Kanal İstanbul Projesi’ne karşı tepkiler sürüyor. Yoğun yağmura karşı Kadıköy’de Süreyya Operası önünde toplanan çok sayıda kişi, yıkım, talan ve rant projesi Kanal İstanbul’a bu kez meşalelerle oluşturdukları zincirle ‘Hayır’ dedi.
Polis, Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu’nun çağrısını yaptığı eylem öncesinde Süreyya Operası önünü ablukaya aldı. Basın emekçilerine kimlik kontrolü yapan polis, çantaların da boşaltılmasını istedi.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve TİP Milletvekili Erkan Baş, ile birlikte çok sayıda kişinin katıldığı eylemde polis, zincirin oluşmasını engellemeye çalıştı.
Yolun iki tarafında zincir oluşturmak isteyenleri “Eylem yaptırmayacağız” diyerek tehdit eden polisle, yaşam hakkı savunucuları arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Tehditlere rağmen meşalelerle insan zinciri oluşturuldu. Eylemcilere yoldan geçen araçlar da alkışlarla ve korna çalarak destek verdi.
Basın metnini okuyan koordinasyon üyesi Melis Akyürek, “Deprem tehdidini her an hisseden, sevdiklerinin hayatından kaygı duyan İstanbullular olarak soruyoruz, hepimizin hayatı tehlikedeyken 110 milyar lira neden yıkılacağı kesin 50 bin belki de daha fazla konutun yenilenmesine değil de bir avuç zenginden başka hiç kimseye fayda sağlamayacak bir rant projesine gidiyor?” sorusunu yöneltti.
Kanal İstanbul Projesi’ne karşı olduklarının altını çizen Akyürek, akla, bilime, hukuka, halkın iradesine karşı olan projenin sadece insanlara değil bütün canlılara zarar vereceğini kaydetti.
Yapılması durumunda birçok felaket ortaya çıkacak
Akyürek, Kanal İstanbul Projesi gerçekleştiği takdirde yaşanacak sorunları şöyle sıraladı:
“İstanbullu susuz kalacak. Proje yapıldığı takdirde Terkos Gölü’ne tuz karışacak, Sazlıdere Barajı ortadan kalkacak. Küçükçekmece Lagünü ve yeraltı suları tuzlanacak. Vatandaşın evine, arazisine el konulacak! ÇED raporuna göre DOP kullanılarak halkın elinden, arazilerinin yüzde 45’i hukuksuzca, bedelsiz alınacak. Marmara Denizi ölü deniz haline gelecek Proje, Marmara Denizi’nin oksijensiz kalmasına, balık türlerinin yok olmasına, kanalizasyon sisteminin zarar görmesine neden olacak. Kuzey Ormanları tamamen yok olacak. Kanal inşaatıyla, 23 milyon metrekare orman alanı, 136 milyon metrekarelik tarım alanı ve sulak alan ortadan kalkacak. Göçmen kuşlar, hayvanlar, endemik bitki türleri yok olacak. Bir avuç zengin daha zengin olacak. Kanal İstanbul Projesi bir avuç inşaat sermayesine milyonlarca dolar kar sağlarken, projenin maliyeti vergilerimizle finanse edilecek. Hafriyat kamyonları zehir saçacak. 7 yıl boyunca İstanbul trafiğine günlük 10 bin hafriyat kamyonu katılacak. Yıllarca toz, zehir soluyacağız. Sevdiklerimiz her gün hafriyat kamyonu tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Binlerce yıllık kent belleği yok olacak. Kanal, Bathenoa Antik Kenti ve İstanbul’daki ilk yerleşmelerden biri olan Yarımburgaz Mağaraları’nı yutacak.”
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak Kanal İstanbul’a “dur” deme çağrısı yaptıklarını söyleyen Akyürek, ormanı, suyu, havayı, tarım alanlarını, sincapları, su samurlarını, leylek yavrularını, çocukları ve geleceği birlikte savunmaya çağırdı.
“Gençlik gelecek, gelecek yeşillenecek”, “Sana kanal yaptırmayacağız”, “Kanala hayır”, “Kanala değil depreme bütçe”, “Hasankeyf, Kuzey Ormanları, Kazdağları burada” sloganlarının yükseldiği eylem alkış ve zılgıtlarla sona erdi.