H.Merkezi: İstanbul Zeytinburnu Belediyesi’nde 20 yıldır taşeron olarak çalışan, Nisan 2018’de çıkarıla 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen ‘Taşeron düzenlemesi’ kapsamında işinden atılan ve 174 gün boyunca belediye binası önünde eylem yapan Kenan Güngördü 24 Eylül’de, “Başvuracak başka mercimiz kalmadı, biz de Ankara’ya, Meclis binasına taşımaya karar verdik” diyerek, “İşimi geri istiyorum” talebiyle yürüyüş başlatmıştı. Güngördü’nün başlattığı yürüyüş eylemine, güvenlik soruşturması gerekçesiyle Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ndeki işinden atılan Sinan Yerdelen ve KPSS ile Kadıköy Belediyesi’ne zabıta olarak atanmasına rağmen Gezi Davası yargılamasıyla, “güvenlik soruşturması’’ nedeniyle işine başlatılmayan Boran Atıcı da belediye önündeki oturma eyleminin 18. gününde, ataması yapılmayan Berfin Aslan, işlerinden çıkarılan Mazlum Çetinkaya ile Arkadaş Canpolat’ta katılmıştı. Ankara’ya ulaşan işçiler, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Binası’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. İşçiler, basın açıklaması öncesi Ankara Çankaya İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde eylemde olan Mahmut Konuk’a dayanışma ziyaretinde bulundu. Dün Ankara AŞTİ’de gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra, bugün de eylem sırasında polis yine müdahalede bulunarak, Güngördü, Yerdelen ve Konuk’u gözaltına aldı. Gözaltı işleminin ardından Güngördü, Yerdelen ve Konuk serbest bırakıldı. Mahmut Konuk’a yapılan dayanışma ziyaretinin ardından İHD Ankara Şubesi’ne geçen Güngördü ve Yerdelen, basın açıklaması gerçekleştirdi.
“Anayasa kitapçığını cumhurbaşkanına mı atalım”
Açıklamada ilk olarak konuşan Güngördü, AKP ’nin işçi ve emekçilere karşı kendi OHAL’ini uyguladığını belirterek, “ AKP OHAL’i kaldırdık dese de aslında kendi OHAL’ini uyguluyor. ‘İşimizi geri istiyoruz’ şiarıyla İstanbul’dan Ankara’ya başlattığımız yürüyüşümüzde çay içerken bile ensemizdelerdi. Güvenlik güçleri adım adım bizi izledi. Sanki bizler vatan hainiymişiz, sanki bizler hırsızmışız gibi bir yaklaştılar. Ama asıl suçlu onlardır. Çünkü biz işimiz, ekmeğimiz ve onurumuz için yürüyoruz” dedi. Eskişehir’den Ankara’ya gelmek için bindikleri otobüste ‘resmen rehin alındıklarını’ kaydeden Güngördü, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Biz otobüse bindikten sonra, polisler bindiğimiz otobüsün muavinini arayarak, Ankara’ya kadar hiçbir yolcunun otobüsten inmemesini söylemiş. Muavin de otobüste bulunanlara seslenerek, ‘Ankara Emniyeti’nden karar var; Ankara’ya kadar kimse inmeyecek’ dedi. Eskişehir’den Ankara’ya kadar yaklaşık 50 yolcuyu resmen rehin aldılar.” Meclis’in önüne gitmek istediklerini dile getiren Güngördü, ancak yoğun bir polis ablukasından kaynaklı meclis önüne gidemediklerini ifade ederek, “İllegal bir örgütmüşüz gibi bize yaklaştılar. Biz sadece işimizi geri istiyoruz. KHK’lerin kaldırılmasını istiyoruz. Anayasa kitapçığını cumhurbaşkanına mı atalım yani. Onlara kanunları biz mi öğreteceğiz” dedi.
“İşçi direnişlerinin volkan gibi patlamasından korkuyorlar”
Güngördü’nün ardından söz alan Sinan Yerdelen ise KHK ile yüz binlerce insanın ihraç edildiğine dikkat çekerek, “Haksız hukuksuz atılmalara karşı bir direniş sergileyeceğiz. Biz korkuları yenmek için bu yürüyüşü başlattık. Birleşirsek kazanırız. Ancak herkes kendi direnişinde. Bizler bu yürüyüşle yüz binlerce işçinin direnişini birleştireceğiz. Artık sabrımız kalmadı, adalet istiyoruz. Haklarını talep eden işçi ve emekçilerden korkuyorlar. Çünkü işçi direnişlerinin bir volkan gibi patlamasından korkuyorlar. Biz korkmadığımızı Eskişehir’de Ankara’da onlara gösterdik. Haklıyız kazanacağız” ifadelerini kullandı.
11 Ekim’de Meclis’te basın açıklaması
Basın toplantısında konuşan Mazlum Çetinkaya ise, “Kendi ekonomisine kayyum atayan bir hükümetten çok beklentimiz yok” dedi. Çetinkaya 11 Ekim’de Meclis’te gerçekleştirecekleri basın toplantısı için çağrıda bulundu ve “170 bin KHK mağdurunu 11 Ekim günü Meclis’te yapacağımız basın açıklamamıza bekliyoruz. 170 bin kişi ile Ankara’ya gelirsek mutlaka kazanırız” dedi.