Sözcü Abhay tarafından yapılan açıklamada, “Herhangi bir Anayasal formaliteye uyulmadan değiştirilen 1980 tarihli Orman Koruma Yasası’nın (FCA) uygulanması için yapılan kurallar, başta 1996 tarihli Panchayat Extension to Scheduled Areas (PESA) ve 2006 tarihli Orman Hakları Yasası uyarınca Gram Sabha’ların (Köy Meclisi çn.) hakları olmak üzere ülkenin yerli halklarına ilişkin tüm yasa ve hakları ihlal etmektedir. Bu kurallar, Adaniler ve Ambaniler gibi emperyalist ve komprador bürokratik burjuva şirketlerinin hükümetten izin almakta zorlanmadan ormanlık alanlarda projeler gerçekleştirmesine ve madencilik yapmasına olanak tanımaktadır.” sözlerine yer verildi.
Mevcut düzenlemelerin, son 75 yıldır toprağı işleyen kabile çiftçilerine haklar sağlayan 2006 tarihli Orman Hakları Yasasını ihlal ettiğini, bunların aynı zamanda Yüksek Mahkeme’nin 2013 yılında aldığı ve orman arazisinden faydalanmak için Gram Sabha’nın iznine ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya koyan kararına da aykırı olduğu, Merkezi hükümetin, özel olarak oluşturulmuş bir Orman Danışma Komitesi (FAC) aracılığıyla beş hektarlık orman arazisinin ötesinde ormancılık dışı faaliyetlere izin verme yetkisine sahip olduğu, 2009’dan sonra Çevre Bakanlığının, eyalet hükümetinin konuyu açıklığa kavuşturmadıkça ve Gram Sabha onay vermedikçe FAC’nin teklifleri incelemeyeceğini söyleyen bir emir çıkardığına dikkat çekildi.
tkpml.com‘da yer alan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Yeni Orman Koruma Kuralları, ‘yeni Hindistan’ın BJP liderliğindeki Brahmanik Hindutva faşist merkezi hükümetinin Hindutva gündeminin bir parçasıdır. Bu kurallar sadece kabile halkı için değil, toplumun tüm sınıf ve kesimlerini ilgilendiren ülkenin doğal zenginlikleri için de ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Bu nedenle, tüm devrimci, demokratik, kabile, insan hakları örgütleri, halk yanlısı STK’lar ve bireyler bunlara karşı mücadele etmek için büyük bir şekilde seferber olmalıdır.
MK, ülkenin tüm ezilen sınıflarını, kesimlerini ve yurtseverlerini, muzaffer çiftçilerin mücadelesi ruhuyla, kurallara karşı mücadelede bir araya gelmeye çağırır. Parlamentonun Muson oturumu sırasında, muhtemelen bu konuda bir kararname çıkaracak somut bir programı ele almaya çağırır. Yeni düzenlemeleri protesto günü olarak 9 Ağustos Uluslararası Yerliler Günü’nün kutlanması çağrısında bulunur.”