DerlediklerimizGüncel

Füsun Erdoğan yazdı: Eylem Güzel’i…

Sanki bir yaprak dökümü yaşanıyor… Bir biri ardına düşüyor hayatlarımıza ölüm haberleri… Birinin acısı dinmeden, bir başka haberle sarsılıyor, ölümün acı gerçeğiyle yüz yüze geliyoruz… Nurhak’ta Hüseyin, Oğuz, Ankara’da Hatun ana, Gazi’de Serdar, Gülsuyu’nda Güzel ana… Sanki çok aceleleri varmış, bir yerlere yetişeceklermiş gibi, genç ölümlere ekleniyor emektar devrimcilerin, analarımızın gidişi… Ve her gidenin ardından omuzlarımızdaki yük biraz daha artıyor, biraz daha ağırlaşıyor.

1990’ların başında tanıdım adı gibi güzel, cesur kadını… Eylemden eyleme koşan annelerden biriydi. Yorgunluk, hastalık, yoksulluk bilmezdi. Polis barikatlarının önüne dikilip posta koyan, her daim yumruğu havada, her kurduğu cümlede ortak mücadele değerlerini öne çıkaran ve ortak mücadelenin gerekliliğine dikkat çekmeyi ihmal etmeyen, kendi gibi yüreği güzel bir kadın… Güzel Şahin tutsakların, gençlerin, Cumartesi insanlarının, insan hakları savunucularının Güzel anasıydı.

Hapishane önlerinde politikleşmiş ve bir daha evin dört duvarları arasına dönmemiş annelerdendi. Yıllarca her hafta hiç erinmeden, yoruldum diyip sızlanmadan 3-4 yaşlarındaki torununun elinden tutar Gülsuyu’ndan Bayrampaşa’ya oğlunu görmeye gelirdi. İstanbul gibi bir kentte, o yaştaki bir çocukla neredeyse hiç bir eylemi kaçırmazdı. İçeride tutsaklar açlık grevi mi yapıyor; Güzel ana sadece dışarıdaki eylemlere katılmakla yetinmezdi. Dışarıda dayanışma açlık grevi mi başlıyacak. Sağlık sorunlarına aldırmadan hemen gönüllü olur, grev önlüğünü giyinip, açlık grevine başlardı. Ankara’ya giden heyetlerin değişmez temsilcilerinden biriydi O. Geride duran, çocuklarını eleştiren aileler anında karşılarında Güzel anayı bulurlardı… Oğullarının peşinden hapishane hapishane dolaşırken bütün tepkisini, öfkesini devletin baskı ve zulmüne yöneltirdi.

19aralik anma2014 0219 Aralık 2000’de devletin “hayata dönüş operasyonu” adıyla 20 hapishaneye aynı anda gerçekleştirdiği saldırı ve katliam haberi duyulduğunda; hapishane önünde bekleyenlerin en başında geliyordu Güzel ana… 19 Aralık sonrasında Gebze Hapishanesi’ndeki tutsakları hemen F Tipi hapishanelere götürmemiş, daha sonraya bırakmışlardı. Saldırı sonrası ilk görüşe gelen ailelerin sayısı hayli fazlaydı. Herkes normal olarak çok kaygılıydı. Ve hapishanenin önünde kocaman bir kuyruk oluşmuştu. Güzel ana da erkenden gelmiş, yerini almıştı. Sırada beklerken, katliam sonrası protesto gösterilerine katılmayan aileleri eleştirmeyi ihmal etmemiş, hesap sormuştu.

Adı gibi güzel kadın Güzel Şahin… Sadece hapishanelerle ilgili eylemlere katılmazdı. Kadınların tüm etkinlik ve eylemlerinin değişmez yüzlerindendi. 1990’lı yıllar beyaz Reno’ların ortalıkta dolaştığı zamanlardı. Evinden, sokaktan, işyerinden kaçırılan devrimciler, yurtseverler, sosyalistler bir daha geri dönmüyordu. Hasan Ocak’ta İstanbul’da siyasi polis tarafından kaçırılarak kaybedilmişti. Yoldaşlarının ve ailesinin Hasan’ı arama çabası sonuç vermiş, Hasan’ın işkence edilerek katledilmiş bedeni Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunmuştu. Güzel ana 27 Mayıs 1995 tarihinde Galatasaray Lisesi önünde “Kayıpların Değil Kaybedenlerin Listesini İstiyoruz” şiarıyla başlayan ilk oturma eyleminden başlayarak, 22 yıl boyunca, son nefesini verinceye kadar kayıpların takipçisi oldu.

Onun için eylemi kimlerin yaptığı değil, eylemin ne için, neye karşı yapıldığı önemliydi. Nerede bir haksızlık, zulme karşı bir başkaldırı varsa, yumruğu havada slogan atarken görürdünüz onu. Her eylemde, her polis saldırısında kartal kanatlarını açar, gençleri korumaya alırdı. En güzel yanlarından biri de, kafasına yatmayan bir eylem ya da bir davranış söz konusu olduğunda, muhatapların karşısına dikilip çatır çatır tartışması, eleştirmesiydi. Güzel ana Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri içerisinde yer almasına rağmen, kendisini hiç bir zaman sınırlamazdı. Kendini bütün devrimcilerin annesi olarak görürdü, pratikte de öyle davrandırdı.

Kadındı, Kürttü, Aleviydi, Dersimliydi, eylem güzeliydi O… Cumartesi oturma eylemi ve F oturmasından eylem yoldaşlarından bir arkadaşın yazdığına göre son arzusu: “Yatakta değil, mücadele alanlarında ölmek”miş! 18 Eylül’de kalp krizi sonucu hayatını kaybeden yoldaşı Serdar Can’ı sonsuzluğa uğurlarken fenalaştı Güzel ana… 20 Eylül günü de kaybettik bu güzel, direngen, cesur kadını…

Güzel ananın son arzusu hepimize örnek olsun. Bir kez daha hepimizin başı sağolsun. Çocukları, yoldaşları, mücadele arkadaşları olarak onu hep eylemlerdeki sıkılı yumruğuyla anımsayacağız… Onun sıkılı yumruğu, ışıl ışıl sevgi saçan mavi gözleri mücadelemizi aydınlatacak…

{gallery}Guzel Ana{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu