Devrimci eleştirinin asla bir düşmanlık olarak algılanmaması ve karşısındakini, “rakibini” alt etme ya da ondan intikam alma amaçlı olmadığı, bir tedavi yöntemi olduğu, gelişimin zorunlu bir yasası olduğu doğru kavratılmalıdır. Ancak bu koşullar oluştuğunda eleştiri amacına hizmet edebilir. Bu ortamın kolay ve rahat hazırlanamayacağı, uzun ve emek isteyen yoğun bir ideolojik eğitim ve mücadele içinde kavranacağı görülmelidir. Birkaç eğitim çalışması, toplantı ve konuşmayla bunlar sağlanamaz. Bazen yıllara varan uzun bir süreç gerekebilir.
Devrimci saflarda ve faaliyet alanlarında çok zaman devrimci eleştiri doğru algılanmaz, kişiler eleştiriyi kolay kolay kabul etmez. Eleştirinin başladığı yerde hemen gergin ve sinir bozucu bir hava oluşur. Eleştirenle eleştirilen yoldaşlar arasında olur bu gerginlik. Buna kaynaklık eden en önemli etken sınıf bilinci ve devrimci eleştiri konusundaki gerilik ve zayıflıktır.
Devrimci eleştiriye doğru yanıt vermeyen tutumlar olduğu gibi farklı küçük-burjuva tutumlar da ortaya konabilmektedir. Kabul etmekten başka bir seçenek kalmadığı, zorunda kaldığı ya da eleştiriyi geçiştirmek için kabul etme tavrı, bilimsel ve doğru bir tutum değildir. Ya da her eleştiri karşısında kendisine fazla yüklenerek eleştiriyi kolay kabul eden, hemen özeleştiri veren tutum da bilimsel değildir. Bu tutum da bir çeşit eleştiriyi kabul etmemektir. Ne devrimci eleştiriyi hiç kabul etmemek ne de her eleştiri karşısında onun özünü kavramadan hemen özeleştiri vermek tutumu doğrudur. İkisi de aynı ölçüde eleştiriyi kabul etmeyen tutumlardır ve bilimsel değildir.
Devrimci eleştiri içtenlikle ve dürüstlükle onun doğruluğuna inanılarak kabul edildiğinde iyileştirici ve tedavi edici bir özellik kazanır. Yoksa hiçbir olumlu, yapıcı ve değiştirici özelliği olamaz. Amacına hizmet etmeyen eleştiri, ancak yeni bir eleştirinin başlangıcı olur.
Toplumsal örgütlerin hatırı sayılı bir çoğunluğunu oluşturan küçük burjuvazinin eğitim ve kültürel gerçekliğine bakıldığında devrimci eleştiriye yabancı, ondan uzak, ona karşıt bir şekillenişe sahip olunduğu bir gerçektir. Burjuva-feodal toplumun eğitim ve yaşam biçiminde eleştiri kavramına ve gerçekliğine ya hiç yer yoktur ya da çok sınırlı bir yere sahiptir. Bu toplumsal gerçeklik içinden çıkıp devrimci saflara katılanların devrimci eleştiriyi kabul edip benimsemesi hiç de kolay değildir.
Hatta uzun yıllar devrimci saflarda olanların bile devrimci eleştiriye kapalı, yabancı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Küçük burjuvazinin her bilgi ve düşüncesi, her beceri ve yeteneği özel mülkiyet sistemine ait bir doku taşır ve onun önemli özelliklerini barındırır. Yıllarca bu gerçeklik içinde eğitilen ve şekillenen bireyin devrimci saflarda kısa sürede dönüşmesi ve değişmesi mümkün değildir. Hele devrimci mücadelenin dalgalı seyrettiği bir süreçte eskiden köklü kopuş kısa sürede başarılamaz. Eski eğitim, bilgi, kültür, alışkanlık, yaşam özel mülkiyet içinde ve bu temel üzerinde şekillenip biçimlenmiştir. Küçük burjuvazi eskiye ait olandan kolay kopmaz ve sahip olduğu özellikleri kolay bırakmaz. Bu niteliklere özel mülkiyeti gibi yapışır. Tutunur ve sarılır. Özel mülkiyete dayalı ve ona ait olandan kopmak, küçük burjuvada müthiş bir sarsıntı yaratır. Bir deprem şoku yaşatır.
Proletarya Partisi saflarına katılan küçük burjuvazinin değişim ve dönüşüm mücadele süreci zorluklarla dolu, yoğun emek ve sabır isteyen bir olaydır. MLM bilimi aktif ideolojik mücadeleden yanadır. Bu mücadele olmadan, bunun gerekleri yapılmadan devrimci örgüt kendi iç birliğini sağlayamaz ve sınıf düşmanlarına karşı etkili ve güçlü darbeler vuramaz. Kısaca devrimci görevlerini yerine getiremez. (Bitti)