İnsan Hakları Derneği Çocuk Hakları Komisyonu 20 Kasım Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. 20 Kasım, çocuğun insan haklarına saygı gösterilmesi, korunması ve geliştirilmesi konusunda miheng taşlardan biri olan Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin 32’inci yıldönümü olduğu hatırlatılan açıklamada, “Çocukların hak sahibi ve eşit yurttaşlar olduğunu; yetişkinlerin sorumlulukları ve devletin yükümlülükleri olduğunu hatırlamak, hatırlatmak için önemli!
Bunun yanı sıra ısrarla ve inatla, çocuğun insan haklarının bir güne sıkıştırılacak kelimeler değil, her zaman öncelik ve gündem olması gereken bir düşünce, yaklaşım ve hareket zemini olduğunu vurgulamak istiyoruz” denildi.
Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeye rağmen yaşanan çocuk hakları ihlallerine işaret eden İHD, “Öyle ki nüfusun yaklaşık 1/3’ünü oluşturan çocuklar özelinde çok daha fazla yıkıcı etkileri olan sorun alanları büyüyor.
Tahakküm üreten ilişkiler, yapısal ve çıplak şiddet, yoksulluk, yoksunluk, ırkçı, cinsiyetçi ve her türlü ayrımcı muamelenin yanı sıra son dönemlerde etkisi derinden hissedilen pandemi ve küresel iklim krizinin olumsuz etkileri çoğalıyor. Yetişkinler tarafından kurgulanan politika ve yaklaşımlar, ihlallerin kesişimsel olarak artmasına neden oluyor” diye kaydetti.
Yaşanan çocuk hakları ihlallerinin sorumlusunun devlet olduğu vurgulanan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin çocuklar bakımından önemine değinildi, sözleşmeden çekilme kararının çocuğun yüksek yararını gözetmeyen eğilimi açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekildi.
Çocuklara yönelik şiddet ve istismarın cezasız kaldığı, çocukların evlilik yoluyla istismar edildiği hatırlatılan İHD açıklamasında, Türkiye devletine Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme’deki yükümlülüklerini yerine getirmek çağrısı yapıldı.
İHD açıklamasında çocuklara yönelik hak ihlallerinin sona erdirilmesi için yaşama geçirilmesi gereken uygulamalar şu şekilde sıralandı:
“Eğitimde fırsat eşitliği, şiddete maruz bırakılan çocukların kolay erişebilecekleri destek ağlarının yaygınlaştırılması, hapishanelerde bulunan çocukların serbest bırakılması, çalışan çocukların eğitim ve sağlığa ücretsiz erişimlerinin sağlanması, çocuk istismarına evlilik yoluyla cezasızlık getiren yasa tasarısının yeniden gündeme alınmayacak biçimde iptal edilmesi, Medeni Kanun’da aile rızasıyla 17, mahkeme kararıyla 16 olan evlilik yaşının, koşulsuz şartsız olarak 18 yaş üzerine çekilmesi, çocuklara karşı işlenen suçlarda çocukların yüksek yararının gözetilerek cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılması, çocuklara ana dilinde eğitim hakkının tanınması, çocuk hakları örgütleri ile iş birliği yaparak, uygulanabilir bütüncül bir çocuk koruma politikası oluşturulması, başta Çocuk Haklarına dair Sözleşme olmak üzere insan hakları belgeleri üzerine inşa edilen İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar taraf olunması…”
