İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Davası’nda Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verdiği davanın gerekçeli kararını açıkladı.
Söz konusu cezalara ilişkin gerekçeli kararda Mücella Yapıcı’nın Gezi Direnişi’ne katılmasını suç sayıldı. Mahkeme tarafından Yapıcı’nın Gezi Direnişi’nin yönlendirilmesi ve yönetilmesinde ilk günden itibaren aktif görev aldığı ve fiili olarak birçok eylemde ön safta bulunduğu belirtilirken Yapıcı’nın basın açıklamaları için de ‘provokatif” ifadesi kullanıldı.
Sosyal medya paylaşımları suç sayıldı
Sanıklar Şerafettin Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın da Taksim Dayanışması yönetim toplantılarında, ve eylemlerin yönetilmesinde ‘aktif görev’ aldığı ileri sürülürken, sosyal medya paylaşımları da suç konusu oldu.
Ayrıca kararda Kavala’nın 1-5 Temmuz 2013’te Türkiye’ye gelen Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ile görüşme yaptığı belirtilerek, söz konusu görüşmeyi de Yiğit Ali Ekmekçi’nin planladığı öne sürüldü.
Anadolu Kültür AŞ’ye dair iddiaların da yer aldığı kararda, Gezi Direnişi’nden kısa bir süre önce, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili sanık Yiğit Ali Ekmekçi’nin, “Kavala’nın yönlendirmesiyle Diyarbakır’a giderek Mezopotamya Eğitim, Bilim, Sanat, Sağlık ve Kültür Vakfı (Mezopotamya Vakfı) kuruluş faaliyetlerine katıldığı ve Mezopotamya Vakfının 16 kişilik kurucu listesinde yer aldığının belirlendiği” kaydedildi.
Kararda Ali Hakan Altınay ile Kavala’nın Avrupa Birliği’ne üye devletlerinin dışişleri bakanlarına mektup gönderdiği ve mektupta Gezi Direnişi’ni ekolojik ve kültürel bütünlüğü koruma amacıyla yapılan barışçıl gösteriler, eylemcileri de “hayat dolu gençler” olarak tanımladığı ileri sürüldü.
Gerekçeli kararda, Anadolu Kültür AŞ’de danışmanlık görevi bulunan sanık Çiğdem Mater Utku’nun “toplumsal ve küresel algı oluşturmak” amacıyla Gezi Direnişi’ne dair film, belgesel, video çekimleri yapılmasını ve bu amaçla oluşturulan grubu koordine ettiği kaydedildi.
Mine Özerden’in de Taksim Platformu’nun sekreterliğini yaptığına değinilen kararda, “Medya ve sosyal medya üzerinden yoğun dezenformasyon faaliyetleri yürüten sanıkların, asılsız haberleri kasıtlı paylaştıkları, halkın hassasiyetini kullanarak provokatif faaliyetlerde bulundukları ve böylece halkı emniyet güçlerine karşı yasa dışı eylem ve gösteri yapmaya tahrik ettikleri” iddia edildi.
Ayşe Pınar Alabora, Henri Jak Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin hakkındaki yakalama kararlarının infaz edilemediği belirtilen gerekçeli kararda, bu nedenle dosyalarının ayrıldığı aktarıldı.
Üye hakim şerh var
Üye hakimin muhalefet şerhine de yer verilen gerekçeli kararda, dosya içeriğindeki dinleme kayıtlarından başka delil bulunmadığı ifade edildi. İlk dinleme kararının 18 Haziran 2013’te “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçuna ilişkin alındığı vurgulanan gerekçeli kararda, “hükümete karşı” suçlara dair alınan bir dinleme kararı olmadığı ve dinlemenin uzatılması talebinin ardından “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı”, ”Hükümete karşı” suçların 2 Aralık 2014’te eklendiği belirtildi.
Muhalefet şerhinde, dava dosyasındaki dinleme kayıtlarının bu tarihten önce olduğu, bu haliyle dinleme kayıtlarının, kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde bulunduğu kaydedilerek, dinleme kayıtlarının tek başına sanıkların üzerlerine atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeter olmadığı ve bu nedenle sanıkların beraat ve tahliyesine karar verilmesi gerektiği aktarıldı.