Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledilişinin 15’inci yıldönümünde anıldı. Ankara Hrant Dink Anma İnisiyatifi ve Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi tarafından İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi önünde gerçekleştirilen anma etkinliğine katılanlar ellerinde “Hrant İçin Adalet İçin ” ve “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeniyiz!” dövizleri taşıdı. Anma etkinliğinde Ermeni ezgileri de yer alırken, Ermenice “Sarı Gelin” türküsü çalındı. Anmaya Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik de (YDG) katılarak destek verdi.
‘Bu ülkeye barış gelene kadar mücadele sürecek’
Saygı duruşuyla başlayıp basın açıklamasıyla devam eden anmada ilk olarak İnsan Hakları Derneği Eş Başkanı Öztürk Türkdoğan konuştu. Hrant Dink’in toplumun vicdanına seslendiğini söyleyen Türkdoğan şunları kaydetti:
“15 yıl önce gerçekten hepimizi şok eden, hepimizin yüreğine kor düşüren bir cinayet işlendi ve Hrant’ı kaybettik. Aslında bir nevi vicdanımızı kaybettik. Yıllardır vicdanımızı arıyoruz. Adaletten önce, hakikatten önce vicdanlı olmak gerekir. Herkesin vicdanlı davranması gerekir. Hrant halkların barış içerisinde yaşamasını istiyordu. Geçmişte ne olup bittiğini araştırılmasını ve öğrenilmesini istiyordu. Soykırım gerçeğiyle yüzleşilmesini istiyordu. Ondan da önce vicdanlara seslenmek istiyordu ve ülkeyi terk etmemişti. Israrla ve inatla burada kalacağını söylüyordu. Ve güvercin ürkekliğiyle yaşadığını ifade ediyordu. İşte bir ülke bu ürkeklikle yaşayan bu insanı organize bir şekilde devlet içindeki her türlü çete yapısının el birliği ve iş birliğiyle öldürmeye karar vermişse zaten o ülke vicdanını yitirmiştir, kaybetmiştir. Şimdi bizler aslında hepimiz daha vicdanlı adaleti ve hakikati gözeten bir yeni ülkenin kurulması için demokrasinin kurulması için adaletin gelmesi için hakikatin ortaya çıkması için mücadele ediyoruz. Hrant’tan öğrendiğimiz çok şey vardı. Öğreneceğimiz de çok şey var. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Bu ülkeye barış gelene kadar da mücadelemiz sürecek diyorum”
‘Hrant Ermeni bir muhalif olduğu için katledildi’
Yazar ve akademisyen Fikret Başkaya ise konuşmasında Hrant Dink cinayetinin üzerindeki sis perdelerinin hâlâ aralanabilmiş olmadığını hatırlattı.
“Perdenin aralanması mümkün değil” diyen Başkaya şunları kaydetti: “Geride yapılan yargılamalar, seyirciyi oyalama amacı taşıyordu. Eğer bir siyasi cinayetin faili devlet ise taammüden rejim tarafından tasarlanmış ve uygulanmış ise gerçeğin açığa çıkması mümkün olmaz. Eğer birileri dar ağacını kurmuşsa, ipi kurbanın boynuna geçirecek biri her zaman bulunur. AK Parti iktidarı ve onun yargısı bilinen bütün gerçeklere karşı 15 yıllık yargı sürecinin sonunda Hrant Dink cinayetini de kendi politikalarının bir aparatı haline getirmiş, ilk günlerde kamuoyunun önüne attığı ayak takımının yanına FETÖ’cü diye damgaladığı iki polis şefini de katarak olayı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybetmeye çalışmıştır. Ancak bu kimseye inandırıcı gelmez. Hepiniz oradaydınız! Hrant Dink Anadolu Ermenisi bir gazeteciydi. Muhalifti, Ermeni Soykırımı gerçeğini sürekli hatırlatıyordu. Rejimin ayıbını açık ediyordu. Kutsal devletin sahiplerini rahatsız ediyordu. O Ermeni bir muhalif olduğu için katledildi. Aynı Tahir Elçi’nin de Kürt ve muhalif olduğu için katledilmesi ve daha niceleri gibi.”
‘Acımız bir zerre olsun dinmedi’
Basın açıklamasında konuşan HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, ise “Yaşadığımız olsun acı bir zerre olsun dinmedi. Çünkü bu ülkenin gerçekten en barışçıl en vicdanlı en bilge insanlarından birini yitirdik. O gün ‘Beyaz Bereli’ dediler sonra ‘Ergenekoncular, FETÖ’cüler’ dediler aslında yıllardır işlenen bu cinayetlerde arka planda olan devlet aklı hiçbir zaman değişmedi ve o günden bugüne nasıl geçmişte ocak ayında yitirdiğimiz Mustafa Suphi’ler, Maria Suphi’ler, Uğur Mumcu’lar varsa bugün Hrant Dink varsa, Deniz Poyraz da aynı şekilde katledildi. Katillerin hiçbiri meczup değildi. Meczupluğa sığındırılmak istediler ama gerçek Türkiye’de muhalifliğe tahammülsüzlük, muhaliflerin ve özellikle de bu barışçı sesin yayılmasını engelleyemediler. Engelleyemeyecekler. Dirençle 15 yıldır mücadelemizi büyüterek güçleniyorsak bunu yaptığımız sürece başaramayacaklar. Türkiye halkları barış içinde özgürce yaşamayı hak ediyor. Bir gün mutlaka başaracağız. Hrant’a sözümüzdür! Seni özlüyoruz. Buradayız, seni çok seviyoruz” dedi.