İnsanlık var olduğundan beri iki temel kampta yer almışlardır. Birincisi, bilimde yana, geleceğe dönük, yenilikçi ve devrimci düşünceler. Diğer yanda, mevcudu ve geçmişi savunarak, mevcut hegemonyasını devam ettirecek şekilde hareket etmeyi çıkarlarına uygun gören ve bunun için mevcudun ve geçmişte işine yarayan unsurların sürekliliğini sağlamak adına ve bunu korku baskı unsurlarıyla birlikte nisanların üzerinde bir ölüm korkusu, yokluk tehdidi ve tanrısal baskıya dönüştüren düşünce. Yani birincisi ilerici, yenilikçi, eşitlikçi devrimci ve demokrat, diğeri baskıcı, gerici ve yobaz kültürdür. Biz burada gerici ideolojilerin insanlığı nasıl zehirlediklerini, kanlarına girerek iliklerine kadar sömürmek istediklerini göstermeye çalışacağız.
Gerici ideoloji çok derin ağır ve sinsidir. Halkların içine kendi zehirli görüş ve düşüncelerini yaymak için adeta toplumun tüm değerlerinin kullanarak amaçlarına ulaşmak arzusundadırlar. Örneğin geçmiş tarihlerdeki başarıları sahiplenirler. Düşüncelerini ağır ağır büyük bir sabırla işlerler. Tekrar tekrar rahatsız ederler ve sonunda insanlar sırf kurtulmak yakalarını kurtarmak için olur derler. Ancak bu olurlar onların zümreleşmesine kadar devam eder ve iktidarı ele geçirerek, tüm toplumun birikimlerini kendi öz çıkarları için kullanmaya başlarlar. Palazlanan ve iktidarın nimetlerinden yararlanmaya başlayan bu yeni bezirgân kesim, geçirdikleri ilk günden itibaren etraflarındaki çıkarcı gruplarla birlikte daha gerici emellerini çıkarlarının gelişimiyle orantılı olarak inşa ederler.
Orijinal hiçbir düşünce ve görüşe sahip olmayan bu ideoloji sürekli kendini olmadığı gibi göstermek gibi sersemce akıl oyunları kurgular. Ancak bunun aklı başında her insan kolaylıkla anlayabilir. Şu ya da bu düşüncenin işlerine yarayacağını düşündükleri yamalarını alarak bütün olarak halkın önüne sürerler ve gerçeğin buyamadan ibaret olduğunu söylerler. Özgün düşünceye değil, özgün düşünceleri sömürmeye verişlerine gelen kısımları alarak kullanmaya meyillidirler. Örneğin demokrasi kavramı onlar için kendi görüşlerini ifade etme özgürlüğüdür. Başka düşünceler özgürlük istediklerinde, asilikle ve düzen bozmakla suçlarlar ve her türlü baskı unsurunu olağan görürler ve gösterirler.
Gericilik bilimden değil dedikodu kültüründen beslenir. İftira etmek ve karalamada bulunmak gerici ideolojilerin genel davranış şekillidir. Siz insanların üzerine bir iftira atın ve suçlayın; sonra o insan kendisini “temize çıkarmak için uğraşsın. İşte gericiliğin adalet anlayışı budur.
Gericilik sinsidir. Açık oynamaz ancak, yeryüzünün en şeffaf düşünce biçimi olarak göstermek konusunda uzmandırlar. Bu sinsiliğin altında yatan temel neden ise görüşlerinin eskimiş, köhne düşünceler olmasıdır. İliklerine kadar bilime karşıdırlar ama bilimi en çok onlar severler! Bilimin şeytan olduğu görüşüne inanmalarına, dinle bilim arasında hiçbir çelişki yoktur düşüncesiyle kendilerini temize çıkarma peşindedirler.
Gericilik zalimdir. Gerici unsurlar, kör inanç ve dar görüşlülük nedeniyle kendi görüşlerinin kabulü konusunda zor kullanmaktan geri kalmazlar. Geri unsurlar kendi egemenliklerini ilan ettiklerinde kendi yumuşak başlı, zalim yapılarını içlerinden gelen canavara terk ederler. Bu hiçbir sınır tanımayan bir trans şeklinde ortaya çıkan tehlikeli bir davranış biçimidir. O nedenle gerici düşünceler insanlık adına büyük tehlike taşırlar.
Eğitimli insanlardan korkarlar o nedenle bilimsel eğitime karşıdırlar. Eğitimli bilimden yana tavır alan düşünceler eleştirel düşüncelerdir. Bu eleştirel düşünceler ile onların mutlak doğruları çelişmeye başlar. Tüm çelişkileri ve karşı fikirleri tehlike olarak görürler. Tehlikeli olan ise korku yaratır Mutlak yıkılacak, eleştirel akılcı bir düşünce hakim olmaya başlayacak ve iktidarları ellerinden gidecek. Tüm korku bunun içindir.
Ucuz, kolay olan bir kültürdür. Mutlak olanı kabul ederek her şeyi halletmiş olursunuz. Kolay olan emek harcanmasına gerek kalmayan, yaratıcı hiçbir fikir ve düşüncenin olmadığı, durağan bilimden bihaber bir dünyanın istenci vardır. Gerici kültür arabesk kültürdür. Köhnemiş ve çürümüş bir kültürdür. Yaşam tarzı ve modern dünyanın bu günü ve yarını için anlamsızdır.
Sonuç olarak, bunlar için genel olarak şu tabiri kullanmak ve böyle duyarlı davranmak genel olarak doğrudur. Eğer iyi bir şey yapıyorlarmış görünüyorlarsa kesinlikle daha büyük bir çıkarlarına ulaşmak isteği vardır. Bu yolda önlerine çıkan engelleri aşmak için küçük tavizler verirler. Bu tavizler, aslında kendi amaçlarına ulaşmak için vermiş oldukları yemdir. Halkların eğitimsiz ve yoksul bırakılmasının sonucu bu durum ortaya çıkmıştır. Yoksulun ekmeği gericilik olarak sofralarına konuyor. Sınıf bilincinden uzak, itaatkar kullar yetiştirmek peşinde olan bir kültür.
BİR ÖG OKURU