H. Merkezi: AKP’li Şamil Tayyar, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan’ın diktatör olduğuna söyleyenlere twitter hesabından “Kendine has üslubunu belki eleştirebilirsiniz ama şunu bilin; Erdoğan diktatör olsaydı Taksim Dersim olur, mezar taşına hasret giderdiniz” şeklinde cevap vererek AKP zihniyetinin “berrakça” sergilemiş oldu.
“Taksim Dersim olurdu”
AK Parti Antep Milletvekili Şamil Tayyar, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “diktatör” olduğunu söyleyenlere, 30’dan fazla kişinin kullandığı için gözaltına alındığı sosyal paylaşım ağı twitter hesabından cevap verdi.
“Dersim katliamının faillerini kucaklayanların, özgürce her yeri talan ettiği dönemde Erdoğan’a diktatör demesi akıl tutulmasıdır!” diyen Tayyar, “Kendine has üslubunu belki eleştirebilirsiniz ama şunu bilin; Erdoğan diktatör olsaydı Taksim Dersim olur, mezar taşına hasret giderdiniz” dedi.
Sizin hakkınız aslında toplu katliam da, bakmayın, biz “demokrat” görünmek zorundayız. “Demokrat” görünümde olmak zorunda olmasaydık, Erdoğan açıkça kendine “sultan”, “diktatör” derdi. Biz de rahat rahat her gün Roboski’de, Kazan Vadisi’nde olduğu gibi yeni katliamlara imza atardık!
Aslına bakarsanız Tayyar’ın söylemek istediği, ama bir türlü açıkça söylemediği gerçek tam olarak bu!
“Mezar taşı siparişi verelim”
Tayyar’ın verdiği Dersim örneği, TC devletinin en hassas sinir uçlarından birinin hala bu konu olduğunu gösterirken, Tayyar’a cevap Radikal yazarı Özgür Mumcu’dan geldi.
Tayyar’ın açıklamalarına yine twitter hesabından yanıt veren Mumcu “Toplu bir katliama kurban gidilmediği için yüzbinler sizlerden duacı. Şamil bey bir ara şu DSP milletvekilliği adaylığı maceranızı da anlatır mısınız? Tutarlı siyasi çizginizi öğrenelim. Erdoğan diktatör olsaydı mezar taşına hasret giderdiniz demişsiniz. Garanti olsun diye mezar taşı siparişi verelim mi?” dedi.
Mumcu’ya tehdit gibi hatırlatma
Özgür Mumcu’nun bu tweetlerine Tayyar’dan TC devletinin katliamcı zihniyetinden beslenen AKP zihniyetine uygun bir yanıt geldi.
Tayyar; Özgür Mumcu’ya 24 Ocak 1993’te faili meçhul bir bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden babası gazeteci Uğur Mumcu’yu hatırlatarak “derin yapıların oyun kurgusunu en iyi sizin bilmeniz gerekirdi ama maalesef…” şeklinde dedi.
Mumcu ise Tayyar’a “merak buyurmayın Şamil bey hem o kurguyu bilirim hem de o kurguyu çıkarları gereği çarpıtanları. Maalesef.” karşılığını verdi.
Bu tehdit, çaresizliğin bir göstergesidir
Elbette bu tweetleri tek başına Tayyar için “kişilik bozukluğu” saptaması ile açıklayamayız. Baskıya karşı direnen ve ayağa kalkan milyonların hareketini katliamla suçlayan bu zihniyet, kendisine yanıt verme teşebbüsünde bulunanlara da gazeteci katliamlarını hatırlatarak göz dağı vermekten geri durmuyor.
Sanki hükümeti döneminde hiç kayıp, fail-i meçhul, gazeteciye baskı, katliam yaşanmamış gibi bir “ak”lığa bürünen AKP’nin bu milletvekilinin sözleri, sistemin protestolar karşısında böylesi bir tehditle ortaya çıkması, çaresizliklerinin bir göstergesidir.
Yapmayacakları şey değildir elbet… TC devleti tarihinde böylesi uygulamalara sıkça yer vermiştir. Ancak onlara geri adım attıracak olan yine milyonların direnişinin ve çelişkilerinin derinleşmesi ve kendiliğinden olan bu hareketin, öfke patlamasının bir adım ötesine giderek ne istediğini tam olarak ortaya koyabilen bilinçli bir harekete dönmesi şarttır.
Bir ÖG okuru