Armenak Bakır’ın bir emaneti daha aramızdan göçtü.
Bütün ömrünü adadığı sınıf mücadelesi uğrunda azimle çalışan Fermun Çırak yoldaşı Rojava’da kaybettik.
İlerlemiş yaşına (61) rağmen “komutan cephede komutandır” şiarını hiçbir zaman elden bırakmamış olan, yoldaşlarının bildiği ismiyle “Orhan” ya da “Nubar” yoldaş bir dakikasını bile devrim idealinden ayrı düşünmeden elde silah toprakla buluştu.
Birkaç ay önce IŞİD’li canilerin Enternasyonal Özgürlük Taburları mıntıkasına yaptığı baskında askeri harekâtlar konusundaki ince sezgisiyle ablukayı tersine çevirmiş ve 16 IŞİD canisini yoldaşlarıyla beraber imha etmişti.
Yozgatlı emekçi ve yoksul bir ailenin çocuğu olan Fermun komutan, Karagözyan ilkokulunu yatılı olarak okuduktan sonra geçtiği Tıbrevank’ta gençlik yıllarında tanıştığı Türkiye proletaryasının önderlerinden olan Orhan Bakır (Armenak) öncülüğünde devrimci fikirlerle tanışmış ve bağlı olduğu TKP-ML’ye sempati duymaya başlamıştı.
Sportif anlamdaki üstün başarısı onu halter milli takımına kadar yükseltmişti. Antrenmanlarda gösterdiği performans milli kimliğinin önüne geçememişti. Hem Ermeni oluşu hem de Naim Süleymanoğlu’ndan daha ağır kaldırması hocalarının dikkatini çekmiş ve “kapı” gösterilmişti.
Dönem aynı zamanda proletarya partisinin en büyük yenilgilerinden birini aldığı döneme denk düşmekteydi. Birkaç yıl içinde kendini yurtdışına atmış ve oradaki örgütlü çevrelerde ilişkiye geçerek mücadeleye devam etmişti.
Daha aktif görevler üstlenmesi gerektiğine inanan Fermun komutan, 80’li yılların sonuna doğru proletarya partisinin gerilla kampına geçerek Halk Savaşı Stratejisi doğrultusunda askeri ve politik eğitimlere dâhil olmuştur.
Gerilla manevraları ve askeri birikimi onu kısa sürede eğitmen düzeyine getirmişti. 1992’de eğitimini tamamlamış olan ilk gerilla birliğiyle ülkeye giriş yaparak sıcak mücadelede bir nefer olarak yerini almıştı, düştüğü pusuda bile düşmanına pusu atabilen bir usta olmuştu.
Uzun yıllar boyunca omuzundan düşürmediği roketatarın bıraktığı duyma arazından mustarip olan komutan Fermun, son yıllarda yoğunlaştığı siyasal faaliyetlerinde yetkinleşmiş ve birçok eser vermişti.
Kafkasların Lenin’i Stepan Şahumyan’ın Türkçeye kazandırılmasında büyük emek sahibi olan Fermun komutanın üzerinde çalıştığı bitirilip de henüz yayınlanmayan ve yarım kalan birçok eseri mevcuttur.
İ. Kaypakkaya’nın Seçme Yazılarını da Ermeniceye çevirmekte olan Fermun yoldaş, merkezi görevinin bilincinde bir devrimci komünist olarak kelimenin tam anlamıyla bir görev insanıydı.
Hayati Can, Ramazan Ceviz, Nur Güzel yoldaş ve daha nice gerillanın yetiştirilmesinde emeği olan Fermun yoldaşın yaşamı örnek olacak bir yaşamdı.
Daha sonraki yıllarda Karadağ’da, Güney Kürdistan’da ve Rojava’da görev yapan komutan, partisinin önüne koyduğu hiçbir görevi küçümsemeden dört elle sarılan bir karaktere sahipti. Sıcak savaş alanlarında kucağındaki silahı asla yere bırakmayan komutan, yoldaşlarına öylesine bir güven vermişti ki en zor pratiklerde bile onun adının anılması bütün yoldaşlarını rahatlatmaya yeterdi.
En umulmaz, en içinden çıkılmaz labirentlerden bile bir çıkış yolu yaratabilecek kadar zengin bir pratik zekâya sahipti. Yaşam tarzı ve duruşuyla HBDH örgüsündeki bütün devrimciler tarafından örnek alınır, adeta parmakla gösterilirdi.
Yeni bir giysiden tutun yeni bir silaha kadar her şeyin “kullanım önceliği”ni yoldaşlarına layık gören mütevazı bir komünistti. Sabahın beşinde altısında yatağında göremeyeceğiniz haşarı bir komünistti. Yediğinden tutun da kullandığı malzemelere kadar hiçbir şeyi israf etmeyen, geri dönüşümü mümkün olan her şeyi partisinin hizmetine sunan örnek bir komünistti. Bir kimyagerdi, patlayıcı yüklü objeleri uluslararası sınırlardan geçirebilecek düzeyde uzman bir komünistti. Bir bilgeydi.
Proletarya partisi içinde büyüyerek gelişen, olgunlaşan, yetkinleşen; altmışını aşmış bile olsa bir TİKKO komutanının durması gereken yerde çelik gibi bir disiplinle duran enternasyonal bir komünistti.
İnsan Fermun!
Çalışma ve örgütlenme disiplininden asla taviz vermeyen ve şaşırtacak ölçüde muzip Fermun! Soğuk şakalarıyla ve onu yakından tanımayanların kolay kolay anlayamayacağı kara mizah anlayışı ile içimizden biri Fermun! Yakın yoldaşlarının Martager’i şehit Fermun!
Gözyaşı dökmek aciz bir davranış değil insana özgü bir davranıştır Martager. Kuşkusuz biriken direniş sayfalarına bir yenisini ekledin, kuşkusuz içimizden bir şeyler koparıp götürürken geride birçok değer bıraktın… Güle güle Martager, güle güle…
Işıklar yoldaşın olsun!
Yolun yolumuzu aydınlatsın!
Duruşun duruşumuz olsun!
Fermun Çırak ölümsüzdür!
Mücadele arkadaşları adına
Kristin Kırdalyan