ALMANYA: Frankfurt ve Ulm` de “Türkiye Devrimi Açısından Kaypakkaya’nın Rolü ve Değeri” konulu paneller gerçekleştirildi.
Almanya’nın Frankfurt ve Ulm kentlerinde TKP/ML tarafından düzenlenen ve MLKP ile MKP sözcülerininde katıldığı panellerde İbrahim Kaypakkaya şahsında devrim şehitleri anıldı.
19 Ocak günü yapılan panellerde, devrim ve sosyalizm kavgasında şehit düşenler anısına saygı duruşuyla başlandı.
Etkinlik devrim şehitleri için yapılan bir sinevizyon gösterimi ve Grup Haykırış’ın sunduğu müzik dinletisiyle devam etti.
Panel sırasıyla TKP/ML, MLKP ve MKP temsilcilerin yirmişer dakikalık sunumlarıyla başladı.
TKP/ML adına yapılan konuşmada İbrahim Kaypakkaya’nın Türkiye devrimci hareketine bıraktığı miras anlatıldı. İbrahim Kaypakkaya’nın Deniz ve Mahir’den ayıran en önemli özelliğin resmi ideolojiden köklü kopuşu olduğu belirtildi.
MLKP’li temsilci yaptığı konuşmasında 71 devrimci hareketinin önderlerin bıraktığı mirastan sonuçlar çıkarmak gerektiğini vurguladı. Güncel süreçte “birleşik devrimci cephenin” aciliyetine ve önemine dikkat çekti.
MKP adına yapılan konuşmada da Kaypakkaya’nın düşüncelerinin hala sıcaklılığı ve geçerliliği koruduğu söylendi. Fikir olarak Kaypakkaya’nın öngörüsü, duruşu, ideolojisi, netliği ve sistemden net kopuşu olduğu söylendi.
70 civarinda dinleyicinin katıldığı panel soru ve cevap bölümüyle devam etti.
Aynı konuyu iceren ve Ulm`de gercekleştirilen Panel Yoldaşları ve dostlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Sunumlarda şu şekilde görüşler dile getirildi.
KAYPAKKAYA’ya bundan 40 yıl önce aylarca süren işkenceli sorguların ardından Faşizm tarafından katledildiğinde Devrimci hareketin tarihine silinmezcesine kandan ve ateşten adını yazdırmıştı. Aylar süren işkencelere rağmen ser verip sır vermeyen direniş çizgisi devrimci harekete hep ilham kaynağı olmuştur.sadece işkencelerdeki direniş tavrıyla değil aynı zamanda elli yıl boyunca düzen içi solculuğu ,parlementarizmi mahkum ederek yetmişli yıllarda başlayan ve günümüze kadar gelen derin tespitleri kısacası teorik yaklaşımı ve pratik duruşu örnek olmuştur.Kaypakkaya düzen içi devrimciliğine sisteme biat eden teslimiyetçi anlayışlara karşı devrimin şiddet yoluyla varılacağını bunun en önemli parçasının gerilla savaşı olacağını da belirlemiştir. Kaypakkaya yetmişli yıllarda Kürt ulusuna vurgu yaparak “Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı” savunarak Türkiye coğrafyasında Kürt ulusunun varlığına ve uğradığı haksızlıklara değinmiş ve devrimimiz açısından önemini ortaya koyarak yapılması gerekenleri detaylarıyla ortaya koymuştur.
Keza o güne kadar Kemalizm’in kutsandığı Kemalizm’in ilerici hatta devrimci olduğunu dile getirenlere karşı durmuş ve Kemalizm’in Komprodor burjuvazinin ve Toprak ağalarının iktidarı ve ideolojisi olduğunu Kemalizm’in başta kürt ulusu olmak üzere Türkiye’deki diğer azınlık ve milliyetler üzerindeki baskı aracı olduğunu ortaya koymuştur.
Kurtuluş savaşı döneminden itibaren Kemalizm’in emperyalizm’le işbirliği içinde olduğunu Türk sermayesinin emperyalist sermaye karşısında güçsüzlüğünden kaynaklı emperyalist tekellere boyun eğdiği gerçeği zayıf ve güçsüz burjuvazinin içerde faşizmi uyguladığını ve böylece halkı bu baskı araçlarıyla yönetmek zorunda kaldığının altı çizildi.
İbrahim KAYPAKKAYA’yı Deniz ve Mahir’den ayıran en önemli özelliğin resmi ideolojiden köklü kopuşu sağlaması olduğuna vurgu yapıldı.68 kuşağının bu canlı duruşunun radikal bazdaki temsilcisi olduğu ve aradan geçen kırk yıla rağmen Kaypakkaya’nın düşünceleri hala sıcaklılığını ve geçerliliğini koruduğu anlatılan panel’de ortak fikir olarak Kaypakkaya’nın öngörüsü,duruşu,ideolojik netliği ve sistemden net kopuşudur” denildi.
20 Ocak Pazar günü Duisburg ve Basel`de de yapılan Panellerin devamı olarak;
Avrupa’nın 6 Kentinde daha önümüzdeki hafta sonu yapılması planlanan panellerin 26 Ocak Cumartesi günü,Hamburg.Londra,Viyana`da, 27 Ocak Pazar günü ise Hollanda,Innsbruck`ta ve 27 Ocak Pazar Paris`te anma gecesi şeklinde yapılacağı ve bazı yerlerde TiKB sözcülerinin de panellere katılacağı kamuoyuna duyuruldu.
Kaynak: ATİK