İşte gidiyoruz bir bir
arkamıza bakmadan,
cellada yalvarmadan gidiyoruz
sitem etmeden,
ölüme diz çökmeden gidiyoruz.
insanlık onuruna leke sürmeden…
görmeyeceğiz artık gül renkli sabahları
gökyüzünde dolaşan beyaz bulutları,
güneşi, denizi ve mor bakışlı dağları…
birazdan baş koyduğumuz şafakların güzelliğinde,
buluşacağız bizden önce gidenlerimizle
bir yanımızda İbo,
öte yanımızda Süleyman,
sohbetin orta yerinde Nubar.
her biri bir bahar dalı,
her biri bir ışık taşıyıcısı
bilir bizi,
dalın üstüne konan ak güvercin,
Amed zindanından yaşlı gardiyan,
kandan ve ateşten yazılı tarihimiz,
yüreği yaralı yârimiz…
ne zulme, ne de ölüme,
ne fırtınaya, ne de kasırgaya boyun eğmedik!
hep direndik,
faşizme boyun eğmedik.
ey yaralı ülkemin onurlu insanları,
ey düşlerimizi teslim ettiğimiz yoldaşlar,
yüreğinizde birikmiş o keder aksın gözlerinizde!
yüreğinizdeki o incecik bitimsiz sızı son bulsun!
gitmek ayrılmak değil
vedalaşmak hiç değil
yine sevdanın,
kavganın
ve
gelecek
düşün
orta
yerindeyiz.
Bir ÖG Okuru