Halkların Demokratik Kongresi (HDK) LGBTİ+ Meclisi, seçim sürecinde yaşananlara ilişkin açıklama yaptı.
Seçim sonuçlarının ardından HDP ve Yeşil Sol Parti’nin HDK ve DTK ile ortak başlattığı eleştiri-özeleştiri sürecinin parçası olan açıklamada, eksiklikler vurgulandı.
“Bizler, hileyle ve komployla seçim kazanan iktidarın otobüs üstünden halka yuhalattığı LGBTİ+larız. Selahattin Demirtaş nezdinde idamı istenen Kürtleriz. Öldürülen, kaybettirilen, yaşamın her alanında arka plana atılmaya ve susturulmaya çalışılan kadınlarız. Kimsesiz ve çaresiz bırakılmaya çalışılan mültecileriz. Geleceksizliğe mahkum edilmeye çalışılan gençler ve çocuklarız” diyerek başlayan açıklamadan satır başları şöyle:
*Yıllardır körüklenen sığınmacı düşmanlığı ve ırkçılık, seçim sürecinde bambaşka bir boyut kazanarak çok daha büyük kitlelere yayılmıştır.
*Devletin savaş politikaları nedeniyle yerinden edilen sığınmacıları geri gönderme vaatleri seçim süreci boyunca sürdürülmüştür. Seçeneksiz bırakılan sığınmacıların hedef gösterildiği, ırkçı saldırılara uğradığı bir dönemden geçiyor olmamız oldukça endişe vericidir.
*Kurumsal muhalefet, sığınmacılara yönelik körüklenen nefretin karşısında durmayarak dik bir duruş göstermemiştir.
*Seçmenlere, ırkçı nefret söylemlerine karşı demokratik bir alternatif sunulmaması son derece hatalı ve eksiktir. Yürüttüğümüz hak mücadelesi, her koşulda açık ve net bir biçimde ırkçılığa karşı gelmeyi gerektirir. Muhalefetin ırkçılığı desteklemesi yahut ırkçılık karşısında sessiz kalması kabul edilemez.
*Süleyman Soylu’nun “Devletin ve Türk siyasetinin son yıllarda attığı en önemli adım, HÜDAPAR adımıdır” diyerek açıkça ifade ettiği üzere, HÜDA-PAR, Kürt hareketi ve devrimci siyaseti çöktürme planında büyük bir rol oynamaktadır.
*Geçtiğimiz seçim sürecinde de kadınları sahiplendirme vaatleriyle ve “o ahlaksızlığın onuru olmaz” çıkışıyla gündeme gelen HÜDA-PAR’ın amacı Kürt halkı özelinde sağcılığı örgütlemek, biz LGBTİ+ların varlığını ve siyasetini kendi planlarına alet etmektir. Ancak örgütlü birleşik mücadelemiz bu planı boşa çıkaracaktır.
*Meclis aritmetiğinin gittikçe sağa kaydığı ve bizler için hayati tehdit oluşturan partilerin mecliste kendine yer bulduğu bu dönemde, kurumsal muhalefeti uyarıyoruz. Öngördüğümüz antidemokratik, kadın düşmanı, LGBTİ+fobik pratiklere karşı muhalefet partileri aktif bir şekilde mücadele etmelidir. Zira kurumsal muhalefetin sessiz kalması AKP-MHP faşist ittifakı ve ona eklemlenen gerici güçlerin kendi politikalarını dayatmalarını sağlayacaktır.
*Meclis’te yer alan hiçbir muhalif parti, iktidar ve destekçilerinin LGBTİ+fobik söylemlerine yönelik tek bir ağızdan dayanışma göstermemiştir. Halbuki bulunduğumuz koşullarda muhalif olmak; ırkçılığa, kadın düşmanlığına, LGBTİ+fobiye ve halkın ezilen tüm kesimlere yönelik körüklenen nefrete karşı açıkça karşı durmaktır.
*Seçimden hemen sonra, gerici vekiller henüz mecliste yemin etmemişken LGBTİ+fobik söylemlerde bulunulması, iktidarın önümüzdeki yıllarda nefret politikalarının odağının LGBTİ+’lar olacağının ipuçlarını vermektedir. Bu sebeple, hak mücadelesinde LGBTİ+ların yanında durmak, tüm muhaliflerin sorumluluğu haline gelmiştir.
*Bizler siz gerici faşistlerin üzerimizden oy devşireceği, sıkıştığında saldırabileceği kişiler değil; Rojava’da ve dünyanın farklı yerlerinde gericiliğe ve faşizme karşı savaşan, sizin uykularınızı kaçırıp saraylarınızı sarsanlarız. Bizler mücadelemizi sürdürdüğümüz sürece sizlerin korkusunun baki kalacağını ve gün geçtikçe gücümüze güç katarak, LGBTİ+ları düşmanlaştıranlarla hesaplaşacağımızı yeniden söylüyoruz.
*Partimizin ilkelerinden birisi olan eşit temsiliyet ilkesinin bu süreçte LGBTİ+lar için işlemediğinin farkındayız. Milletvekili adaylarından seçim sürecinde üretilen söylemlere kadar LGBTİ+ görünürlüğünün sağlanmadığı açıkça ortadadır.
*Seçim sürecinde partimiz adına çalışma yapan lubunyaların yaşadığı sorunlardan haberdar olduğumuzu bildirmek isteriz. Yaşanan sorunlar, mücadele yoldaşlığı çerçevesinde çözülebilecek sorunlar olmakla beraber partimizin bu sorunlara yönelik bir refleks geliştirmemesi ve sorunlara sessiz kalınması bulunulan konumdan geriye gidildiğini bizlere gösteriyor. Partimizin LGBTİ+lara dair eksik kaldığı anlarda, ilerleyici ve hızlı aksiyonlar almak için meclis olarak gönüllü olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz.
*Tüm lubunyalara çağrımızdır! Nefretin örgütlendiği ve hızla büyütüldüğü bu siyasi ortamda, bizlere örgütlenme dışında bir çıkış yolu kalmamıştır.
*Dayanışmamızı hızla büyütmek, biz lubunyaların önce kendimize, sonra birbirimize karşı en büyük sorumluluğu haline gelmiştir. Biz, yalnız ve çaresiz olmadığımızı biliyor ve her zamankinden daha güçlü bir şekilde mücadelemizin yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Yaratılmaya çalışılan bu korku iklimine karşı varız, buradayız ve mücadeleye devam edeceğiz. Tüm LGBTİ+ları örgütlenmeye ve faşizmin karşısında hep birlikte durmaya davet ediyoruz.