Filipinler halkının, Duterte’nin üç yıl süren saltanatında tiranlık yasalarıyla yönetildiğini vurgulayan açıklamada halkın toplu katliam, askeri ve polis yetkilerinin kötüye kullanılması, diktatörlük tehditleri, ulusal ihanet, emperyalistlerin çıkarlarına boyun eğme, haksızlıklar, yalanlar, tehditler ve gözdağından başka birşey görmediği belirtildi.
Duterte ve yandaşlarına karşı mücadeleyi yükseltelim
Duterte iktidarında, geniş kitlelerin düşük ücretler aldığı, işsizliğin arttığı, çalışma koşullarının ağırlaştırıldığı, iş güvenliğinin ortadan tamamen kalktığı, kırsal bölgelerde birçok köylünün topraksız kaldığı ve bu sayının da artmakta olduğu, işten çıkarma ve zorunlu göçün artarak devam ettiği belirtildi. Yine, ağır vergiler, yüksek fiyatlar, sosyal hizmetin yetersizliği, uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer suçlarda da yaygınlığın karşısında halkın çok büyük oranının mağdur edildiği belirtildi.
Duterte’den önce var olan bu koşullarda hiçbir olumlu gelişmenin yaşanmadığı tersine durumun daha da kötüye gittiğini belirten açıklamanın devamı ise şöyle;
“Duterte ve yandaşları, rüşvetten, ihtiyaca bağlı fonların kötüye kullanılması, Çin’den alınan anormal büyüklükteki kredilerin geri ödenmesi, yüksek ödenekli altyapı projelerindeki kesintiler ve uyuşturucu kaçakçılarıyla yapılan anlaşmalardan kendilerine servet biriktirmeye devam ediyor. Dennis Uy, Ramon Ang, Lucio Tan, Villars, Cojuangcos ve Sys gibi büyük oligarşiler devlet sözleşmelerinden ve iş yerlerinden aldıkları payla servet biriktirmeye devam ediyor.
Duterte rejimi iktidara geldikten kısa bir süre sonra, en kitlesel şiddet kampanyalarından birini gerçekleştiren ve Marcos diktatörlüğünden bu yana en kötü iktidarlardan birisi oldu. Mindanao’ya sıkıyönetim yasası uyguladı ve Samar, Negros ve Bicol’u askeri yönetim altına soktu ve bu sıkı yönetim halkın haklarının yaygın şekilde kötüye kullanılmasıyla sonuçlandı.
ABD tarafından desteklenen Duterte, halkın devrimci hareketini, yurtsever ve demokratik güçlerini bastırmak için vahşi bir savaş başlattı.
Duterte’in her yönüyle baskı altına alma savaşı, insanların en alçakça ve baskıcı neoliberal politikalara maruz kaldıklarında direnmelerini ve örgütlenmelerini önleyerek egemen sistemi güvence altına almayı amaçlıyor. Duterte’in üç yıl önce kendisini ‘sosyalist’ olarak tanıtıp iktidara gelmesinin ardından , artık uluslararası şirketlerin ve yabancı büyük kapitalistlerin ve büyük toprak sahiplerinin çıkarlarına hizmet etmek için halkın ekonomik ve sosyal haklarına tamamen vahşice saldırdığı görüldü.
Acımasız, ihanet eden, yozlaşmış ve baskıcı ABD-Duterte rejimi, yarı kolonyal ve yarı feodal bu çürük sistemin çirkin bir büyümesidir. İktidar artık krizden daha derin bir duruma düştüğü için, gerici devlet bütün öncelikleri giderek daha fazla ele geçiriyor ve gerçek yüzünü halka karşı bir baskı ve sömürü aracı olarak ortaya koyuyor.
Duterte, geçmiş rejimlerin en kötü yönlerini özümsemiş ve ağırlaştırmıştır ve idolü Marcos’u aşmaya yönelik perspektifler belirlemiştir. Üç yıllık rejiminde son otuz yılın tüm politik, sosyal ve ekonomik kötülüklerine odaklanmayı başardı.
Filipinler halkının, örgütlü saflarını güçlendirmek ve kitlesel mücadeleyi yükseltmek gibi acil bir ihtiyacı vardır. Sendikalar ve diğer örgütlenme biçimlerini kurmaları, kolektif bilinçlerini yükseltmeleri ve çok sayıda eylemde bulunmaları gerekiyor.
Partinin önderliği altında, Yeni Halk Ordusunun görevi de, Duterte’nin faşist birliklerine karşı birbiri ardına darbeler indirmek, halk için adaleti sağlamak ve devrimci güçlerini inşa etmek ve halk savaşını yükseltmek için taktik saldırılar yapmak olmalıdır.
Duterte egemenliği altında üç yıl fazlasıyla yeterli!
Mücadeleyi yükseltme ve direnme ihtiyacı ise çok açık.” (Haber Merkezi)