Yıllar süren Melih Gökçek saltanatı ve rantından sonra Ankaralılar büyük umut ve ferahlık isteğiyle seçti Mansur Yavaş’ı.
O ise ilk günden beri ne kendisini ne de duruşunu saklamadı bizlerden. Ama insan, hayal kurmayı ve bu hayallere inanmayı seven bir canlı. Yıllar sonra Melih’den başka birisi gelince Yavaş’ı demokrat, şeffaf vs. olarak görmek istedi Ankaralılar. Fakat işin rengi, iş makineleri ODTÜ ormanına girince değişti…
Ankara’nın kalan son yekpare ormanı olan ve ODTÜ arazisi içerisinde olan orman, ilk olarak rant uğruna talan edilmek istediğinde yıl 2013’tü ve Ankara Büyük Şehir Belediye (ABB) başkanı Melih Gökçek’ti. O dönem “ODTÜ orman manzaralı” rezidanslarına, “hasta garantili” Bilkent Şehir Hastanesi’ne, “araç garantili” Niğde Otobanı’na ve İncek bölgesinde inşaat halinde olan lüks kulelere rant sağlanması için başlatılan, “halk için” denilen ama halkın geçmesinin mümkün olmadığı fahiş fiyatlı, resmi adıyla “Bilkent-İncek Bulvarı Çevre Yolu Bağlantısı” bizim bildiğimiz şekliyle ise Rant Yolu Projesi’ni başlatmıştı. Melih Gökçek, bu sebeplerden 2013 yılında ODTÜ arazisini gasp, ormanını ise talan etmek istemiş fakat karşılaştığı direniş sonucunda geri adım atmak zorunda kalmıştı.
O dönem ODTÜ’lüler ve Ankara halkı, çok alışık olduğumuz talan ve yağma sonrası gelen “yürütmeyi durdurma” kararlarından birini beklemeyerek dikilmişlerdi doğa düşmanı/rant dostu faşizmin önüne (bugün de olduğu gibi). O günden bugüne ülkede çok şey değişti. Ankara açısından en büyük farklılıklardan birisi ABB’nin AKP’li belediye başkanından “CHP’li bir belediye başkanı”na geçmesi oldu. AKP faşizminin karşısında halkın oylarını toplamak için kendisini demokrat, şeffaf belediyeci, halk dostu vs. göstermeye çalışan CHP’nin en fazla ne kadar demokrat ya da halk dostu olabileceğini ise son zamanlarda çok net görebilmeye başladık:
2013’te Melih Gökçek’in rant projesi olarak başlattığı ve 6831 Sayılı Orman Kanunu’nda belirtilen hukuksal süreç yerine getirilmemiş olan bu talan projesini şimdi Mansur Yavaş tekrar gündemine aldı. 2017’de dönemin belediye başkanı Gökçek ile ODTÜ kayyumu Verşan Kök arasında imzalanan 4 maddelik protokol ve projedeki birçok kanununsuzluk yıllardan beri bilinmesine karşı Yavaş, inatla bu projeyi yürütme kararında ısrar ediyor. Kendi vekillerine dahi “o rezidansların inşaatı durdu, satışta değil” dedikleri rezidansların satış reklamları, ODTÜ çevresi dahil Ankara’nın her yerinde, reklam sloganları ise “ODTÜ orman manzaralı rezidanslar”!
Bu rezidanslara özel yapılmak istenen Rant Yolu için iş makinelerinin ODTÜ ormanına tekrar girdiği ilk günden bu yana kurulan çadırlar ve başlatılan eylemlilik süreciyle birlikte doğasını seven, CHP faşizminin farkında olan Ankaralılar olarak bir avuç zengine spekülatif rant sağlamak için Ankara’nın ekosistemlerinin “katledilmesine izin vermeyeceğiz”i her alandan haykırmaya devam ediyor. İmza topluyor, çadırlarda nöbet tutuyor, iş makinelerinin önüne geçiyor, ABB önünde eylemlerini gerçekleştiriyor.
Rant sevdası Yavaş Yavaş!
Şeffaf belediyecilik diye reklamını yapan ABB’nin meclis toplantılarına, verilen dilekçelerin takibini yapmak için girmek isteyen halk, bin türlü asılsız bahane ve kolluk gücüyle karşı karşıya kalıyor. Geçtiğimiz günlerde önce ABB güvenlikleri sonrasında ise polis tarafından yapılan saldırılar sonrası 7 ODTÜ’lü gözaltına alındı.
Bu olayın ardında 2013’teki Rant Yolu eylemleri sırasında hakkında soruşturma açılan ODTÜ’lülerin bizzat Mansur Yavaş ve ABB avukatlarının isteğiyle tekrar ceza aldıkları bilgisi kamuoyunda duyuldu. Oy uğruna demokrat geçinenlerin iş kendi rantlarına geldiği zaman nasıl faşist yüzlerini gösterdiklerini, ne denli halk düşmanı olduklarını tüm çıplaklığıyla görüyor ve yaşıyoruz.
Ne AKP ne CHP farketmeksizin halktan çalarak sermayeye peşkeş çekilen bu rant ve talan projelerini çok iyi tanıyoruz. Nasıl halk düşmanı olduklarını, “taşerona karşıyız” diyen CHP’li belediyelerde hak ettikleri ücretleri alamayan ve kadroya alınmayan taşeron işçilerinin, haksız yere işten atılanların ve daha nicelerinin direnişlerinden biliyoruz.
ABB’nin devam ettirmek istediği bu proje bize; şehir merkezinde, birçok ilçe ve semtte yaşanan ulaşım sıkıntısına; dolup taşan otobüs kuyruklarına, dolu geçip duraklarda durmayan otobüslere yani halkın sorunlarına değil rezidanslarda oturacak olan bir avuç zenginin ulaşımına çözüm arandığını bir kez daha göstermiş oluyor. Bu şekilde CHP’nin ve Mansur Yavaş’ın da aslında kimseden hiç saklamadığı faşitliği, rant sevdası “yavaş yavaş” da olsa Ankaralıların ve tüm halkın nezdinde teşhir olmaya devam ediyor.
Propaganda için Halk TV gibi kanallarda ya da sosyal medya hesaplarında durmadan paylaşılan, “Ben eski dönemde yapılanları yapmıyorum… Şeffafım herkese yaptığım işi duyuruyorum, hesabını veriyorum, millete soruyorum… Yemedi yedirmedi. Yeter. Çalmadı çaldırmadı. Bana yeter. Az yaptı ya da çok yaptı desinler. Çaldı demesinler. Sokağa çıktığım zaman rahat rahat başım dik gezmek istiyorum” naralarının ne kadar göstermelik ve içi boş olduğu anlaşılıyor. Öyle ki, bu rant projesi tekrar başlatılmak istendiğinde ne Ankaralılara ne de ODTÜ bileşenlerine sorulmadı! İş makineleri, ODTÜ ormanına girdiğinde şeffaf bir şekilde “Biz ekosistemi talan ediyoruz, haberiniz olsun” diye Ankaralılara haber verilmedi. Rant Yolu’na karşı toplanan imzaların ve verilen dilekçelerin takibi için girilmek istenen belediye meclis toplantıları, Ankaralılara kapatıldı. Halktan çalıp zenginlere peşkeş çekerek ceplerinizi doldurduğunuz artık herkesin malumu!
Diyeceğimiz o ki: Bu rant ve talan projesi iptal etmedilmediği sürece, iş makineleri ormanlarımıza sokulduğu durumda ODTÜ bileşenleri ve Ankaralılar daha önce de çok kez olduğu gibi bütün gücü ve meşruluğuyla bu yıkım, talan ve ranta engel olacaktır…
Dün, bugün, yarın… Her daim zulmünüze karşı direnişle karşılaşacaksınız!