İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı’na ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, “Gerçek bir demokrasi tesisinin yolunun ancak halkların eşit ve kardeşçe yaşadığı bir ülke yaratma mücadelesinin başarıya ulaşmasından geçtiğini hatırlatıyoruz” denildi.
İzmir: İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde Ermeni soykırımının 103. yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı. “Bu acı hepimizin” yazılı pankartın açıldığı eylemde, Hrant Dink ve Serdar Can’ın da fotoğrafları taşındı.
“Teşkilat-ı Mahsusa tarafından katledildiler”
Emek ve Demokrasi Güçleri adına okunan basın açıklamasında, “24 Nisan 1915, insanlık tarihinin en büyük acılarından birinin yıl dönümü olarak hafızalardaki yerini koruyor. Katliamın ilk adımı olarak o gün, iki yüzü aşkın Ermeni aydını, evlerinden alınarak zorla sürgüne tabi tutuldu ve yol üzerinde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin illegal örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından katledildi” dedi.
Ermenilerin çocuklarına dahi el konuldu…
O günden sonra devlet denetiminde gerçekleştirilen sistematik sürgün ve katliamlarla Anadolu topraklarını adeta Ermenilerden arındırılarak, yerinden yurdundan edilen, katledilen Ermeni halkının tüm birikimlerine, bırakın birikimlerini, geride bıraktıkları çocuklarına bile el konulduğu ifade edilen açıklamada, “Halkların egemenler eliyle kışkırtılması sonucu kolektif talan, yıkım ve kitlesel kırım meydana gelmiştir. Söz konusu süreçte sadece Ermeniler değil, Asuri-Süryani halkları başta olmak üzere Anadolu’nun diğer Hıristiyan halkları da tehcir, mülklerine el koyulması ve katliamlardan nasiplerini almışlardır” dedi.
En önemli amaçlardan biri, ulusal burjuvaziye sermaye birikimi oluşturulması
Bu sürgün ve katliamın en önemli amaçlarından birinin, Anadolu’da varlık göstermeye başlayan yeni ulusal burjuvaziye sermaye birikimi oluşturması olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Ermeni halkına yönelik düşmanlık, 21. yüzyılda da sürmekte, devlet eliyle körüklenmektedir. Gazeteci Hrant Dink’in katledilmesi ile sonuçlanan derin komploya ilişkin açılan dava yıllarca sürüncemede kalmıştır. Yine Er Sevag Balıkçı’nın sözüm ona bir ‘kaza’ kurşunu ile ölmesine yol açan olayın aydınlatılmasına yönelik hiçbir adım atılmamıştır” denildi.
Bu yarayı iyileştirebilmek için, inkârdan vazgeçerek, sorumluluk kabullenilmeli
Yapılan açıklamada son olarak; İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, kardeş Ermeni halkının 1915’ten bugüne katliamlara maruz kalan bireylerini saygı ile andıkları belirtildi. “Bu büyük yaranın biraz olsun iyileşmesi için yapılması gereken, inkardan vazgeçmek, gerçeklerle yüzleşmek, sorumluluğu kabullenmektir. Gerçek bir demokrasi tesisinin yolunun ancak halkların eşit ve kardeşçe yaşadığı bir ülke yaratma mücadelesinin başarıya ulaşmasından geçtiğini hatırlatıyoruz” denilen açıklama oturma eylemi yapılarak sonlandırıldı.
