GSÜ Dayanışma Ağı, öğrenciler ve akademisyenlerinin oluşturduğu bileşenle 1 Mayıs ve Filistin eylemlerine katıldıktan sonra tutuklanan, polis şiddetine maruz kalan öğrenciler için kampüste eylem düzenledi. Yapılan açıklamada hukuksuz tutuklamalara dikkat çekilerek tutuklananların serbest bırakılması ve Taksim’e sahip çıkma çağrısı yapıldı.
Taksim Meydanı’nın, işçi sınıfı ve ezilenlerin tarihsel 1 Mayıs alanı olduğu belirtilen açıklamada;
“Bu sene sendikalar, siyasi partiler ve meslek odaları ortak kararla 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüme iradesi ortaya koydu. Anayasa Mahkemesi’nin 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlanmasının engellenmesinin gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiğine yönelik kararına rağmen valilik tarafından Taksim’e yürümek yasaklandı.
1 Mayıs Günü Saraçhane’de toplanıp Taksim’e yürümeye hazır olan emekçiler, DİSK ve KESK’in alanı terk etmesine rağmen Taksim iradesinde ısrarcı oldu. Bozdoğan Kemeri önünde kurulan barikatı aşmaya çalışan emekçiler polis tarafından plastik mermi atılması, biber gazı sıkılması gibi orantısız güçle karşılaştı. Saraçhane dışında farklı noktalardan Taksim’e çıkmaya çalışanlar da işkenceyle gözaltına alındı” denildi.
Taksim’e çıkmak isteyen 217 kişi gözaltına alındığı ve gözaltına alınanların 38’i tutuklandığı, sonrasında düzenlenen operasyonlarla ve ev baskınlarıyla tutuklananların sayısı 49’a yükseldiği ifade edilen açıklamada; “Tutuklanan sıra arkadaşlarımızdan 5’i Nehirden denize özgür Filistini savundukları için tutuklanmışlardır. Bu tutuklamalar hukuki değil, siyasidir. Buradan tekrar haykıralım. Filistin mücadelesi yargılanamaz” ifadelerdine yer verildi.
“Söz konusu tutuklamalarla AYM kararının hiçe sayılmasını ve 1 Mayıs günü halkın meşru olan toplantı ve gösteri yürüşü hakkının gasbedilmesini ve hatta en temel hak ve özgürlüklerinin ellerinden alınarak cezalandırılmasını kabul etmiyoruz” denilen açıklamada ifade özgürlüğünü savunma ve protesto hakının korunması için mücadeleye devam edileceği vurgulandı.
1 Mayıs günü barikatı aşmaya çalışanların görüntülerinin taraflı bir şekilde basında dolaştırılarak kamuoyunda düşmanlık ve kin yaratılmaya çalışıldığı belirtilen açıklamada şöyle denildi; “Tutuklanan arkadaşlarımızın fotoğraf ve isim soyisim gibi kişisel bilgilerinin hayat boyu unutulmayacak nefret söylemleriyle haber içeriği yapılması da şüphesiz siyasi bir algı yaratma çabasıdır. Bizler mücadele ortağı olduğumuz arkadaşlarımızın hayatlarının bu denli değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz. Hakkını savunan herkesle dayanışmada olmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Tutuklananların serbest bırakılması, işkence ve kötü muamelenin son bulması, protesto ve gösteri yürüyüşü hakkının engellenmemesinin istendiği açıklamada; “Üniversitelerden ise ABD’de Filistin eylemlerinde gözaltına alınanlar hakkında resmi açıklamalar yapılırken 1 Mayıs’ta tutuklanan üniversite öğrencileri hakkında sessizliklerini bozmalarını talep ediyoruz. Galatasaray Üniversitesi Dayanışma Ağı olarak mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz üniversite bileşenlerini de mücadelemize ortak olmaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.