EkolojiGüncel

EKOLOJİ | İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden uzmanlar, müsilaj raporu hazırladı

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden uzman ekip, Müsilaj kâbusuna çözüm bulabilmek için R/V Yunus S gemisiyle Marmara’ya açıldı.

ekoloji | Dört körfez ve çok sayıda koya sahip olmasına rağmen deniz hareketleri çok zayıf olan hassas bölgeye gitmeden önce tüm verileri hassasiyetle tarayan bilim insanları, araştırma gemisi R/V Yunus S ile hareket etti. Dekan Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar’ın liderliğinde Prof. Dr. Saadet Karakulak ve Dr. Öğretim Üyesi Uğur Uzer’in katıldığı bilimsel seferde 4 araştırma görevlisi ve doktora öğrencisi görev aldı.

Milliyet’in haberine göre bilim gemisi R/V Yunus S, 1994’ten bu yana 30 deniz istasyonu arasında toplam 135 mil (250 km) yaptı. Marmara Denizi’nin kaldıramayacağı kirliliğin oluşturduğu deniz salyasının en çok etkilediği ekosistemlerden Prens Adaları’yla başlayan bilim insanları ilk ölçümleri Burgazada arkasında gerçekleştirdi.

Balıklar terk ediyor

Bilim ekibi, gelişmiş teknomoji ürünü olan ve 2000 metreye kadar indirilebilen CTD ile 5 başlıkta (derinlik, çözünmüş oksijen, PH, sıcaklık, tuzluluk ve iletkenlik) veriler elde etti. Müsilaj felaketinden sonra en önemli verinin çözünmüş oksijen olduğunu söyleyen Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, sonuçların normalin altında olduğunu söyledi. Prof. Dr. Okyar, tespit ettikleri tehlikeyi şöyle detaylandırdı:

Çözünmüş oksijen canlı yaşamı için şart. Bizim nefes almaya deniz canlılarının da çözünmüş oksijene ihtiyacı var. Öncelikli hedefimiz çözünmüş oksijenin tespiti. Ne yazık ki normalin altında sonuçlar aldık. Litrede 2-3 miligram olması gereken çözünmüş oksijen daha ilk istasyonumuzun 35 metresinde sadece litrede 1 mg/L. 80 metrede ise bu oranın 0.8 mg/L’ye düşmesi denizde oksijenin bitmek üzere olduğunu gösterdi.

Körfezin girişi Eskihisar- Yelkenkaya’da ise oranın 0.7mg/L’ye düşmesi bizleri çok düşündürüyor. İnsan kaynaklı kirlilikle mücadele edilmezse karşılaşacağımız sonuçları düşünmek istemiyorum. Su altı hayatı çok azalmış, besin zincirinin vazgeçilmezi zooplankton (hayvansal plankton) tükenmiş.
Oksijenin azlığı ve besin miktarındaki düşme sebebiyle balıklar ortamı terk ediyor. Oksijenin azalmasıyla dipte canlı organizmalar ölebilir. Ölen bu canlıların bakteriyel aktivitelerle ayrışmasıyla kritik derecelerdeki çözünmüş oksijen oranı düşer. Bu olayın ilerlemesiyle hidrojen sülfür oluşabilir.
Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, 3 gün süren bilim seferinden elde edilecek sonuçların modeller üzerinde deneneceğini, geçmiş yıllarla karşılaştırılacağını ve alınan örneklerin laboratuvar ortamında incelenerek detaylı bir rapor halinde sunulacağını belirtti.

Gözlemlerini paylaşan Prof. Dr. Saadet Karakulak ise Adriyatik Denizi’nde yaşanan müsilaj kirliliğini örnek verdi:

“1800’lerden beri Adriyatik Denizi’nde müsilaj rapor edilir. Adriyatik Denizi’nin insan baskısının olduğu kıyısal alanlarda 1990’larda yoğun müsilaj görüldü. 7 ülkenin ortak hareket etmesiyle kontrol altına alındı. Marmara tüm sınırları tek ülkeye yani bize ait deniz. Yerel yönetimler, bakanlıklar ve üniversiteler ortak eyleme geçerek Marmara Denizi’ni kurtaracak radikal kararlar almalı. Çözünmüş oksijenin tür çeşitliliğini nasıl etkilediğini gördük. Körfez girişinden itibaren aralıkla yüzeyde kendisini gösteren müsilaj dibe çökerek canlı yaşamını tehdit ederek biyoçeşitliliği yok ediyor.”

Balıkesir Erdek’te müsilajdan kıyı görünmez hale geldi

Balıkesir Erdek ilçesinde sabah saatlerinde esen rüzgarla birikmeye başlayan müsilaj tabakaları, Aşağıyapıcı ve Tatlısu mahallelerindeki kıyı şeridinde yoğunlaştı. Karadan çekilen fotoğraflarda müsilaj katmanından kıyı görünmez halde.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu