Direnmek, direnmeli, direneceğiz… ve benzerlerini çok duyarız, özellikle Türkiye’de yaşıyorsak. Türkiye’de birçok nedenden dolayı direnmek zorundasındır. Sırf Türkiye’de yaşıyor olman bile direnmen için bir sebeptir. Devrimciysen direnirsin, Kürtsen direnirsin, doğanı korumak için direnirsin, işçiysen direnirsin, öğrenciysen direnirsin. Yani kısacası direnmek zorundasındır. Bir de öyle bir sebep vardır ki tüm diğerlerinden daha köklü ve yakıcıdır, cinsiyetin yüzünden direnmek zorundasındır! Kadınsan, LGBTİ+ysen yaşaman için alan bırakılmayan bu ülkede sana direnmekten başka bir çare bırakmazlar.
“Kuran’da yazıyor…”
Daha geçenlerde otobüste şort giydiği için tekmelenen kadın mesela… Saldırıya uğrayan kadın şikayetçi olmuş, saldırgan ise TC hukuk sisteminin bir gereği olarak savcılık tarafından serbest bırakılmış, daha sonra diğer kadınların da desteği ve direnişiyle tekrar yakalama emriyle cezaevine gönderilmişti. Elbette bu biz kadınlar için bir kazanım olsa ve sevinsek de TC hukuk sistemini bildiğimizden şaşırmış ve şüpheyle yaklaşmıştık. Saldırganın ilk mahkemede “Kuran’da yazıyor…” dedikten sonra serbest bırakılması, böylesi durumlarla çokça karşılaştığımızdan bizleri şaşırtmamış ve hemen direnişe geçmiştik. Tam da saldırganın bırakıldığı gün başka bir saldırı daha vardı.
Amed’de en önde kadınlar
Amed’i herkes bilir. Direniş hikayeleriyle bilinir Amed. O gün sosyal medyada gezinirken bir haberde mahkemece bırakılan saldırganı okurken bir diğer haberde ise Amed’de olan devlet saldırısını, yerlerde sürüklenen kadınları, yaşlı amcaları görüyorduk, TOMA’ların önünde kendini siper eden milletvekillerinin görüntüleri. Bir de öyle bir kare vardı ki kolluk kuvvetlerinin karşısında halkına siper olmuş bir kadının görüntüsüydü. Adı, unvanı önemli olmayan, sokaklarda direnişi yükselten bir kadındı o.
Biz faşizme karşı direnişi yükselten taraftayız!
Bu anlattığımız olaylar ülkenin sadece 1 günlük olaylarıydı. Hemen her gün yaşanan birçok olayda kadınlar hep en önde oluyor. Faşist erkek devletini üreten sokaktaki saldırganlara karşı da olsa sokaklarda, evlerde azgınca halka saldıran kolluk kuvvetlerine karşı da olsa direnişi en ön saflarda yükselten kadınlar ve LGBTİ+lar oluyor.
Görünmesek de, haberlere konu olmasak da biz kadınlar faşizme karşı direnişin en önünde erkekliğin yükseltildiği yerlerde; amfilerde, tarlalarda, fabrika önlerinde, sokaklarda, barikatlarda cinsiyet bilincini yükselten tarafta, kısacası her yerdeyiz. Dünyanın her yerinde erkeklik tekrar tekrar üretilirken, diğer yanda kadınlar olarak faşist erkekliğe karşı direnişi yükseltiyorlar.
(Bir YDK’lı)