Özgür Gelecek gazetesinin 59. sayısını değerlendirdik.
İlk olarak gazete değerlendirmesine geçilmeden önce gazetemiz hakkında okurlarımızın ne düşündüğü ve yayın akışı hakkında görüş ve önerileri ile beslenmesi planlandığı anket çalışmasını konuştuk. Daha sonrasında anketin okurlarımıza ulaşımı ve geri dönüşü konusunda düşünce ve fikir önerisi alındı.
Ardından toplantıyı yöneten divan arkadaşın yönetiminde gazeteden okunacak, Pusula, Evrensel Bakış, ve Savaş-Birey ilişkisi konuları seçilerek belirlendi.
Öncelikli olarak 26. Sayfada bulunan “Kaypakkaya Yoldaşa” başlıklı pusula köşesi okundu, sonrasında tartışmaya açıldı.
Bu konuya dair komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı tek yönlü ele almanın her zaman yanlış olacağı,”ser verip sır vermeyen Yiğit devrimci” olarak ya da onu diğer devrimci önderlerden ayıran özelliklerinin öne çıkartılarak “Kemalizm ve Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı” konusunda Türkiye topraklarında şimdiye kadar söylenmesi zor olanı söylemesinin önemli olduğu vurgulandı. O’nun devrimci, fedakâr, kararlılıkla dolu mücadeleci hayatı her zaman ayrıştırılmaya, parça parça sunulmaya çalışılmakta. Asıl doğru olanın ise Kaypakkaya yoldaşı yukarıda ayrı ayrı ele alınarak anıldığı gibi değil onun çocukluğundan başlayan devrimci yaşamı, egemenleri uykularından ettiği ve 41 yıldır korkuları olmayı başarması, ortaya koyduğu tespitler doğrultusunda mücadele etmesi ve bu yolda halkı için elinden geleni her zaman yaptığı, kendini devrime adaması ve bu saydıklarımla birlikte onun bir bütün olarak düşünülmesi gerektiği anlatıldı.
Kaypakkaya yoldaşı kendi çizdiği güzergahta pratik içinde hem yazarak, hem okuyarak hem de devrimci pratik içerisinde yılmadan her işi büyük küçük diyerek ayırtmadan yaparak nerde bir direniş ve mücadele varsa orada savaşarak, bu uğurda halkı uğruna canını vermiştir. İbrahim yoldaşa dair yazılan bu değerli yazıda aslında İbrahim yoldaşın ardıllarına nasıl bir devrimci yaşam bıraktığı ve nasıl bir devrimci mücadele içerisinde olmamız gerektiği anlatılmaktadır. Okunarak üzerinden geçilip, atlanılacak bir yazı olmadığı bireyin ve kolektifin bu yazıda kendini bulması ve sorgulaması gerektiği aktarıldı.
İkinci olarak süreç hüsrana dönüşürken… başlıklı Evrensel Bakış köşesi okundu.
Bu konuyla ilgili semtlerdeki yoldaşların gündemi takip ettikleri halde yetersiz kaldıkları, yüzeysel bilgi sahibi oldukları gözlendi. ABD’nin Suriye’ye yönelik TC devletini taşeron olarak kullanarak Özgür Suriye Ordusu’nu her konuda destekleyip beslediği ve amacının Suriye işgaliyle birlikte gelecek pastadan alınacak dilimin hesabı yapıldığı anlatıldı. TC’nin Reyhanlı’da yaşanan katliamının baş aktörü olduğu ve bu saldırıyla birlikte Suriye’den alınacak pasta payının daha büyük olması hesaplanarak, kendi devletinin çıkarı doğrultusunda yüzlerce insanı kurban etmesi, geçmişte olduğu gibi bundan sonrada masum halkı menfaatleri doğrultusunda katledebileceği anlatıldı.
Son olarak 27. Sayfada bulunan savaş_ birey ilişkisi başlıklı yazı okunarak değerlendirildi. Yazının eksik kalan yanları eleştirilirken değinilmesi gereken yanlarına değinildi. Yazının bu haliyle birey savaş ilişkisi arsında değerlendirildiğinde artık gün okuyarak, yazarak savaşma günü olduğu anlatılarak, yazıyı yazan yoldaşın emeği, bu yazıyı yazması dahi bir savaşta ileriye atılan adımın göstergesi olarak değerlendirilerek olumlu bir yazı olduğu vurgulanarak, bu haftaki değerlendirme toplantımızı sonlandırdık.
Gülsuyu, Gülensu ÖG okurları