santralin yapımına karşıyız elbette. Yani çocuğumuzla, yaşlısıyla, genciyle hepimiz buna karşıyız. Ve sonuna kadar da karşıyız. Karşılığı ne olursa olsun istemiyoruz. Net konuşalım ki mesajı kim nasıl anlıyorsa!
– Siz karşısınız elbet! Fakat yapımına başlanırsa neler yapmayı düşünüyorsunuz?
– Evet biz şu an imza kampanyasına başladık. Kavak Köyü muhtarı olarak 120 imza topladım ve daha toplamaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın beyninde şu an termik santralin zararları yerleşmiş durumda. Diyor ki; “Baba bu termik santral yapılırsa hepsi zehirleniyor. Çocuklar, hayvanlar hepsi zehirlenir”! Siz buna müsaade eder misiniz?
Elimizden gelen gayreti gösteririz elbet! Herkes elinden geleni yapmak zorunda. Ya terk edip gideceğiz ya da bize başka bir yer gösterilsin. Buraya bırakacağız; yani Yıldırım Holding’e bırakacağız. Ya da müsaade etmeyeceğiz. Yani öyle de ölüm böyle de ölüm. Termik santralin yapımına izin verirsek sürünerek öleceğiz.
“Çocuğumla, eşimle sokağa ineceğiz”
– Yarımca beldesinde termik santral yapımına dair neler söyleyebilirsiniz?
Tayfun Demirkapı (Esnaf): Buranın esnafı olarak termik santral yapımına karşıyım. Canıma da mal olsa, karşıyım. Ben bugün 40 yaşındayım. 10 yıl ömrüm ya var ya yok. 4 aylık ve 8 yaşında 2 çocuğum var. Yarın buradan bireysel kanunlar içerisinde bir şeyler yapsak sonu ne olur; tabii kanunlar çerçevesi dışına çıkmak istemiyoruz ama gerekirse o da olur. Zaten Beritan aşireti olarak biz burada farklı şekilde algılanıyoruz. Ama yarın burası, bu memleket için, gerekirse çocuğumu eşimi alıp sokaklara ineceğiz. Bizim için zaten bir şey yok. Çocuklarımız için, geleceklerine sahip çıkmak için direneceğiz.
– Siz karşısınız elbet! Fakat yapımına başlanırsa neler yapmayı düşünüyorsunuz?
– Eylem hakkımızı kullanırız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. İnsanları bu santrale karşı örgütleyeceğiz.
“Enerji Bakanı destek vermese yapamazlardı”
– Yarımca beldesinde termik santral yapımına dair neler söyleyebilirsiniz?
Ergün Demirbaş(köylü): Ben engelli olmasaydım şu an yürürdüm üzerlerine zaten. Ha buraya termik santral yapılmış ha Suriye buraya kimyasal atmış. Yani fark eden bir şey olmaz. Şöyle düşünüyorum; eğer enerji bakanı destek vermeseydi hiçbir şey yapamazdı.
“Halkın inadına hiçbir şey yapamazsın”
Tahir Ertürk (Çiftçi): İstemiyoruz! Zarardır bize. Yani yarın doğacak çocuk bile sakat doğacak. Yaptığımız bir çiftçilik var, ekinimizi bile ekemeyeceğiz. Zaten sabahları Ferro Krom’dan çıkan dumanlar bizi zehirliyor. Şimdi kimse istemiyor zaten! Burada tarım arazileri ve suyumuz var. Çevreye zararlı bir şeyi niye kabul edelim? Biz kendimizi düşündüğümüzde bugün varız yarın yokuz. Geleceğimiz için izin vermeyeceğiz. Ama devlet bunlara destek verirse yaparlar kesin. Yani enerji bakanı olsun Elazığ’ın milletvekilleri olsun kimse bu durum için bir şey yapmıyor.
1 yıl önce ÇED raporu hazırlanacaktı. Tabii halka sorulması gerekir değil mi? Ben orada bir cümle gördüm: “Halkın isteğine bağlı” diye referandum yapılacak, daha yapılmadı. Bir defa geldiler, halkın tepkisini alınca kaçıp gittiler. Çevreden bazı duyumlar alıyoruz. Ferro Krom sahibi Mehmet Yıldırım diyor ki; “ben inadına yapacağım.” Halkın inadına hiçbir şey yapamaz.