Ankara: Halkların Demokratik Kongresi(HDK) 2. Genel Kurulu(Kongresi) 10 Kasım günü Kocatepe Kültür Merkezi’nde başladı.
Onlarca ilden delegelerin, yerellerden meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleşen kongreye sendikalardan Alevi derneklerine; aydın, akademisyenlerden sanatçılara çok sayıda konuk katıldı.
Saat:11.00’de demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesinde toprağa düşenler şahsında bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan kongrede ilk olarak kurulu iki gün boyunca yönetecek olan divan seçimi gerçekleştirildi. Divan açılış konuşmasının ardından program oylandı. İlk konuşma HDK adına BDP milletvekili Levent Tüzel tarafından yapıldı.
Levent Tüzel, AKP hükümetinin Kürt halkını, işçi ve emekçileri teslim almaya çalıştığını, hemen her alanda kapsamlı saldırıların gerçekleştiğini ancak her yerde direnişle karşılaştığını dile getirdi. HDK’nin bu direnişin bir parçası olduğunu dile getiren Tüzel, bir yıllık faaliyeti değerlendirerek HDK’nin önemli bir seçenek olarak ortaya çıktığını ve önümüzdeki günlerde daha geniş kesimleri kucaklayarak yoluna devam edeceğini dile getirdi.
“Yalnız değiliz HDK var!”
Tüzel’in ardından sahneye, “açlık grevindeyim” yazılı önlüğü ile İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel çıktı.
Sözlerine açlık grevindeki tutsakları selamlayarak başlayan Sebahat Tuncel, açlık grevlerine dikkat çekerek tutsaklara verdikleri “cezaevlerinden tabut çıkarmayacağız” sözünün arkasında duracaklarını, sorunun çözümü için müzakerelerin bir an önce başlatılması gerektiğini altını çizdi. 1980’li yıllarda Amed zindanında gerçekleşen açlık grevlerine yönelik devletin yalnızlaştırma saldırılarını hatırlatan Tuncel, şöyle konuştu: “Bu defa yalnız değiliz, bu defa HDK var, yoldaşlarımız dostlarımız var. HDK Türkiye’de demokratik bir seçenek, bir güç, bir çok eksikliklerimize rağmen, bize gelen beklentilere çok güçlü cevap olamamıza rağmen HDK bir güç, çünkü HDK’de halklar, inançlar var, kadınlar, LGBT bireyler, gençler, daha özgülükçü, daha eşitlikçi, başka bir dünya mümkün diyenler var. Değiştirecek gücü olanlar var. Önce Ankara’yı değiştireceğiz. Ankara’nın faşizmini yeneceğiz.”
HDK’nin bir yıldır iyi bir yolda olduğunu söyleyen Tuncel, yolun sonundaki ışığı yakın kılmak için tüm HDK bileşenlerine önemli görevler düştüğünün altını çizdi.Tuncel, direnişin 60. gününde hala somut adım atılmamasına yönelik tepkisini göstererek “ne olursa olsun Kürt halkı kazanacak” sözleriyle sonlandırdı.
“AKP’nin bileğini bükeceğiz“
Tuncel’den sonra BDP Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü salonda coşkuyu doruğa çıkaran bir konuşma yaptı. Kürkçü, AKP’nin ezilenleri, işçi ve emekçileri teslim almak istediğini söyleyerek “kaybedecekler, onlar kaybedecek biz kazanacağız, AKP’nin bileğini bükmek görevimizdir” dedi. Konuşması sık sık alkış ve sloganlarla kesilen Kürkçü, HDK’nin ilk görevinin yerel seçimlerde AKP’ye hak ettiği yanıtı vermek olduğunu söyledi.
Kürkçü’den sonra BDP eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş alkış ve sloganlar eşliğinde sahneye çıktı.
Konuşmasına süregelen açlık grevlerini selamlayarak başlayan Selahattin Demirtaş, Halkların Demokratik Kongresi’nin büyük bir özveri ile önemli bir potansiyeli açığa çıkardığını, dile getirerek “Artık Türkiye’de HDK diye bir kimlik var. HDK’li olmak var. Kendi mücadelesi ile sokakta örgütlenerek, direnerek bütün kesimlerin temsilcisi olduğunu ispatlamıştır. Türkiye devrim mücadelesinin bir aktörüdür” dedi. Açlık grevlerinde her an bir tutsağın yaşamını yitirebileceğini dile getiren Demirtaş, taleplerin, eylem biçiminin ilk olmadığını, son derece meşru talepler için 10 bin insanın tutuklandığını onlarında bu saldırılara karşı direnişi içeriye taşıdığını kaydetti.
Demirtaş, tutsakların halkın özgürlüğü için canlarını ortaya koyduklarını hükümetin bu duruş karşısında çaresiz kaldığını dile getirerek “Bütün sokakları işkencehaneye çevirmek bunun bir parçasıydı. Suriye ile savaş eşiğine gelmek bunun parçasıydı. Bir Heron için yalvarmak bunun bir parçasıydı. AB’yi Roboski’ye karşı bile sesiz bırakmak bunun parçasıydı. Ama içerde ve dışarıda sürdürülen mücadele ile bu konsept çökmüştür ve sürdürülemez hale gelmiştir” dedi.
“AKP’yi çılgına çeviren çok güvendikleri konseptin çökmesidir” şeklinde konuşan Demirtaş, direnişin 60. günlere geldiğini, hukukun iki yüzlü bir biçimde uygulandığını kaydederek şöyle konuştu: “Bu savcılara soruyorum neden gıkınız çıkmıyor. Ortada kanun var uygulanmıyor. Siz sessiz kalacaksınız diye biz sessiz kalmayacağız. Geri kalan 3 grup bütün bu hukuksuzluklara sessiz kalıyor. Bütün halkların direnme hakkı vardır. Birçok anayasada doğrudan yazılmaz; ama bu temel haktır. Karşınızda zulüm varsa haklarınız çiğneniyorsa direnme hakkınız vardır. Her türlü imkanla bunu yaparsınız. İşte halklarımız bu hakkı kullanıyorlar. Roboski gibi aleni bir katliama karşı sessiz kaldı savcılar. Hükümeti geçiyorum onlar zaten faildir. Sen ki bir pankart açtı diye işkence yaparak tutuklayıp içeri attığın öğrenciyle ilgili kahraman oluyorsun ey savcı. Peki Roboski’de niye süt dökmüş kedisin. İşte bunlar direniş nedenidir. Savcı halkın savcısı değildir. Hükümet halkın hükümeti devlet halkın devleti değildir.”
Demirtaş, Anayasa Uzlaşma Komisyonu dahil açlık grevleri tümden sonlanana kadar bütün komisyon çalışmalarını askıya aldıklarını belirterek, “Sadece Genel Kurul çalışmalarına katılacağız bunun dışında bütün komisyon çalışmalarını askıya aldık. Her yerde direneceğiz. Hafta sonu birçok yerde eylemler yapacağız. Daha büyük serhıldanlara imza atarsak ancak o zaman sonuç alabiliriz” sözlerini kaydetti.
HDK Kongresine yoğun ilgi
Demirtaş’ın konuşmasından sonra Halkların Demokratik Partisi kuruluşunu deklere etti. Ardından konukların konuşmasına geçildi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, HDK’nin Seyit Rıza anması için 17 Kasım’da Dersim’de olmasını istedi. Bülbül, Maraş katliamının yıldönümünde 23 Aralık’ta Maraş’ta olacaklarını, Sivas katliamının 20. yılında tüm bir yıla yayılmış etkinlikler yapacaklarını duyurdu. Kemal Bülbül Yass-ı Kerbala orucunun 15 Kasımda yapılacağını hatırlatarak Alevilere, orucu açlık grevlerindeki tutsaklarla dayanışmak amacıyla üç gün öne alma çağrısı yaptı.
Mısır Demokratik Devrimci Koalisyon Medya Sekreteri Essem Shaban da, Arapça yaptığı konuşmada halkların kardeşliğine vurgu yaptı. “Zindanlarda boş midelerle özgürlük, eşitlik ve adalet için, toplumun tüm geleceği için mücadele eden devrimci Kürt dostlarımı selamlamak istiyorum.” diyen Shaban, Mısır devriminin onlarca şehit verdiğini belirtti. Mısır’da hareketin hala sürdüğünü ifade eden Shaban, İslami hareketin devrimi çalığını ve iktidara gelerek devrimci güçlerin karşısında durduğunu belirtti. Shaban, Tahrir Meydanı’nda Mursi güçlerinin saldırdığını, ancak Tahrir’i özgürlük meydanı olarak gördükleri için saldırıyı geri püskürttüklerini kaydetti, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay, Yeni Kıbrıs Partisi Yürütme Kurulu Üyesi Murat Kanatlı, Nor Zartonk,TTB eski Genel Başkanı Gencay Gürsoy,Hebun LGBT adına birer konuşma yapıldı.
Partizanında delegeleriyle katıldığı ilk gün, hemen tüm konuşmacıların gündeminde açlık grevi vardı. Delegeler, konuklar süregelen direnişin taleplerini sahiplenerek AKP hükümetine bir an önce adım atması çağrısı yaptı.
Karar Tasarıları
İlk gün birçok konuda hazırlanan karar tasarıları oylandı.
Suriye’ye yönelik hazırlanan karar tasarısında “Kongremiz Türkiye’nin Katar ve Suudi Arabistan ile birlikte vurucu güç olarak kullanıldığını bir kez daha teşhir eder. Suriye’de muhalifleri açıkça destekleyen AKP hükümeti demokratik çözümü tamamen reddeder. Kongremiz Suriye’de demokratik muhalefet ile dayanışma içinde olur. Suriye Kürtlerinin hem Baas statüsüne son vermek hem de SUK’u tanımamak yönünde attıkları adımları kongre destekler. Batı Kürdistan’da özerk yönetim ile dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha ilan ederiz. Kongre, AKP’nin Meclis’ten geçirdiği savaş tezkeresinin iptalini savunur. Hatay’da hükümetin ve Valiliğin uyguladığı OHAL politikalarının kaldırılması için kongremiz mücadele eder. Kongremiz önümüzdeki günlerde Suriye’ye müdahaleye yönelik protestolar geliştirir ve temsilcilerin Hatay’a gideceğini açıklar. Heyette milletvekilleri de yer alacaktır” denildi. Karar tasarısı oy birliği ile kabul edildi.
Ekolojik sorunlara ilişkin hazırlanan karar tasarısında ise HDK’nin nükleer santrallere karşı mücadele edeceği ve bir dizi etkinlik düzenleyeceği ve kentsel dönüşüm adı altında yapılan çalışmaların kabul edilemez olduğu belirtildi. Tasarı yapılan oylama sonucunda kabul edildi.
Gençlik Meclisi’nin hazırladığı karar tasarısında ise, “AKP ‘4+4+4’ eğitim sistemiyle ırkçı, milliyetçi, gerici bir sistem oluşturdu. HDK, eşit, parasal ve anadilde eğitim talebini ödülsüz bir şekilde sürdürecektir. Tutuklanan arkadaşlarımızın özgürlüğü için gerekli çaba sarf edilecektir. AKP, YÖK’ü yapılandırarak üniversiteler yönelik saldırılarını devam ettirmek istemektedir. Gençlik Meclisimiz bu kapsamda çalışmalarını sürdürecektir” denildi.
Tasarı okunmasının ardından kabul edildi.