İzmir’de binlerce işçi ve emekçi 1 Mayıs için Gündoğdu Meydanı’nı doldurdu.
Farklı kollardan oluşturulan kortejlerle Cumhuriyet Meydanı’na yürüyen siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütleri, buradan da Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.
Sanatçılar, erbane, davul-zurna eşliğinde alana giriş yaparken, kadın örgütleri, yok sayılan hakları ve kazanımlarını hedef alanlara karşı, “6284 sayılı yasan vazgeçmiyoruz, siyasi pazarlık konusu değiliz” ve “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dövizleriyle alanda yerini aldı.
Partizan İzmir’de kitlesiyle toplanarak, miting alanına girdi.
İZMİR | Partizan YDG, "Bugün de bizim gelecek de! Mücadeleyeli yükseltelim!" diyerek İzmir'deki 1 Mayıs mitinginin adresi olan Gündoğdu Meydanında.#Yaşasın1Mayıs#BijiYekGulan pic.twitter.com/wAKKrl0suS
— Özgür Gelecek (@ozgur__gelecek) May 1, 2023
Ardından 1 Mayıs Tetip Komitesi adına açıklama yapıldı.
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, bu 1 Mayıs’ın yeni bir başlangıç olduğunu belirterek, “İşçiden alıp patronlara verdiler; fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp çetelere kaynak aktardılar; rant için kentleri ve doğayı betona boğdular; asırlık yardım kurumlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler; doğal afetleri felakete çevirdiler: Sözün özü memleketi bir şirket gibi yönettiler ve sermayedarlara ülkeyi peşkeş çektiler” dedi.
Sarı, aynı amacı güdenlerin seçime giderken en faşizan, en gerici ittifak çatısı altında birleştiğini kaydetti.
Sarı, şöyle devam etti: “Ortak noktaları Kürt sorununda inkâr ve güvenlikçi politikaları, kadın karşıtlığı, gericilik, barışa karşıtlık, demokrasinin ortadan kaldırılışıdır. Bunların bize reva gördüğü Kayyum düzenidir, ihraçlardır, adaletsizliktir, tekçiliktir, militarizmdir, işkencedir, cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalardır. Yargı eliyle siyasi gözaltı operasyonlardır.”
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, ekonik krize dikkat çekti ve ekledi: “Mızrak çuvala sığmıyor, Türkiye toplumunun sabır taşı çatlayalı çok oldu. ‘Muhteşem yüzyıl’ımızı özetlemeye yeten tek şey, halkımızın kuru soğana bile muhtaç olmasıdır. Sadece başkanlık rejiminin sonrasında, pandemide, ekonomik krizde ve depremde karşı karşıya kaldığımız hakikat belli: İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız.”
