Emek, ekoloji örgütleri ve siyasi partiler İstanbul, İzmir ve Ankara’da düzenledikleri eylemlerle Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madenciliğe ait Çöpler Altın Madeni’nde siyanürlü yığın liçi sahasındaki çökme sonucu meydana gelen katliamı protesto etti.
İstanbul
İstanbul’da Şişli’de bulunan ve Anagold Madenciliğin yüzde 20’sinin sahibi Çalık Holding önünde çok sayıda kişi yan yana geldi. “Kaza değil katliam, İliç ölüm madeni kapatılsın” pankartı açılan eylemde ilk sözü Polen Ekoloji aktivisti Cemil Aksu aldı.
6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde yeni bir katliama tanık olduklarını ifade eden Cemil Aksu, İliç altın madeninde ekoloji ve emek örgütlerinin defalarca uyarmasına, 2 yıl önce yaşanan siyanür sızıntısına rağmen hiçbir tedbirin alınmadığını vurguladı.
“Basit bir toprak kayması değil, etkileri on yıllarca sürecek bir doğa katliamına tanık oluyoruz” diyen Aksu, bu katliamın etkisinin bölgede ve Fırat’ın geçtiği havzalarda yıllarca süreceğine işaret etti. Aksu, “Aynı Çernobil gibi, etkisi yılları, sınırları, kuşakları aşacak bir katliam yaşanıyor. Bu katliam sadece toprak kayması denilerek örtülemez. Bu katliamın üstünün örtülmemesi gerekiyor. Çünkü yeni katliamlar kapıda” ifadelerini kullandı.
Ortak basın açıklamasını Göksen Ezeltürk okudu. Çok sayıda siyasi ekoloji ve emek örgütü temsilcisi de söz alarak doğa katliamlarına ve kapitalist sömürü düzenine karşı birleşik mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Eylem boyunca, “Katil Anagold İliç’ten defol”, “İliç madeni kapatılsın”, “Kaza değil bu bir katliam” sloganları atıldı.
Cevahir önünde önünde katliam protesto edildi
İliç’te yaşanan maden katliamını protesto eden İşçi Emekçi Birliği, “Yeni İliç’ler, Somalar, Ermenekler yaşanmaması tüm işçi ve emekçileri mücadeleye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
İşçi Emekçi Birliği, Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madenciliğe ait Çöpler Altın Madeninde yaşanan katliama ilişkin Mecidiyeköy’de eylem yaptı. “Anagold işçi kanı üzerinden servetini büyütüyor! Bu bir katliamdır, hesabını soracağız” pankartı açılan eylemde, “Sermaye vampirdir, işçi kanı emmektedir” dövizleri taşındı.
Çok sayıda siyasi parti, sendika, emek ve ekoloji örgütünün katıldığı eylemde, basın açıklamasını Okan Karaçam okudu. Madenin tüm itirazlara rağmen kapatılmadığını, aksine daha da genişletildiğini belirten Karaçam, yaşananın bir kaza değil daha fazla kar uğruna gerçekleştirilmiş bir katliam olduğunu söyledi.
Uzmanların uyarılarının, hazırlanan raporların dikkate alınmadığını, mahkeme kararlarının şirket lehine değiştirildiğini hatırlatan Karaçam, “Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım maden şirketinin faaliyetlerini protesto eden köylüleri ‘bozguncu’ ilan etti. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı ve şimdi de İBB Belediye Başkan adayı olan Murat Kurum şirketin tüm usulsüzlüklerinin belgelenmesine ve genişlemenin felakete yol açacağının raporlanmasına rağmen kapasite artışına onay verdi. Erzincan valisi, İliç kaymakamı, hakim ve savcılar şirketin ücretli memurları gibi kararlar aldılar” ifadelerini kullandı.
Anagold şirketinin 9 ayda 323 milyon dolar kar açıkladığını, şirketin 7,2 milyon dolar vergi borcunun silindiğini vurgulayan Karaçam, “Sermaye için asıl olan kardır. Bunun için milyonları yıkıma sürüklemekten geri durmuyorlar. İliç’te yaşanan doğa ve insan katliamı bunun yeni bir örneğidir. Ülkenin dört bir yanında daha fazla kar uğruna benzer katliam organizasyonları devlet teşvikleriyle sürdürülüyor” dedi.
Emperyalist tekeller ve yerli işbirlikçileri Erzincan, Artvin, Kazdağları’nı parça parça yok ederken yasaların onlara göre düzenlendiğini ifade eden Karaçam, şöyle devam etti: “İnsanlığı ve tüm canlı hayatını yıkıma sürükleyen bu düzene mahkum değiliz. Bu düzen ve sebep olduğu felaketler ancak işçi sınıfı ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle son bulacaktır. Yeni İliç’ler, Somalar, Ermenekler yaşanmaması tüm işçi ve emekçileri mücadeleye çağırıyoruz. Doğamızı, havamızı, toprağımızı ve hayatlarımızı yok edenlerden hesap sormak için hayatın olduğu her yerde örgütlenmeye çağırıyoruz.”
Eylem boyunca, “Katillerden hesabı emekçiler soracak”, “Kaza, kader değil, bu bir katliam” sloganları atıldı.
Ankara
Ankara’da çok sayıda siyasi parti, emek ve ekoloji örgütü Madenci Anıtı önünde yan yana geldi. “Kaza değil katliam, kader değil cinayet”, “Göz göre göre gelen felaket iş kazası değildir, insanlık toprak altında hesabını soracağız” pankartları açılan eylemde basın metnini Tuğba Kahraman okudu.Ortak basın açıklamasında, ekoloji örgütleri, meslek odaları, sendikalar, baroların Çöpler Kompleks Madeninin kapatılması için yıllardır siyasi iktidarı uyardığı kaydedildi. Uzmanların maden çalıştığı sürece bu katliamların kaçınılmaz olduğunu defalarca raporladığı ama iktidarın her seferinde Anagold’un ortakları Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holding’ten yana tutum sergilediği dile getirilen metinde, “Siyasi iktidar; ÇED olumlu kararları, kapasite artışının kabulü, milyonlarca dolar vergi indirimi ile üst üste gerçekleşen siyanür sızıntılarına rağmen SSR Mining ve ortağı yandaş şirket Çalık grubunun vahşi madenciliği sürdürmesine göz yumdu” denildi.
Türkiye’nin en büyük ikinci altın madeni olan Çöpler Kompleks Madeninin Yukarı Fırat Su Havzası ve birinci derece fay hattı üzerinde bulunduğuna işaret edilen açıklamada, burada Avrupa’da yasaklı siyanür liçli altın madenciliği yapıldığına işaret edildi. Açıklama, şöyle devam etti: “Tonlarca sülfirik asit ve siyanür kullanımı ile yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde açık atık havuzu, yığın liç alanı, milyonlarca tonluk zehirli kimyasal maddelerin yığılı olduğu pasa dağları ile bölgede ölümlere neden oldu. İliç’te ortaya çıkan kanserojen kimyasallar yüzünden siyanür zehirlenmesi ve kanser sonucu ölümlerde artış her seferinde örtbas edildi! Dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in iddianamesinden bildiğimiz üzere, şirket bölgede bulunan tüm bürokratları rüşvetle susturdu!”
Madenin üç katı büyütülmesi için son kapasite artışı talebine itirazlara rağmen ÇED olumlu kararının dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından verildiğine işaret edilen açıklamada, “Kaç canın göçük altında olduğunu, ne kadar alanın zehirlendiğini bilmiyoruz. Siyanür ve toksik kimyasallarla koca bir Fırat havzası ve Fırat’ın ulaştığı tüm uluslararası sular tehdit altında. Ekokırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor” denildi.
Açıklama, şöyle devam etti: “Yaşanılan tartışmasız ekokırım olup doğaya ve insana karşı işlenmiş kasti bir suçtur. Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır. Suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir. Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır. Göçüğün bulunduğu ekokırım alanı, bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmalı, delillerin karartılmasının önüne geçilmeli, süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir. İnceleme heyetlerimizle suç mahallinde olacak ve bu süreci yakından takip ederek sorumlularının kanun önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız.”
İzmir
Doğanın Çocukları da maden faciasına ilişkin Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı. Açıklamada “Canlılara mezar olan İliç altın madeni derhal kapatılsın” pankartı açılırken sık sık “Murat Kurum hesap verecek”, “Havama suyuma toprağıma dokunma”, “AKP elini doğamızdan çek”, “Kaza değil bu bir katliam” sloganları atıldı.
Basın metnini Doğanın Çocukları adına Can Okan okudu. AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Murat Kurum’un Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptığı dönemde bahsi geçen madene defalarca kez hukuk yoluyla faaliyet durdurma kararları çıkarıldığını vurgulayan Okan, “Lakin alınan kararlar uygulamaya konmadı. Tam tersine ihmaller zinciri, bizim de gayet alışkın olduğumuz şekliyle, ödüllendirilircesine katil madenin kapasitesi arttırıldı. İlgili şirketin vergi borçları halkın cebinden ödenip sıfırlandı. Sermayenin kazancını, işçinin ocağından, köylünün mahsulünden, balığın kuşun canından, dinamitlerle havaya uçuruldu. Siyanürle zehirletilen toprağın kıymetinden daha fazla önemseyenlere karşı, ekoloji ve emek hareketi bileşenleri olarak bu madene hep karşı çıktık çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Fırat’ı her geçen saniye biraz daha zehirleyen ilgili madenin derhal kapatılması gerektiğini vurgulayan Okan, ” İşçi ve doğa katili örtbasçı yetkililerin adalet karşısına çıkarılıp, yargılanmalarını istiyoruz! Siyanür liçli madencilik yöntemlerinin yasaklanmasını ve katil Anagold Holding’in tüm mal varlığına el konulması suretiyle kapatılmasını istiyoruz! İstanbul’a belediye başkanı olabilmek için adaylığını koymuş olan Murat Kurum’un bu kararından vazgeçmesini ve hesap vermesini istiyoruz!” diye belirtti.