İstanbul Üniversitesinde bir araya gelen Üniversiteli Öğrencileri, okulda Ankara’da 10 Ekim 2015’te katledilen 104 kişiyi anarken, örgütlü mücadeleyi büyüteceklerini vurguladı.
Okunan ortak metinde, “Bundan 9 yıl önce iktidarın Kürt halkına yönelik kirli savaş politikalarına karşı Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Ankara’da barış mitinginde toplandı binlerce insan. Dört bir yandan barış çağrılarının yapıldığı, savaşa hayır denildiği sırada katil IŞİD’in bombalı saldırısıyla katledildi 103 canımız. Üniversiteliler, işçiler, çocuklar, kadınlar, gençler… Devletin saldırıların önünü açtığı, IŞİD çeteleriyle işbirliği yaptığı için katledildiler” denildi.
Açıklamanın devamında, Ankara Gar Katliamı’nın failleri dün Maraş’ta, Sivas’ta, Suruç’ta katledenler olduğu, IŞİD çetelerine kasalarla silah gönderenler katledilen onlarca barış yanlılarının failleri olduğu dile getirilerek, “Bugün emperyalizmin ve siyonizmin işbirliğini yapanlar tam da bu katliamın sorumlusu konumundadır. İşte bu katiller mahkeme salonlarında korundular. İnsanlığa dair suç işlemekle suçlananlar beraat kararıyla ellerini kollarını sallayarak dışarı çıktılar.
IŞİD militanları dışarda cezasızlıkla ödüllendirildi. Barışı savunanlar katledilirken, mahkeme salonları cihatçı çeteleri serbest bıraktı. Dünden bugüne katliamlar yaşanırken AKP iktidarı her defasında vur emrini vermekle övündü. İşte bu emir bugün kadınlara, çocuklara, işçilere, kürtlere, LGBTİ+’lara yönelik nefret politikalarını ve saldırılarını körüklüyor. Daha geçtiğimiz günlerde devletin tüm yaşam alanlarını sattığı sermayenin tetikçileri; Artvin’de ormanını savunan, sermayeye peşkeş çekilmesine izin vermeyen köylülerin üzerine ateş açtı. Reşit Kibar devlet destekli sermayenin tetikçiliğiyle katledildi” denildi.
Açıklamada katledilen kadınlara dikkat çekilerek, “Sorumlular yargılanmazken doğasını savunan köylüler tutuklandı. Bizler erkek adaletin cezasızlık politikası kadınları her gün katlediyor derken İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil bir erkek tarafından canice katledildi. 1 yıl boyunca kadınları taciz eden fail işte bu adaletsizlikten güç aldı. Münevver Karabulut’un faili Cem Garipoğlu’nun akıbeti ise yıllar geçmesine rağmen gizli tutuluyor.
Hayvan yasası çıkararak yaşamaya dair her şeye düşman olan AKP kendini tekrar tekrar tanıtıyor. İşte görüldüğü gibi dün Ankara Gar Katliamı’nda katledenleri koruyan adalet, bugün hayvanlara kadar katliamını hızla sürdürüyor. Savaş çığırtkanlığıyla saldırıları körükleyenler halklar arası barışa, canlı yaşamına işte böyle düşman! Öyle düşman ki bir yandan Filistin’e destek naraları atarken diğer yandan Siyonist, katil İsrail’le ticari anlaşmalarını sürdürebiliyor.
Filistin’de hastane, okul, üniversite kalmamışken katliamın işbirlikçiliğini yapmaktan utanmıyor! İsrail’in kadınları, çocukları katletmesine emperyalist çıkarları için göz yumuyor. Mahkeme salonları katilleri koruyorken, 2015’teki bombalı saldırıların; Suruç’un, Ankara’nın hesabını Meydanlar’da sormak için burada bulunuyoruz. 33 düş yolcusundan 103 canımızın hesabını sormak şimdi bizim elimizde. Katilleri tanıyoruz, katliamlara yol açanları biliyoruz.
Biz bu saldırıları çok iyi tanıyoruz ve unutmuyoruz! Unutmuyoruz çünkü katledilen yüzlerce insanın kanı var bu topraklarda. Adım attığımız her alanda onlarla yaşıyoruz. Gezi Direnişi’ndeki sokakları terk etmeyen irade, yıkılmış bir kenti tekrar inşa etmek için topraklarımızdan Rojava’ya yola çıkanların iradesi, direnen onurlu Filistin ve Lübnan halklarının ortak iradesidir. Bugün bu irade gücünü; direnen Fernas işçilerinden, katledilen tüm kadınlar için sokakları doldurup taşıranlardan, özerk-demokratik üniversite talebiyle kayyum rektörlerle mücadele eden üniversitelilerden alıyor. Gençlik olarak her zaman ezilen halkların yanında konumlanacak, nerede hukuksuzluk ve adaletsizlik varsa haykıracağız. Örgütlü direnişimizi büyütmeye devam edeceğiz” şeklinde sona erdi.