Yorum

Faşizmi yakından tanırız! Darbeyi de, “demokrasi” maskesini de!

15 Temmuz günü akşam 22.00 sularında asker tarafından darbe girişiminde bulunuldu. Gece boyunca yaşanan olaylarda en az 200’ü protestolara katılanlar olmak üzere 400 civarında kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı.

Başarısızlıkla sonuçlanan bu darbe girişiminin ardından “muhafazakar demokrat” ve “mağdur” pozisyonunu yeniden bürünen AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle son aylarda hem Suriye ve T. Kürdistanı’ndaki katliamcı ve çeteleri besleyen duruşu hem de emperyalist devletlerle bozulan arasını düzeltme kaygısıyla hayata geçirdiği politikaları nedeniyle yıpranan iktidarını yeniden tesis etmek ve güçlendirmek amacıyla kitleleri sokağa döktü. Kemalizm’in politikaları nedeniyle yüzyıldır baskı altında olan kesimlerin haklı öfkesini kendisine yedekleyen AKP, “darbe karşıtlığı” üzerinden günlerce sokakta gövde gösterileri düzenledi.

Fırsat bu fırsat diyerek militarist, DAİŞ vb. çete artığı sivil faşist güçlerini de sokağa döken AKP, daha önce giremediği sokakları ve meydanları “zapt etme” sarhoşluğuna kapıldı. Gezi İsyanı nedeniyle bitip tükenmeyen düşmanlık beslediği Taksim’i, özellikle İstanbul, Ankara ve Antakya’nın ilerici, demokrat, Kürt ve Alevi kesimlerinin yaşadığı mahalleleri de hedef alan AKP; buralarda sivil faşist güçleri ve polisiyle halka saldırılar düzenlemeyi de ihmal etmedi. Buralarda halk da devrimci güçlerle birlikte yer yer silahlanarak faşist çeteleri mahallelerinden geri püskürttüler.

 

Darbenin ne olduğunu en iyi biz biliriz!

Hala Şirnex’in sokaklarında DBP il yöneticisi Hurşit Külter’in “kayıp” olduğu, Mezopotamya coğrafyasında savaşın hala yaşandığı, işçi ve emekçilere kölece çalışma koşullarının dayatıldığı, her gün işçilerin, kadınların katledildiği, mültecilerin ve Kürtlerin ırkçı saldırılara maruz kaldığı bu ülkede darbeye karşı mücadele etmek, bu sistemin yaratıcıları da, sürdürücüleri de, güçlendirenlerinin ne harcıdır ne haddi!

Darbeyi en iyi emekçi halk, devrimciler, yurtseverler ve bu memleketin ilericileri bilir. Darbeyi en çok; acılı deneyimlerinden yola çıkarak ilk iş olarak marketlerin, fırınların kapısında kuyruk oluşturan halkımız bilir. Açık yüzünün ismi “darbe” olan faşizmin “demokrasi” maskesine karşı mücadele de en az darbeye karşı mücadele kadar elzem ve önemlidir!

Hele de halka düşmanlık söz konusu olduğunda “aynı tankta yer alanların” klik dalaşının derinleştiği ve sivri ucunun bu halkın devrimcilerini, yurtseverlerini, ilericilerini hedef aldığı ve almaya devam edeceği böylesi süreçte! Faşizmi yakından tanıyanların ona karşı mücadele yöntemlerini de en iyi şekilde bilmeleri ve hayata geçirmeleri gerekmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu