Son yıllarda, ülkemizde kendisini bir sonuç olarak duyuran en önemli konulardan biri de bireysel.toplumsal şiddettir. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu toplumsal süreçte AKP iktidarı kendisini şiddet kavramı etrafında kurarak biçimlendiriyor. AKP bu hedefi doğrultusunda denetim ve kısıtlamalarla ya da özlük haklarını gasp ederek, özel yaşamın mahremiyetine tacizde bulunmaya kadar çeşitli şiddet biçimleriyle iktidarını pekiştirmektedir.
Bu şiddet sarmalının yaşandığı alanlardan biri de sağlık sektörüdür. Sağlık sektöründe binlerce hekim, hemşire ve sağlık emekçisi şiddetle karşı karşıya kalırken “sağlıkta dönüşüm” programı ise övüle övüle bitirilemiyor. Öyle ki Başbakan Binali Yıldırım, bu dönüşüme, “Artık hastaneler o kadar şirin hale geldi ki, vatandaşlar oğullarını, kızlarını evlendirmek için acil servislere gidiyorlar” gibi bir aymazlığı çok rahat dayanak yapabiliyor.
Gerçekleri saklayamazsınız!
Kadın hekim ve diğer çalışanlara yönelik açık bir tacizi anlamına gelen bu ifadeler, 14 yıllık AKP iktidarı döneminde kendilerince kadına biçilen misyonun yansımalarından biridir. Kadını nesneleştiren, bir magazin malzemesi olarak sunan bu anlayış acil servislerde gerçekler her şeyin tozpembe olduğunu yansıtmaya çalışsa da her gün yaşanan onlarca şiddet örneğiyle karşı karşıya kaldığımızın üstünü örtemeyecek kadar ortada duruyor.
Fiziksel ve ruhsal yıpranma yaşatılıyor
AKP iktidarının gündemi manipüle ederek gerçekleri saklama çabası, politik bir yönelimle yapılıyor. Yani kültürel yapıya sindirilmek istenen şiddet veya taciz, olağan bir durum olarak günlük yaşamın bir parçası haline getirilmeye çalışılıyor. Özellikle de acil servislerde çalışan sağlık emekçileri, tehdit, taciz ve fiziksel şiddete yoğun bir şekilde maruz kalıyor. Sağlık çalışanları, ağır iş yükü, aşırı sayıda nöbetler, döner sermaye ve performans kaygıları nedeniyle yıpranıyorlar. Acil servisler gibi hasta ve hasta yakınlarıyla doğrudan ve yoğun biçimde temas içinde olduğundan bu alanda çalışan çok sayıda sağlık emekçisi “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sonucunda uygulanan politikalardan kaynaklı doğrudan fiziksel ve ruhsal yıpranma yaşıyorlar. Nitekim Sağlıkta Dönüşüm Programı daha nitelikli bir hizmet üretimi yerine, hekimlerin özlük haklarını ve saygınlıklarını azaltan bir saldırının adıdır.
Yani acil servislerin ve hastanelerin, başbakanın bahsettiği gibi “şirin” yerler değil, yıllardır çözüm üretilmeyen ve AKP’nin politikaları nedeniyle de sorunların patlama noktasına geldiği yerler olduğunu apaçık ortadadır.
“Binali Yıldırım, paraşütle gelmiş”
Başbakan Binali Yıldırım’ın “acil servislerde kız bakılmaya gidiliyor” sözlerine ilişkin gazetemiz Özgür Gelecek’e açıklamalarda bulunan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Başbakan’ın sözlerinin gündem yaratmaya yönelik olduğunu ifade etti.
AKP iktidarının sağlık alanında olumlu bir tablo çizme çabası içinde olduğunu belirten Çerkezoğlu, “AKP iktidarı aslında kendi uydurduğu bir yalana kendisi de inanarak ve çeşitli konularda bunu hep Türkiye’nin gündemini belirlemek üzere gerçekleştiriyor. Yıllardır sağlık alanında, hastanelerde son derece olumlu, tozpembe bir tablo çizdiler ve görünen o ki buna kendileri de inandılar. Şu anki başbakan, herhalde kendisi de inanmış ki bu sözleri sarf edebiliyor” dedi.
“Ülke yönetmek ciddi bir iştir”
Hastane acil servislerinin çok büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu ve Yıldırım’ın bu sorunları görmezden geldiğini belirten Çerkezoğlu, şunları ifade etti; “Biz her şeyden önce başbakana bir ülkeyi yönetmenin ciddi bir iş olduğunu hatırlatmak istiyoruz ve ciddiyete davet ediyoruz. Sağlık hizmeti ciddi bir iştir. Hele hele aciller gerçekten hastanelerin en zor, en yoğun bölümleridir. Her gün yüzlerce, binlerce insan hastane acillerine başvuruyor. Türkiye, nüfusundan fazla acile başvurulan bir ülkedir. Yılda 100 milyon başvuru oluyor acillere, dolayısıyla hastanelerin acilleri çok büyük sorunlarla yüz yüzedir. Başbakan bütün bunları görmezden gelerek kendi çizdiği toz pembe tabloya inanarak bunu ifade ediyor. Biz bunun her şeyden önce ülke yönetmenin ciddiyetiyle bağdaşmadığını söylüyoruz.”
Başbakan özür dilemeli
Başbakan’ın “acil servislere kız bakılmaya gidiliyor” sözlerini kadın sağlık emekçilerine karşı yapılmış büyük bir hakaret olarak gördüklerini de söyleyen Çerkezoğlu, başbakanı özür dilemeye çağırdı.
Çerkezoğlu, “Bu ülkede yaşayan 80 milyon insanı, hastanelerde hizmet üreten 100 binlerce sağlık çalışanına ve her şeyden önce de çok fazla kadın çalışanın olduğu bir iş kolu olan sağlık iş kolunda kadın sağlık emekçilerine karşı çok büyük bir hakaret olarak algılıyoruz ve özür dilemesini bekliyoruz” dedi.
Sağlık alanında yaşanan olumsuzlukları, görmezden gelen yaklaşımları kınadıklarını ifade eden Çerkezoğlu, bugüne kadar halk ve sağlık çalışanlarının hakları için mücadele ettiklerini, bundan sonra da mücadelelerinin süreceğini belirtti.