Kadın

Kadınlar Tutsakların sesi oldu

Yurtsever tutsakların başlatmış olduğu süresiz dönüşümsüz açık grevi direnişi 50. Gününe girerken İstanbul’da bu ses kadınlar tarafından çığlığa dönüştürüldü. Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen “Açlık Grevleri ile Kadın Dayanışma İnisiyatifi”  “Açlık grevlerinin sesini duyurun çözüm istiyoruz” yazılı pankart açarak iki saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi.

En önde anaların hazır bulunduğu eylemde söylenen türkülerle ve atılan sloganlarla duyguda öfke ve hüzün aynı anda yaşandı. İlkay Akkaya “Adıyaman” adlı eserini söylemesi ile anaların gözyaşlarında birçok gerçeğin tarifini görmek mümkün.  Belki yıllardır gözyaşlarına neden acı hükmün tarihsel tazeliği.  Her bir damlasını kınalı elleri ile silerken yüreğinin bir parçasını da alır götürür gibi içten ve inceden; ancak sessiz şekilde bir “ahh” çeker o tarih yüzü.

Ağla anam ağla ki hüznün atılsın. Zihninde sadece öfkeye ve bilince susamış berrak bir pınar fışkırsın.

Yıllardır dökülen gözyaşı göl oluşturuyor şimdi ve gürüldeyerek akacak nehirlere doğru yol alırken filizlendirip büyüttüğü fidanların kökünü çelikleştiriyor. Bir cesaret, inanç, öfke mayalıyor şimdi o kökleri.

Hapishanelerde açlığa yatan bedenlerin dışarıda sen olması öfkenin bir tasavvurunu çiziyor. Bu tasavvur ki sanatsal değerlerle açıklanacak bir ambiyans değil, tamamen gerçeklerin yaşanmışlığında ve sıcaklığında giz dolu bir ifade

İşte “Açlık Grevleri ile Kadın Dayanışma İnisiyatifi”nin eyleminde bu öfkenin tasavvuru çizildi. Tarihten bu güne kadınlara vurulan zincirlerin köhnemiş olduğu haykırıldı.” Biz kadınların söylenecek sözü değiştirecek gücü var” şiarı haykırıldı. Gerçek manada her ne şekilde olursa olsun kadın yüzleri tarihin o kör heybesini anlatıyor. Ancak salt bununla sınırlı değil.  O yüzlerde görülenin ötesi var. Mücadele, inanç, güç, cüret, fedakârlık var. Ve şimdi ağızlardan çıkan “Ez Li Virim” sloganı ile görülenin ötesi muktedir oluyor ; acı heybesi zannedilen o koca yüreklerde. Yüze yansıyor bu öfke ve iki parmak ile yapılan o evrensel işaretle kavgaya dönüşeceğinin yemini ediliyor. Açlık grevindeki kadın tutsakların her adı okunduğunda “buradayım” denilerek kavganın her anı kuşanılıyor. Kadınlar haykırıyor “Açlık grevlerinin talepleri ortada  devlet zevatının yalancı riyakar yüzüdür işte bizi bugün burada bir araya getiren. Açlık grevindeki tutsak kadınların her biri şimdi burada. Biz kadınların inancı, söylenecek sözü değiştirecek gücü var. Acı ve öfkeyi aynı anda yaşıyoruz.

Yalan söylemek yetenek ister

Eyleme açıklamayı Avukat Filiz Kerestecioğlu okudu. Kerestecioğlu  tutsakların taleplerini tekrar sıralarken Erdoğan’ın ifadelerinde tutsaklara yönelik her daim bir saldırının olduğu ifade etti. Angela Merkel ile ortak yaptığı basın toplantısında Türkiye’de açlık grevi yok sadece bir kişi açlık grevinde dedi Erdoğan. Bu yalanı Merkel şaşkın ifade ile izledi. Zira dünya da dahi yankı uyandıran bir gerçekten bahsediliyor. Tutsakların talepleri uğruna bedenlerini ölüme yatırmalarından bahsediliyor. Yalan söylemek gerçekten yetenek isteyen bir konu. Ancak Erdoğan kendi muktedirlik edasında bu yalanları kendisi gibi temelsiz bir hatta iade ediyor.

Eylemde tutsaklar haykırdı.

Tutsakların sesi olmak için gerçekleştirilen eylemde gönderilen mektuplarla Sara Aktaş gibi daha birçok tutsak coşkularını haykırdılar. Ölüme yatan bir bedenin her ifadesindeki moral ve motivasyon sloganların daha bir gür atılmasına vesile oldu. Bir ana kolu koparcasına yumruğunu sallıyor.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu