İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), 2020 yılı ilk 10 ayı için hazırladığı “Baskı ve Tehdit Yöntemleri ile Ajanlaştırma Dayatması ve Kaçırmalara Dair Özel Rapor” kamuoyuna paylaşıldı.
İHD Genel Merkezi’nde gerçekleşen basın toplantısında konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bu konuda özel rapor hazırlama ihtiyacı son 3 yıldır kendini gösterdi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanılanların benzerini yeniden yaşamaya başladık. İnsanlar son 3 yıldır işkenceye uğruyor, kaçırılıyor” dedi. 2020 yılının ilk 10 ayında 160 kişinin baskı ve tehdit yöntemleriyle ajanlaştırma dayatması ve kaçırmalara maruz kaldığını belirten Türkdoğan, son yıllarda artan hak ihlallerine karşı yetkilileri uyardıklarını anımsatarak, “Bu sayılar bizim tespit ettiğimiz sayılar. Ben bir yurttaş olarak hayrete düşüyorum Türkiye nasıl bu hale geldi? Meclis’te bulunanlar neden sessiz” diye sordu.
“Cumhuriyet savcıları ne yapıyor?”
Türkiye’nin başkenti Ankara’da insanların kaçırıldığını vurgulayan Türkdoğan, “Bu cesareti nereden alıyorlar? Yargının görevi suç işleyenleri sorgulamak Cumhuriyet Savcıları ne yapıyor? Sizin göreviniz iktidarı eleştirenlere soruşturma açmak değil. Hala akıbeti belli olmayan Yusuf Bilge Tunç var. Tunç’un akıbeti bir an önce açığa çıkarılmalı. Kaçırma, ajanlaştırma faaliyetleri liselilere, siyasetçilere, gazetecilere inmiş durumda. Maalesef bu konuda artık tedbir alınması gerekiyor. Gözaltına alınan herkese mülakat adı altında iş birliği dayatılıyor. Bunun CMK’da yeri yok” dedi.
Söz konusu uygulamaların kimseye kazandırmayacağının altını çizen Türkdoğan, “Meclis üstüne düşeni yapmalı ve bu olaylara karışanlar hakkında gerekli disiplin soruşturmalarını başlatmaya davet ediyoruz. Geçen yıl Meclis’i uyardık ama bu yıl daha fazla arttı. Meclis’te salgın yasakları bitince yine gidip bu raporu yetkililere sunacağız. BM başta olmak üzere işkence ile mücadele eden uluslararası kurumlara bu raporu sunacağız. Bu tarz işkence yöntemlerinden vazgeçilmeli” ifadelerini kullandı.
Toplam 160 kişi
İHD’nin hazırladığı raporda ise şu bilgilere yer verildi:
* 2020 yılının sadece ilk 10 aylık sürecinde İHD Genel Merkezi’ne 6, İHD İstanbul Şubesi’ne 11, İHD Diyarbakır Şubesi’ne 5, İzmir Şubesi’ne 14, İHD Ankara Şubesi’ne 5, İHD Mersin Şubesi’ne 1, İHD Van Şubesi’ne ise 3 kişi, başvuru yapmıştır. İHD Genel Merkezi Dokümantasyon Birimi ise 10 kişinin kaçırılarak ajanlık teklifine ve tehdidine maruz kaldığını, bu kişilerin resmi işlem yapılmadan serbest bırakıldığını belirlemiştir. 72 kişinin ise çeşitli yerlerde (gözaltında ve gözaltı yerleri dışında) ajanlık teklifine ve tehdidine maruz kaldığını, 4 kişinin de hapishanede iken savcı ya da diğer güvenlik görevlilerince ajanlık teklifine maruz kaldığını, 29 kişinin ise sosyal medya üzerinden tehdit edildiklerini tespit etmiştir. (Toplam 160 kişi)
* 2019 yılı raporumuzda yer verdiğimiz zorla kaçırılarak 7 ay alıkonulan Salim Zeybek, Gökhan Türkmen, Erkan Irmak, Yasin Ugan, Özgür Kaya ve Mustafa Yılmaz hakkında etkili bir soruşturma yapılmamıştı. 2020 yılında ise bu kişilerden Gökhan Türkmen ve Yasin Ugan ilk kez kaçırıldıklarını ve işkenceye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.
* Salim Zeybek, Gökhan Türkmen, Erkan Irmak, Yasin Ugan, Özgür Kaya ve Mustafa Yılmaz’ın bulunmalarından bir ay önce 6 Ağustos 2019 tarihinde zorla kaybedildiği ileri sürülen Yusuf Bilge Tunç ile ilgili bir yılı aşan süreye rağmen halen bir haber veya bilgi yoktur.
* Baskı ve tehdit yöntemleri o kadar ileri gitmiş ki, Türkiye’nin 3’üncü büyük partisinin parti meclisi üyeleri bile tehdit edilmektedir. 18 Eylül 2020’de HDP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi ve HDP Gençlik Meclisi Eş Sözcüsü Serhat Aktumur, Kayapınar İlçesi Kantar Kavşağı’nda önü 3 kişi tarafından kesilerek kaçırıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yazılı kimliği gösteren kişiler, burada kendisine ‘sohbet’ adı altında konuşma teklifinde bulunduğunu söyleyen Aktumur, bunu reddetmesi üzerine darp edilerek, zorla bir araca bindirildiğini belirtti. Başından geçenleri aktaran Aktumur, kaçırıldığı araçta şiddete maruz kaldığını ifade etti.
* 2020 yılı içinde çeşitli tarihlerde HDP’li siyasetçi ve milletvekillerine (Serpil Kemalbay, Murat Sarısaç, Hüseyin Kaçmaz, Habip Eksik, Nuran İmir, Semra Güzel, Murat Çepni, Hasan Özgüneş, Ayhan Bilgen, Veli Saçılık, Emine Çetiner) sanatçılar Gökhan Yavuzel, Ferhat Tunç, Pınar Aydınlar, yazar Gülfer Akkaya sosyal medya üzerinden ‘jitem.turkey’ isimli hesaplardan ‘Ölüm seni bulacak hewal bekle, şewbaş. Kod adı Yeşil’ içerikli mesajlar ile tehdit edilmişlerdir.
* Bu başvurular derneğimizce İçişleri Bakanlığı’na, Kolluk Gözetim Komisyonu’na ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na gönderildiği halde etkili bir soruşturmanın yapılmadığı görülmüştür. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda hâlâ kolluğu denetlemekle ilgili bir alt komisyon oluşturulmamıştır. İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu 2019 yılında faaliyetine başlamış olmasına rağmen halen hangi çalışmaları yaptığına dair bir rapor yayınlanmış değildir.”
Adalet Bakanlığı ve HSK’ye çağrı
Raporun devamında şu sonuç ve önerilerde bulunuldu:
“* Cumhuriyet savcıları, TCK’da tanımlı tehdit, hakaret, işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, görevi kötüye kullanma gibi birden fazla suç teşkil eden kaçırma ve ajanlaştırma faaliyetlerine sessiz kalmamalı, şikâyetleri etkili bir biçimde soruşturmalı ve failler tespit edilerek devlet korumasından çıkarılarak yargılanmalıdır. Bu konuda Adalet Bakanlığı ve HSK üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.
* TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, kolluğun denetlenmesine yönelik olarak bir alt komisyon kurmalı ve başvuruları değerlendirmelidir.
* Kolluk Gözetim Komisyonu, bu raporda belirttiğimiz ihlallerle ilgili etkili faaliyetler yürütülmelidir.
* TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kanundan kaynaklanan yetki ve sorumluluğu gereği alt komisyon kurarak istihbarat örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalı, bu raporda belirtilen yasa dışı faaliyetleri önleyecek etkili tedbirler almalıdır.
* Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin bu konuda Türkiye ziyareti yapması talep edilecektir. Ayrıca, BM’nin yetkili organlarına da başvuru yapılacaktır.”