“Bir düşünün… Gözlerinizin önüne getirmeye çalışın. İki kolu olmayan bir tutsak, tek başına bir hücrede tutuluyor. Hücresinin kapısı açılıp, mazgaldan yemek önüne atılıyor ve kapı tekrar kapanıyor. Çamaşırlarını bile kendi yıkamak zorunda.
7 metrekarelik bir hücre ve tuvalette orada. Hijyen koşulları yok ve buraları temizlemesi gerekiyor.”
Avukatı Gülizar Tuncer, siyasi tutsak Ergin Aktaş’ın şu an İzmir Menemen’de tutulduğu koşulları böyle anlatıyor. Bugün İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan toplantıda konuşan Tuncer, Aktaş’ın bombanın elinde patlamasından kaynaklı iki elini kaybederek, PKK davasından 6 yıldır tutsak olduğunu söyledi.
Ardından güvenilirliliği şüpheli olan, sistemin hapishaneler politikasında bir aracı olarak kullanılan ve birçok hasta tutsağa da gerekli belgeyi vermeyen Adli Tıp Kurumu’nun bile Aktaş’a 3 kez “hapishanede tek başına kalamayacağı” raporunun verildiğini hatırlatan Tuncer, Ergin için 9 kez mahkemelere başvuru yaptıklarını söyledi.
“Her seferinde iki kolu olmayan Ergin için serbest kalırsa ‘toplum güvenliği için tehdit oluşturucağı’ndan ret yanıtı aldık!”
“Ayakkabı bağcığını çıkarmadığı için” süngerli oda işkencesi
Aktaş için devletin uyguladığı işkence bununla da sınırlı değil. Aktaş, tutulduğu Metris Hapishanesi’nin uygulamalarını protesto etmek amacıyla 3 günlük açlık grevi gerçekleştirmiş ve bu sebeple hapishane idaresi tarafından “Hapishanenin huzurunu bozuyorsun” şeklindeki traji-komik bir gerekçeyle Ümraniye Hapishanesi’ne, buradan da Silivri’ye sürgün edilmişti.
Ancak Aktaş orada da uzun tutulmayarak Menemen R Tipi Hapishane’ye gönderildi.
Tüm bu sürgünler, hastane sevkleri gibi hapishaneden ayrılıp geri getirildiği süreçlerde gardiyan ve askerler tarafından, iki kolu olmadığı halde “ayakkabısının bağcıklarını çözmesi”, “üzerini çıkarması” gibi dayatmalarda bulunuluyor ve bunu gerçekleştirmediği/gerçekleştiremediği için süngerli oda işkencesine de maruz kalıyor Aktaş.
Tecavüz suçlusunu şikayet etti, 5 ay görüş yasağı aldı!
Menemen’de tek kişilik hücrede tutulan Aktaş için avukatı Tuncer “Bir düşünün… Gözlerinizin önüne getirmeye çalışın. İki kolu olmayan bir tutsak, tek başına bir hücrede tutuluyor. Hücresinin kapısı açılıp, mazgaldan yemek önüne atılıyor ve kapı tekrar kapanıyor. Çamaşırlarını bile kendi yıkamak zorunda.7 metrekarelik bir hücre ve tuvalette orada. Hijyen koşulları yok ve buraları temizlemesi gerekiyor” diyor.
Yaşadığı tek zorluk bunlar değil.
Yan hücrelerine taciz ve tecavüzden suçlu eski bir askerin yerleştirildiği Aktaş’ın, bu tutuklu tarafından da her gün psikolojik saldırıya, hakaret ve küfre maruz kaldığını aktaran Tuncer, bunu şikayet ettiği için hakaret ve küfür eden tutuklunun değil, şikayet eden Aktaş’a 5 aydır görüş yasağı getirildiğini ve bu süre zarfında Aktaş’ın ailesiyle görüşemediğini kaydetti.
“Aktaş’ın davasında çok açık ‘ayrımcılık’ var”
“Bu da devletin son dönemlerdeki hapishanelere yönelik baskı ve şiddet politikasının boyutunu gösterir. Aktaş’ın serbest bırakılmaması siyasidir” diyen Tuncer, kendilerinin defalarca ve onlarca sayfalık şikayet dilekçeleri ile Aktaş için çabaladıklarını ama tüm bunların karşılıksız kaldığını söyledi.
Tuncer, Anayasa Mahkemesi’nin çok açık bir şekilde “ayrımcılık” yaptığını belirterek; Aktaş’ın Kürt ve siyasi bir tutsak olduğu için davasına yanıt vermediğini de ekledi.