Referandum Başkanlığa “evet”le sonuçlandı, fakat başkanlığın getirdiği- götürdüğü ile daha çok tartışılacaktır. Başkanlığa geçiş egemen sınıfların ortaklaşamadığı bir kliğin (temsili AKP/ Erdoğan olan) diğer klik (temsili CHP olan) üzerinden üstünlük sağlayamadığı bir şekilde gerçekleşti. Bu durum hâkim sınıflar arası çelişkinin derinleşeceğinin ezilen kesimler üzerinde saldırıların giderek artacağının işaretidir. Nitekim seçimdeki hile ve sahtekârlığın üstünü örtmek adına “Hayır” diyenlere yönelik saldırılar ardı ardına yapılıyor. Kuşku yok ki ilerleyen süreçte en kapsamlı saldırı emeğe, işçi sınıfına yönelik yapılacaktır. Bunu ekonomideki genel tabloda, çalışma Bakanlığı ve TÜSİAD’ın açıklamalarından görmek mümkün.
Anayasa değişikliği/Başkanlık kampanyasında AKP/Erdoğan’ın en sık kullandığı argümanlardan biri “istikrar” vurgusuydu. Kastedilen hem ekonomik hem de siyasi istikrardı; “Güçlü Türkiye” için. Bugüne kadar “istikrarsız ve güçsüz” olduğunun itirafı yanında yarı-sömürge gerçekliğinde açıktan ifşa edilmesidir bu. 15 yıllık bir iktidar döneminde AKP/ Erdoğan‘ın bir türlü yakalayamadığı ve bir türlü yakalayamayacağı istikrarın nesnel zemini ülkenin yarı-sömürge bir ekonomik yapıya sahip olmasıdır. Emperyalizme bağımlılığın kaçınılmaz sonucudur.
Son bir iki yıllık dönemde TC ekonomisi krizin eşiğine geldi. Jeopolitik risk olarak ifadelendirilen Suriye Savaşı Kürdistan’daki savaşa ilaveten AKP/ Erdoğan’ın iç politikadaki saldırgan siyaseti yabancı sermayenin yatırım için gelmediği gibi var olanında ülkenden çıkmasına kaçmasına neden oldu. Emperyalist sermayeye bağımlı hale getirilen TC ekonomisinde çarklar dönmez hale geldi. Jeopolitik risk ihracat ve turizm sektörünü de vurdu. Üretici sektörler 2016 yılının son 6 ayında durgunluk içine girdi. Temmuz- Aralık 2016 döneminde 3,3 milyar dolar sermaye çıkışı gerçekleşirken üretici sektörlerin borcu GSYH’ye oranı yüzde 68’e çıktı. Üretim yapamayan, ürettiğini ihraç edemeyen TC ekonomisi aynı dönemde yüzde 1 oranında ancak büyüyebildi. TÜİK ekonomideki bu kötü tabloyu referandum sürecinde kitlelerden saklayabilmek adına revizyon çabası yeterli olmayınca hesaplama yönetimini değiştirdi. Fakat mızrak çuvala sığmadı.
2017’ye bu halde giren TC ekonomisinde sorun devam ediyor. Yılbaşında enflasyon yüzde 8.53 iken yılın ilk üç ayında yüzde 11,29’a çıktı. İşsizlik durmadan artıyor. Resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 13 civarında DİSK-AR’ın aylık yaptığı araştırmaya göre ise işsizlik yüzde 21,4’e yükselerek 7 milyonu aştı. Sözde işsizliği çözmek adına başlatılan “istihdam seferberliği” işsizler için değil patronlar için bir fırsat oldu. Patronlar tazminattan kurtulmak ve istihdam seferberliği kapsamında verilen teşviklerden yararlanmak için bir yılı doldurmamış işçileri işten alıyor. Böylece hem tazminattan kurtuluyor hem de teşviklerden yararlanıyor. Çalışma bakanlığı 300 bin işçinin işe alındığını söylüyor fakat işsizlik sürekli tırmandığını görmezden geliyor. İstihdam seferberliği işsizliği azaltmıyor tam aksine tırmandırıyor.
Devam edecek