Mersin: Hapishanelere yönelik artan hak ihlallerine karşı bugün İHD Mersin Şubesi basın açıklaması gerçekleştirerek, “Hükümet; özellikle siyasi tutsaklara âdeta düşman hukuku uyguluyor. Hükümlü ve tutuklulara esir gözüyle bakıyor” dedi.
İHD Mersin Şubesi’nde saat 12’de gerçekleştirilen basın açıklamasına Tarsus Kampüs Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi’nde kalan çok sayıda tutuklunun aile ve yakınları da katıldı. Tutsak yakınları Tarsus Hapishanesi’nde yaşanan insanlık dışı uygulamaları dile getirdi.
Hükümlülerin hiçbir hakkı yerine getirilmiyor
İHD Mersin Şubesi tarafından bugün gerçekleştirilen açıklamadan önce 6-7 Eylül 1955’te gerçekleştirilen katliam, yağma ve gasp olayları da protesto edildi.
6-7 Eylül olaylarına dikkat çekilmesinin ardından yapılan basın açıklamasını İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi okuyarak, OHAL ilanı ile birlikte hapishanelerdeki artan ve hızla ivmelenen hak ihlallerine dikkat çekti. Tanrıverdi, hükümlülerin temel haklarının karşılanmadığına vurgu yaparak; “Hükümet; özellikle siyasi tutsaklara âdeta düşman hukuku uyguluyor. Hükümlü ve tutuklulara esir gözüyle bakıyor. Hâlbuki devletin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelere ve T.C. Devleti Hukuku’na göre cezası kesinleşmemiş herkes masumdur. Ayrıca hükümlülerin de mutlaka yerine getirilmesi gereken temel hakları vardır. Bunların hiç biri yerine getirilmemektedir.” dedi.
“Cezaevlerinde kitlesel katliamların yaşanacağı endişesi içerisindeyiz”
Tanrıverdi tarafından yapılan açıklama da, Adalet Bakanlığı tarafından cezaevleri için yapılan açıklama değerlendirildi. Tanrıverdi bu açıklamaya göre; 22 binden fazla tutuklunun hapishane kapasitesini aştığına dikkat çekilerek bu tutukluların hangi koşullarda hapishanelerde tutulduğu soruldu.
Tanrıverdi açıklamasının devamında “Tutuklama bir istisna olmalıdır. Yasalara göre şu anda 85 bin masum insan keyfi olarak içerde tutulmaktadır, baskı görmektedir. Cezaevleri adeta esir kamplarına dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Genel olarak dışarıdaki muhalifler tutuklanmakla tehdit edilmekte, cezaevlerindekilerinde iradeleri teslim alınmak istenmektedir. Mahpuslara uygulanmak istenen tekçi anlayışın yansıması olan tek tip elbise giyme zorunluluğu önümüzdeki günlerde bir takım operasyonlarla cezaevlerinde kitlesel katliamların yaşanacağı endişesini duymaktayız.” diye belirtti.
Anne Çoban’a 14 aydır görüş yok!
Ali Tanrıverdi’nin yaptığı açıklamanın ardından tutsak yakınları da söz alarak hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini dile getirdi. Tarsus Kampüs Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutsak olan Şehriban Çoban ve Şirin Çoban’ın annesi Tarsus hapishanesinde yaşananları anlattı. Anne Çoban Kürtçe yaptığı konuşmasında, 14 aydır tutsak kızlarını görmesinin engellendiğini belirterek: “Dört aydır kızım beton üzerinde yatıyor. Üzerinde yattıkları halıları bile alıyorlar. Postaneden elbise veya kitapları kargo ile gönderiyoruz ancak hapishane kargoyu kızlarıma vermiyor. Su verilmiyor, yemek verilmiyor, ilaç verilmiyor. Kızlarım bu uygulamalardan kaynaklı açlık grevine başladı, bir kızım 22 diğeri ise 2 gündür açlık grevinde. Artık ne kadar bekleyeceğiz.” dedi.
Yapılan açıklama, hapishanelere yönelik arttırılan baskıların sonuç vermeyeceğine dikkat çekilerek ve tutsaklar için duyarlılık çağrısı yapılarak sonlandırıldı.
