Resmi rakamlara göre 50.000’in üzerinde can kaybının olduğu Maraş merkezli 6 Şubat depreminde, gerçekte yüz binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Bırakalım deprem öncesi önlemlerin alınmayarak insanların yaşamını pamuk ipliğine bağlamayı, deprem anında ölmeyen ve enkaz altından kurtarılmayı beklerken yaşamını yitirenlerin sayısı on binleri buluyor. Depremin üzerinden yaklaşık iki ay geçti ve artık enkazdan çıkartılamayan cenazelere rağmen enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Depremin etkisi ne kadar gerçekse; can kaybının bu kadar yüksek olmasının esas nedeninin, deprem sonrası ilk üç gün boyunca arama kurtarma ekiplerini bölgeye göndermeyen, halktan gelen yardımları dahi çeşitli yöntemlerle engellemeye çalışan, sonra da arsızca milletten “helallik” isteyen R.T.Erdoğan ve şürekası, AKP-MHP iktidarı olduğu da bir o kadar gerçektir.
Depremden bu yana yaklaşık iki ay geçti. 6 Şubat günü sabaha karşı dakikalar içinde bütün yaşamların alt üst olduğu, hayatların yitirildiği, evlerin, iş yerlerinin yerle bir olduğu, tüm anıların ve gelecek hayallerinin tuzla buz olduğu o korkunç anın yarattığı bilançonun yaklaşık ilk bir buçuk ayında “Nerede bu devlet?” haykırışları kulakları sağır ederken, o devletin cephesindeki açıklamalara ve icraatları yorumsuz olarak sıralayalım. Unutmamak ve bir kez daha yaşamamak için…
6 Şubat Pazartesi, 1. Gün;
Sabah 04.17’de; Maraş-Pazarcık merkezli 7.7 şiddetinde ve 13.24’te Maraş-Elbistan merkezli 7.6 şiddetindeki depremler Türkiye, T. Kürdistanı, Rojava ve Suriye topraklarını sarstı.
R.T. Erdoğan(Twitter hesabından): “İlgili tüm birimlerimiz AFAD koordinasyonunda teyakkuz halindedir. Depremden etkilenen bölgelere arama kurtarma ekiplerimiz ivedilikle sevk edilmiştir. İçişleri ve Sağlık Bakanlığımız, AFAD, Valiliklerimiz ve diğer tüm kurumlarımız çalışmalarına hızla başlamıştır.”
Meral Akşener: “Bugün devletin bekası için, devletin sesini duyma günümüz. Bugün hepimizin susma günü.”
Eski Hatayspor başkanı Zekiye Yiğitbaşı: “Durum çok vahim, Antakya artık yok! 10 bloklu kocaman bir site yerle bir oldu. Binlerce kişi öldü. AFAD yok, devlet yok. Hiçbir şey yok!”
CHP’li Hatay Milletvekili Suzan Şahin: “13 saattir bölgede hiç kimse yok. Devletin eli burada yok. AFAD yok. Yeme içme, barınma problemleri var.”
TİP Hatay Milletvekili Barış Atay: “Havaalanı var, inemiyorsun. Yol var gidemiyorsun. Şehre giremiyorsun. Binlerce insan göçük altında. Yetkili yok.”
TTB Olağanüstü Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolu (ODSH) Başkanı Ercan Yavuz: “… devlet, yani AFAD bu organizasyonu yapmakla yükümlüdür… Sağlık Bakanlığı’na beraber çalışma isteğimizi belirttik, hala cevap bekliyoruz”
7 Şubat Salı, 2. Gün
Depremden etkilenen 10 ilde bugün saat 01.00’den itibaren üç ay süreyle OHAL ilan edilmesine ilişkin cumhurbaşkanı kararı, Resmi Gazete’de yayınlandı.
AFAD yetkilisi Orhan Tatar: “Yurt genelindeki AFAD il müdürlükleri teyakkuz halindedir. Afet bölgesindeki illere toplam 250 milyon TL acil durum ödeneği gönderildi.”
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum: “AFAD koordinasyonu dışında herhangi bir koordinasyona müsaade etmeyeceğiz… Biz hiçbir afet bölgesinde vatandaşımızı açta açıkta bırakmadık, yalnız bırakmadık.”
Maliye Bakanı Nureddin Nebati: “Burada sıkıntı sosyal medyada yayılan yanlış haberler. Resmi açıklamalar dikkate alınmalı. Şu anda Urfa’da her şey kontrol altında.”
İletişim Başkanlığı: “Devletimizin tüm kurumları ivedilikle çalışmalarını yürütmektedir.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Bütün ekipler sahada, sahada olmayan ekip yok. Yola çıkıp sadece Antep ve Maraş arasında hava koşulları münasebetiyle bazen 16 saatlik beklemeler söz konusu olmuştur. Bunlar bize mevsimin sunduğu olumsuz şartlardır.”
Gazeteci Recep Karadoğan: “İlk depremin üstünden 37 saat geçti ama Adıyaman’ın merkezine hala AFAD ekipleri ulaşmadı. Yurttaşlar yolda pişirdiği çorbayı dağıtıyor. Kente gelen kurtarma ekibinin sayısı 20’yi geçmiyor. Onlar da ekipman açısından yetersiz.”
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu: “Depremin merkezlerinden Kahramanmaraş Pazarcık’ta yalnızca iki kişilik bir AFAD ekibi gördüm. Pazarcık’taki binaların yüzde 80’i kullanılamaz hale geldi. İnsanlar dışarıda soğukla mücadele ediyor. Çadır yok. Yiyecek sorunu var, ekmek yok. İnsanlar ‘Depremden ölmedik, açlıktan ve soğuktan öleceğiz’ diyorlar.”
Hatay Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz: “Hatay’a gelen yardımlara el konup başka bir yere gönderildi.”
8 Şubat Çarşamba, 3. Gün
100’ün üzerinde ülkeden arama kurtarma ekipleri Türkiye’ye gelmeye başladı.
Bölgeye ulaşan madenciler ise arama kurtarma çalışmalarına 36 saatlik gecikme ile başladılar.
R.T.Erdoğan: “Savcılarımız, insanlık dışı yöntemlerle sosyal kaos çıkarmaya tevessül edenleri belirleyip gereken işlemleri yapıyor. Yalan haber, çarpıtmalarla insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenleri takip ediyoruz. Gün tartışma günü değil günü geldiğinde şu anda tuttuğumuz defteri de açacağız.”
R.T.Erdoğan: “Bazı namussuz kişiler kampanya yaparak, Hatay’da asker, jandarma, polis göremedik gibi yalan yanlış iftiralar atıyorlar…”
“Böyle bir dönemde hala basit, siyasi çıkar uğruna çirkefçe hala burada olumsuz kampanyalar yürütmeyi ben şu anda hazzedemiyorum…”, “…bir yıl içerisinde de tüm felaketzedelerimizin konutlarını talimatı verdim, 10 vilayetimizin onunda TOKİ yönetimindeki tüm müteahhit firmaları devreye sokmak suretiyle hem enkaz kaldırmaları hızlandıracağız, bunun yanında da konut yapımını hızlandıracağız. Bir yıl içinde hedefimiz Malatya’da Elazığ’da Bingöl’de Van’da olduğu gibi, ki bunlar bizim bildiğimiz işler bunları yaparız. Biz bu konularda kendimizi ispatlamış hükümetiz. Bunu yapacağız. İlçelere varıncaya kadar bütün bunları inşallah halledeceğiz.”
AKP Sözcüsü Ömer Çelik: “Hem AK Parti genel merkezi hem de MHP genel merkezi, milletvekillerimizi ilgili bölgelere gönderdik. Hepimiz bu çalışmalarda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: “Önceliğimiz enkaz altındaki insanlarımızı kurtarmak. Arkasından yargı süreci devam edecek. İhmali, kusuru olanlar varsa hepsi hesabını verecek.”
8 Şubat günü saat 17:00 civarında başlayan Twitter kısıtlaması daha da genişletildi.
Video paylaşma platformu TikTok kısıtlandı.
Alevi Dernekleri Federasyonu üyesi Celal Fırat: “Alevi örgütleri bölgede yardım topluyor ve çalışmalara katılıyor. TIR’lar kiralıyoruz veya belediyelerden kiralayarak bölgeye yardım ulaştırıyoruz. Yardımlarımız engelleniyor.”
Hatayspor yardımcı antrenörü Gökhan Zan: “Hatay çok kötü, insanlar çok kötü. Hiçbir şey yok. Herkes enkaz altında. Millet yalvarıyor yardım için. Elimizden bir şey geliyor, elimizden hiçbir şey gelmiyor. Kimse yok, yardım eden yok. Herkes çabasıyla kurtulmaya çalışıyor. Halk perişan durumda.”
R.T. Erdoğan: “İlk gün bazı sıkıntılar yaşasak da ikinci gün duruma hakimiyet tesis edildi.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mustafa Varank: “Uşak’taki sanayicilerimiz, 1 milyona yakın battaniyeyi şu anda bu bölgeye gönderiyorlar. Bir kısmı ulaştı, bir kısmı şu anda yolda. Bu aslında Türkiye’nin üreten bir ülke olduğunun da göstergesi.”
9 Şubat Perşembe, 4. Gün
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: “29 bin 622 arama kurtarma personeli sahada. Can kaybı 17 bin 674’e yükseldi. 72 bin 879 kişi kurtarıldı. Toplam personel sayısı 120 bin 344.”
Alman araştırmacı Andreas Schäfer: “Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin merkez üssüne yakın Gaziantep’in Nurdağı ilçesindeki levhalar, yerinden 3-4 metre oynadı.”
AFAD yetkilisi: “Ekipman olmadığı için ölenlerin yarısı beklerken öldü.”
R.T.Erdoğan: “OHAL sürecini istismar eden fitne grupları, müdahale imkanını devlete vermiş olacaktır.”
Japon Tokyo Üniversitesi’nin deprem araştırma enstitüsünden Prof. Dr. Masataka Kinoşita: “Deprem ülkesi olmasına rağmen daha az can kaybının kaydedildiği Japonya ile Türkiye arasındaki temel fark, binaların sağlamlığıdır.”
10 Şubat Cuma, 5. Gün
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, deprem için gittiği Diyarbakır’da halk tarafından yuhalandı.
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Vali Mahmut Çuhadar, Adıyaman’a yaptıkları ziyaret esnasında, öfkeli vatandaşların araçlarını tekmelemeye başlamasıyla arabalarına binip bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar.
TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu’ndan Dr. Aslı Davas: “Deprem bölgesindeki kötü koşullar ve travmalar nedeniyle erken doğumlar, düşükler, düşük doğum tartılı bebekler ve anne-bebek ölümleri beklenmektedir. Uygun önlemler bir an önce alınmalıdır.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun üç gün önce yok saydığı “yağma” ve “yağmacılar”, 10 Şubat günü R.T.Erdoğan tarafından OHAL ilanının gerekçeleri arasında sayıldı.
R.T.Erdoğan: “Önceliğimiz her zaman insan ve can”
17 Ağustos 1999 depremini soruşturan savcılardan Ali Özgündüz: “Suçluların yakalanması açısından deprem bölgesinde ‘enkazlar kaldırılmadan önce yıkılan binalardan numune alınması ve projeye aykırılıkların tespit edilmesi önemlidir.”
Hatay’da depremde yerle bir olan Rönesans Rezidans’ın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, Karadağ’a kaçmaya çalışırken İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı.
R.T.Erdoğan: “Konteyner kentler dışında barınacaklara ev sahibi olanlar için aylık 5 bin lira, kiracı olanlar için aylık 2 bin lira kira yardımı yapacağız. 15 bin lira taşınma yardımı verilecek. İnşaat çalışmaları başlayacak, rezerv alanlarda, TOKİ yapacak. Bir yıl müsaade istiyorum. Bazı istismar şebekelerine sakın kulak vermeyin. Devletinize güvenin. Yalan yanlış haberlerle sizi galayana getirmek isteyen provokatörlere prim vermeyin.”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: “Hırsızlık ve yağma hadiseleri az da olsa görülmektedir. Cumhuriyet başsavcılıkları ve kolluk çalışmalarını artırdı.”
7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin vurduğu Kahramanmaraş’ta etrafı enkazla çevrilmesine rağmen sapasağlam ayakta kalan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) binası, “Deprem öldürmez, bina öldürür” gerçeğini gözler önüne serdi.
Antakya’da seyyar tuvaletlerin yetersizliği nedeniyle yurttaşlar ihtiyaçlarını çalılık alanlarda gideriyor. Kentin birçok noktası tuvalet olarak kullanıldığı için kötü kokular yükselmeye başladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: “Enkazlardan çıkarılan, refakatçisi bulunmayan 162 çocuğun tedavisi hastanelerde sürmekte. 101 çocuk ise; tedavisinin ardından ‘kurum bakımı’ altına alındı.”
11 Şubat Cumartesi, 6. Gün
Antakya’da yapı denetim ve yapı malzeme şube müdürlüğünün bulunduğu bina “apar topar” yıkıldı. Belgelerin enkaz altında kaldığı bir avukat tarafından görüntülendi. Yıkımı görüntüleyen avukat, şube müdürünün kendisine “Valilikten yıkım kararı var” dediğini aktardı. Oysa valiliğin böyle bir kararı yoktu.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin medya kuruluşlarına “yakından takip edildiklerini” belirterek gözdağı verdi.
Adana Başsavcılığınca deprem nedeniyle kentte yıkılan binalarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 62 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
Depremden etkilenen Adana’da yıkılan bazı binaları inşa eden firmanın sahibi Hasan Alpargün, KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da gözaltına alındı.
Adıyaman’dan canlı yayın yapan CNN Türk muhabiri Serdar Er saldırıya uğradı, stüdyodakilerse hiçbir şey olmamış gibi devam etti.
Alman arama-kurtarma ekipleri, Antakya’daki güvenlik durumuyla ilgili kendilerine ulaşan bilgilerden dolayı faaliyetlerine ara verdi.
AFP’ye konuşan Avusturya yetkilisi, “güvenlik gerekçesiyle” Türkiye’ye yolladıkları yardım ekiplerini geri çekeceklerini söyledi.
Iğdır’da bulunan, Ermenistan ile Türkiye arasındaki Alican Sınır Kapısı, 35 yıl sonra Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illere yardım ulaştırılması için açıldı.
Anadolu Ajansı, deprem bölgelerine yardım eden kuruluşlarla ilgili hazırladığı görselinde sadece iktidara yakın derneklere yer verdi.
12 Şubat Pazar, 7. Gün
Antakya’da halk kentten ayrılmak için bekleyiş içinde.
Adıyaman’da yıkılan çok sayıda binanın müteahhidi olduğu belirlenen Yavuz Karakuş ve Sevilay Karakuş, İstanbul Havalimanı’nda Gürcistan’a kaçmaya çalışırken yakalandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Hatay Havalimanı’nın onarımının bittiğini uçuşların tekrar başlayacağını açıkladı.
Hatay’da, Hatay, İskenderun ve çevresindeki okul, işyeri ve konutların yapı labarutar test sonuçlarının bulunduğu tek katlı bir bina olan Yapı Denetleme Şube Müdürlüğü’nün içindeki yüzlerce klasör çıkartılmadan yıkımına başlandı.
13 Şubat Pazartesi, 8. Gün
İnternet hala çekmiyor. Hala koordinasyon sağlanamıyor.
14 Şubat Salı, 9. Gün
Türkiye’nin afet yönetiminde yanlış üstüne yanlış yapması nedeniyle yüzden fazla ülkeden gelen yardım ekipleri Almanya, Avusturya, İsrail ekipleri başta olmak üzere güvenlik nedeniyle ülkeyi terk etmeye başladılar.
İspanya ekip üyesi Pedro Frutos: “Yetkililer makinelerle girmeye karar verdi. Bunun anlamı şu: Eğer makine koyarsanız birçok insanı öldürürsünüz. Biz o aşamada yer alamayız.”
İspanya ekip üyesi Juan Francisco Gutierrez Zazo: “Eğer daha iyi bir koordinasyon veya organizasyon olsaydı yani yetkili kurum veya hükümet daha sağlıklı bir organizasyon yapabilseydi bugün burada elimizde bulunan imkanlardan çok daha iyi faydalanabilirdik.”
Slovakya kurtarma ekibinden bir kişi: “Bize bugün döneceğimiz söylendi çünkü artık tam bir insanlık krizi ortaya çıkıyor. Zira hükümet iş makinalarıyla enkaza girmeye karar vermiş.”
20 Şubat Pazartesi, 15. Gün
R.T.Erdoğan: “Vatanımızı derin bir aşkla sevdiğimiz için, onun güzellikleriyle birlikte zorluklarını da kabulleniyoruz.”, “Hiçbir vatandaşımızı, ne acısında ne hayatını yeniden düzene koyma ne de geleceğini inşa etme gayretinde asla yalnız bırakmayacağız.”
27 Şubat Pazartesi, 22. Gün
Depremin ilk günlerinde bölgeye çadır göndermediği için eleştirilerin hedefinde olan Kızılay’ın, deposundaki çadırları depremin üçüncü günü Ahbap Derneği’ne 46 milyon liraya sattığı ortaya çıktı.
Kızılay Başkanı Kerem Kınık: “Satılan çadırların parası, çadır imal etmek ve diğer yardımlar için kullanılacaktır. Ahbap ve Kızılay’ın işbirliği ahlakidir, akılcıdır, yasaldır. Aksini iddia eden ise ya meseleyi anlamamış ya da kötü niyetlidir.”
28 Şubat Salı, 23. Gün
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Maraş – Elbistan’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösteren depremzedelere, “Böylesi olaylarda, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer yetkililerin burayı ziyaretini sabote etmeye hakkınız yok. Sessizlik olacak. Dağılın gitsin. İndirin şunları” dedi.
15 Mart Çarşamba, 38. Gün
R.T.Erdoğan: “Devlet ve millet olarak felaket haberini alır almaz, yıkımın ve kışın zorluklarını aşarak, deprem bölgesine koştuk. Bakanlarımız felaketten birkaç saat sonra, depremin vurduğu şehirlerimize ulaşarak, çalışmaları koordine etmeye başladı. AFAD’tan madencilerimize kadar, tüm arama kurtarma ekiplerini; uluslararası yardım çağrımıza binaen, 90 ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerini, tüm ekipman ve personelleri ile belediyelerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, jandarmalarımızı, bekçilerimizi, sağlıkçılarımızı, karayolcularımızı, ormancılarımızı, DSİ’cilerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı ve gönüllülerimizi, herkesi bölgeye yönlendirdik. Yaklaşık yarım milyon insanımız, depremzedelerimizin imdadına koştu. Ülkemizin ve milletimizin tüm imkanlarını seferber ettik.”
“Ancak yıkım öylesine büyüktü ki, her binaya tek bir arama kurtarma personeli bile göndersek aynı anda hepsine yetişebilmek mümkün değildi. Halbuki öyle yerler vardı ki yüzlerce arama kurtarma personelinin birlikte çalışması gerekiyordu. Türkiye bu depremde, dünyada bugüne kadar görülen en büyük arama kurtarma ekibini bir araya getirmiştir. Çalışmaların bu kadar kısa sürede tamamlanabilmesini de buna borçluyuz. Buna rağmen yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımız ve onların yakınları serzenişlerinde sonuna kadar haklıdır. Hepsinin de acılarını yürekten paylaşıyor, kollarımızı ve kalbimizi sonuna kadar kendilerine açıyoruz.”
16 Mart Perşembe, 39. Gün
Depremlerin ağır yıkıma uğrattığı Şanlıurfa ve Adıyaman’da bu kez de 14-15 Mart’ta etkili olan sağanak yağış sonucu oluşan selde, 18 kişi yaşamını yitirdi. Tarım ve Orman Bakanı Vakit Kirişci 16 Mart’ta bir televizyon programında yaptığı konuşmada, “Canlarımızı aldı ama diğer taraftan toprak suya kavuştu. Atatürk Barajı’nda su 300 bin metreküp arttı. Bu önemli bir şey” dedi