Türkiye’de politik tutsakların sayısındaki artışa, hapishanelerdeki kısıtlamalara, hak gasplarına, tedavisi yapılmayan, geciktirilen ölümüne birkaç gün kala serbest bırakılan politik tutsaklara dikkat çekmek, Türkiye’de ve dünyada politik tutsakları görünür kılmak için bu alanda düzenli olarak faaliyetler yürüten ATİK, bu sefer de Almanya’da Yeni Kadın ve ATİF’ in katkılarıyla düzenlenen Görülmüş Kollektifi’nin ve Redfotoğraf grubunun ortaklaşa hazırladığı “Stimme der Freiheit” sergisine ev sahipliği yaptı.
Serginin Oberhausen, Oberursel ve Köln’den sonra dördüncü durağı Hamburg’du. Sergi iki gün sürdü. 4 Kasım Cuma günü söyleşi ile başlayan sergi 5 Kasım’da da devam etti. Hamburglu politik göçmenlerin ilgisi oldukça yoğundu.
Söyleşinin açılış konuşması bir tutsağın gönderdiği mektup okunarak yapıldı. Söyleşi boyunca da Özgürlüğün sesi kitabından tutsakların yazdığı şiirler okunarak onların da söyleşiye aktif olarak katılımı sağlandı. Özgürlüğün sesini Türkiye’nin sınırlarının ötesine taşıyan, Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf emekçilerinin ortak çalışmasını şehir şehir dolaştıran Adil Okay’ın renkli biyografisinden bir kısım dinleyicilere tanıtıldı. A. Oktay yaptığı konuşmasına Cezaevlerinin son durumu hakkında bilgi vererek başladı:. ”Türkiye’ de 400 tane Hapishane ve 350 bin tutuklu var. Bunların 30 bini yatak olmadığı için yerlerde yatıyor. 12 Eylül döneminde bile 50 bin tutuklu vardı. Nüfus artışı hesaba katılsa bile yine de sayı da en az yüzde yüzlük bir artış var” dedi.Ayrıca Okay, bu projenin hazırlanması sırasında karşılaştıkları sorunlardan da bahsetti. Gönderilen mektupların, boya malzemelerinin Tutsakların eline geçmediğini bunların serbest kaldıklarında verilmek üzere depolarda çürütüldüğü ya da tutsakların gönderdiklerini söyledikleri mektupların ekibin eline geçmediğini, ortadan kaybolduğunu belirtti.
Hapishaneler de sanatın her alanında, felsefe alanında da ciddi çalışmalar yapıldığı bunların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bütün bu eserlerin ciddi bir eleştiriyi de hakkettiğini belirten Oktay, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde bulunan Hasan Şahingöz’ün tutsaklardan topladıkları eserlerle geçenlerde 45. Sayısı çıkan ÜMÜŞ EYLÜL adında yıllardır dergi yayınladığını da ekledi (İsteyenler bu dergiyi Pdf olarak Görülmüş Kolektifinin internet sayfasından indirebilirler).
Dinleyiciler arasında bulunan TİP Milletvekili Barış Atay’da, sanatçı kimliğiyle, son dönemlerde politik alanda sanatsal üretimin azalmasının nedenleriyle ilgili bir soru yöneltti.
Söyleşi sorulan sorularla oldukça verimli geçti. Söyleşinin sonunda “Sizin hala bir mektup arkadaşınız yok mu? İyi ama onlar sizin için hapisteler! Unuttunuz mu?” pankartı açıldı.
50 politik tutsak ve 50 politik Fotoğrafçının “özgürlük sizce nedir?” konulu çalışmanın, “Özgürlüğün Sesi” kitabı, kartpostallar ve “Duvarları Delen Çizgiler” karikatür kitabı ziyaretçiler tarafından edinilebilir. Daha fazla bilgi isteyenler Görülmüştür ekibinin Facebook sayfasını ya da Sitesini ziyaret edebilirler. Mektup arkadaşı da edinebilirsiniz.
Sergi 11 – 19 Kasım tarihleri arasında Almanya’da 3 kentte daha açılacak.
Serginin yapılacağı kentler ve tarihleri şöyle:
11-12 Kasım Ulm
13 Kasım Nürnberg
19 Kasım Frankfurt
Bir politik tutsağın özgürlük nedir sorusuna Elazığ’dan verdiği bir yanıtla:
Özgürlük bende ifadesini, baktığım
bir avuç mavilikte bulur.
Özgürlüğü bazen bir göğe baktığımda,
bir ezgi dinlediğimde veya düş
kurduğum anlarda hissedip yaşarım.
Tutsak edilmiş çocuk kalbimin
uçurtmasıdır düşlerim,
düşlerim özgürlüğümdür.
Özgürlük derin bir vadinin iki
uçurumu arasında gerilmiş
ipin üzerinde cambaz yürüyüşüdür.
Cesaretin korkuya baskın gelmesiyle,
her adımda an be an hissedilip
yaşanandır.
Dünden bugüne devam ediyor
özgürlük yolcularının yürüyüşü.
Sonları bellidir, ya bir çoban ateşinde
son bulur
ya da çoban yıldızına yol alırlar.”
Ercan Binay
2 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu
Elazığ