Güncel

KADINLAR BİRLİĞİ | “Patriyarkal Düzene Karşı Öfkemiz 1 Mayıs’ta”

"Kadın ve LGBTİ+ hareketinin uzun yıllardır sokaklarda büyüttüğü deneyim, bugün umutsuzluğa kapıldığımız anı dahi örgütlemeye başlıyor."

2022,1 Mayıs’ı binlerce işçi ve emekçinin, Kürt halkının, gençliğin, kadın ve LGBTİ+’ların dört bir yanda tüm coşkusuyla alanlara, meydanlara çıktığı bir gün oldu. Son yılların en kitlesel 1 Mayıs’larından biri olduğunu söyleyebiliriz.

Emperyalist kapitalist sömürü düzeni savaş ve işgalden beslenerek ezilen milyonları, işçi ve emekçileri yoksulluk ve sefalete sürüklediği bir dönemde karşıladık 2022, 1 Mayıs’ını. Yine beraberinde ekonomik kriz ve yoksulluk çemberinde kalan milyonlarca işçi ve emekçinin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldiği, açlıkla mücadele ettiği bir tabloda, dört bir yandan çeşitli iş kollarında gelişen işçilerin, emekçilerin direnişine tanıklık ettik.

Sömürü düzenine başkaldıran, direnişe geçen işçi ve emekçiler bu kışın sonunun bahar olacağını çok önceden müjdelemişlerdi. 2022, 1 Mayıs’ı egemenlerin sömürü düzenini alt üst edebileceğimiz bir potansiyel açığa çıkartmıştır.

8 Mart’ta patriyarkal sömürü düzeni ve erkek şiddeti karşısında sokaklarda militan bir direnişle isyanı büyüten kadın ve LGBTİ+’ların mücadelesinden, Newroz’da Kürt halkının dört bir yanda büyüttüğü direniş ve mücadele faşist erkek devlete karşı verilen örgütlü bir cevap olmuştu. Bu yılki 1 Mayıs’ın coşku ve direnci tam da böylesi bir mücadele sürecinde mayalayandı.

Pandemi boyunca İstanbul Sözleşmesi sürecinde sokakları hiç bırakmayan kadın ve LGBTİ+ hareketi, uzun zamandır sokakta biriktirdiği enerjiyi ülkede gelişen politik gündemlere hızlıca refleks verip sokakta mücadele eden ve daha refleksif bir biçimde, diğer toplumsal kesimlere göre sahip olduğundan bahsedebiliriz. Buradan hareketle 2022, 1 Mayıs’ına da kadın ve LGBTİ+ hareketinin tam da bu ivmeyle hazırlandığından bahsedebiliriz.

Kapitalist sömürü düzenin derinleşen krizi en katmerli biçimde kadınların yaşamını tehdit ediyor. Kriz ve yoksulluk karşısında emeğimizin daha fazla sömürülmesi, işsizlikle tehdit edilirken ilk işten çıkarılanların biz olması karşımıza çıkmaktadır. İşte bu nedenle yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe karşı kadınlar emeğe dair talepleri ile 1 Mayıs’taydı. Artan erkek devlet şiddetine, kadın ve LGBTİ+’lara dönük sistematik saldırı politikalarıyla yaşamlarımızın ve kazanımlarımızın hedef alınmasına karşı isyanını 1 Mayıs alanlarından yükseltti.

Yine son süreçte hapishanelerde hasta kadın ve LGBTİ+ tutsaklara, siyasi tutsakları sindirmeye yönelik özel saldırı politikalarının sistematik bir hal aldığından bahsedebiliriz. Böylesi bir süreçte Garibe Gezer intihara sürüklenerek, katledildi.

Garibe için geç kal(an dayanışma)dığımız gerçekliği bir yana, bugün kadın mücadelesinin özneleriyle birlikte, akademisyen ve sanatçılar tarafından Aysel Tuğluk şahsında tüm hasta kadın ve LGBTİ+ tutsaklara yönelik çeşitli eylem ve etkinlikler örgütlenerek önemli bir mücadele alanı yaratıldı.

1 Mayıs’ta dört bir yanda kadınların yükselttiği isyan Binlerce Aysel(iz) olup sokaklarda, meydanlarda “Jin, Jiyan, Azadî!” sloganlarında buluştu.

1 Mayıs alanlarında Garibe’nin isyanını kuşanıp, hasta kadın ve LGBTİ+ tutsaklara daha fazla ses olmak için haykırdık. Garibe Gezer, dört bir yandan beyaz tülbentleriyle 1 Mayıs alanlarına koşan Barış Anneleri’nin zılgıtlarıyla selamlandı.

1 Mayıs’a sayılı günler kala İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararının iptali istemiyle açılan dava Danıştay 10.Daire mahkemesinde görüldü. Yüzlerce kadın avukatın savunması sonrasında, Danıştay savcılığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını hukuka aykırı buldu.

Erkek devletin kadın ve LGBTİ+ mücadelesinin bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme sürecinde de, karar sonrasında da aylardır sokaklarda mücadele ederek bu kararın anayasaya aykırı olduğunu hep dile getirilmişti. Savcılığın sunduğu bu görüş, bugün gelinen noktada kadın ve LGBTİ+ mücadelesinin etki gücünü göstermekte. Kadınlar, 1 Mayıs’ta “karar ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz demek” için, çekilme kararı iptal edilene kadar değil, İstanbul Sözleşmesi’nin tüm maddeleri uygulanana kadar mücadeleyi büyüteceğini haykırdı.

2022, 1 Mayıs’ın da her gün sokaklarda, işyerlerinde karşılaştığımız erkek devletin emeğimize, bedenimize, yaşamlarımıza, kazanımlarımıza dönük saldırı politikaları karşısında alanlardaydık. Artık daha örgütlüyüz.

Yaşam alanlarımızda bire bir mücadelesini verdiğimiz saldırılar karşısında artık yalnız değil daha kalabalığız. Kadın ve LGBTİ+ hareketinin uzun yıllardır sokaklarda büyüttüğü deneyim, bugün umutsuzluğa kapıldığımız anı dahi örgütlemeye başlıyor. Tam da bu noktada, bu deneyimlerden güç alarak yaşamlarımızı zapturapt altına alan egemenlerin sömürü çarkını ancak ve ancak örgütlü mücadele ile alt üst edebiliriz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu