Gülay Bursalı 20 yaşında üniversiteli bir kadın. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde eğitim görüyor aynı zamanda dizilerde de yardımcı oyunculuk yapıyordu.
21 Mart günü, erkek arkadaşı E.Ö ile Avcılar da bir mekânda eğlendikten sonra iddiaya göre erkek arkadaşı E.Ö emlakçı arkadaşı C.I arayarak günlük ev kiralamak istedi. Erkek arkadaşı E.Ö’ nün emlakçı arkadaşları Gülay Bursalı’ ya tecavüz girişiminde bulunmuş, tecavüzcüsünden kaçmaya çalışan Gülay Bursalı 10’uncu kattan kendini boşluğa bırakmıştı. Bu olay burjuva medyasına “namusu için intihar etti”, “namusunu kaybetmektense, ölmeyi tercih etti” başlıklarıyla çıkmıştı.
Gülay’ın okulundan vicdansız yalan
Bunun intihar değil, cinayet olduğunu söyleyen Gülay Bursalı’nın okul arkadaşları, Gülay’ın da okuduğu İstanbul Aydın Üniversitesi’nde bir anma düzenlemek istemişti. Fakat okul yönetimi “kötü reklam” olmasından korktuğu için, anma düzenlemek isteyenlere “aile kesinlikle izin vermiyor” demiş, bunun üzerine kadın arkadaşlar aileye ulaşabilmiş ve Gülay’ın annesi böyle bir anmadan haberi olmadığını, “selam olsun kızımın arkadaşlarına, hepiniz benim kızımsınız artık” dediği ortaya çıkmıştı.
Okul yönetimi vicdansızca yalan söylemişti. Bunun üzerine anmaya devam etmeye çalışan öğrenciler okulun baskısıyla bir kez daha karşılaşmıştı. “Gülay’ın ölümü şaibeli” diyen okul yöneticileri, “Gülay’ın o saatte orada ne işi vardı” mesajını vermeye çalışmıştı.
Kadın düşmanı rektör-ÖGB-faşist çeteler el ele!
Aydın Üniversitesi Kadın Dayanışması ve Gülay Bursalı’nın arkadaşlarının düzenlediği anmada “Ahtım olsun. Yükleri ağırlaşsın diye iyice tabutumun içinde tepineceğim” pankartı kadınlar tarafından açılmış, pankart açılır açılmaz özel güvenlik pankart açanlara bağırarak müdahale etmişti.
“Okul içi pankart açmanın yasak olduğunu dışarıda yapın, ne yapıyorsanız” söylemi ile karşılaşan öğrenciler, dışarı okulun önündeki sokağa çıkarak orada anmaya devam etmişti. Bunun üzerine rektörlük tarafından “o sokak da okula ait” denilmişti. Okul yönetiminin baskısına rağmen anmaya devam eden öğrenciler, anma metnini okurken, okuldaki faşist çeteler tekbir çekerek, bıçaklarla anma yapan öğrencilere saldırmıştı. Bunun üzerine çevik kuvvet, anma yapan öğrencileri engellerken, faşist çetecileri izlemekle yetinmişti.
Çetelere değil, Gülay’ı ananlara “ceza”
Bu olaylardan sonra anmaya katılan arkadaşlara okul yönetimi tarafından soruşturma açıldığını öğrendik. Açılan soruşturma geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Bunun akabinde 3 öğrenciye uzaklaştırma cezası verilirken, 2 öğrenciye ise kınama cezası verildi.
Anmaya saldıran faşistler yine ceza almayarak, sırtları sıvazlanmıştır. Uzaklaştırma verilen öğrencilerin, rektörlüğün izlediği, devrimci-demokrat öğrenciler olması bu cezanın hukuksuzluğunun kanıtıdır. Daha önceden belirlenen öğrencilere verilen bu ceza, okuldaki devrimci-demokrat öğrencilere bir gözdağı verme ve yıldırma politikasıdır. Öğrenciler, üniversitelerindeki her türlü faşist ve gerici baskılara boyun eğmeyecektir. Üniversiteler bizlerle özgürleşecektir
Bir Partizan okuru
