Roboski Katliamı devletin Kürt Meselesinde uyguladığı güvenlikçi politikaların sonuçlarından sadece biri ve en korkunç olanıdır. Nevala Kasaba gibi, 33 Kurşun Katliamı gibi sivillerin katledildiği ve sorumlularının ortaya çıkarılmadığı faillerin hesap vermediği katliamların benzeridir ROBOSKİ” şeklinde başladı.
Açıklama, “Düne kadar yaşananların eşiği de yarın katliamların tekrar etmemesinin ve çözümün yeniden kurulabilmesinin eşiği de insan hakları, barış, adalet, cezasızlığın bitirilmesi ve sorumluların hesap vermesidir. Coğrafya kader değildir ve Roboski faillerinin yargılanması, bu acıların bir daha yaşanmaması için bir eşiktir. Bilinmelidir ki: savaş üreten ret ve inkâr politikalarını sorgulamak ve hakikatin araştırılmasını istemek İnsan Haklarını önceleyen her yurttaş için bir sorumluluktur. Halkların bir arada barış içerisinde yaşamasının önündeki en büyük engel savaş ve güvenlikçi politikalarıdır.
İnsan hakları savunucuları olarak devlet ve iktidar şiddetine karşı, başta Roboski katliamı olmak üzere; bu coğrafyada yaşanmış tüm katliamlar için hakikatin ortaya çıkarılması, onarıcı adaletin sağlanması ve faillerin yargılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
ROBOSKİ katliamının 13. Yılında katliamda hayatını kaybeden yurttaşları saygı ile anıyoruz. Bu gün dolayısı ile bir kez daha devleti yönetenlere sesleniyoruz.
Roboski Katliamı “Kaçınılmaz Hata” sonucu yaşanan bir katliam değil; bile isteye Kürt Halkına yaşatılan bir katliam ve acıdır. Bu katliam Kürt Meselesinin inkârı ile yürütülen savaş ve güvenlikçi politikaların sonucu yaşanmıştır. Hukuk hileleriyle katliam failleri cezasızlıkla ödüllendirilmiştir. Bu coğrafyada 1915 yılından beri yaşanan katliamlar gibi ROBOSKİ katliamı da; uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisindedir. Zamanaşımı, cezasızlık ve hukuk hileleri ile insanlığa karşı işlenen suçlar örtbas edilemez.
Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda “Barış ve Adalet ”in yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir” şeklindeki sözlerle sonlandırdı.