Bedenlerini ve giysilerini yere yapıştıran aktivistler, uçakların iniş ve kalkışını engellediler. Federal Polis, her iki şehirde de eylemcilere müdahale etti. Halle ve Stralsund’da da yollar kapatıldı. Bir tır şoförü ve bir kamyon şoförü, eylemcilerin üzerine araba sürdü ve birkaç metre sürükledi. Yaralanan olmadı.
Eylemciler amaçlarını;
“Federal hükümetin iklim krizine yönelik plansızlığı ve yasaları hiçe saymasına karşı bir tavır koymak“ olarak açıkladılar. Eylemcilerin “Letzte Generation“ Twitter sitesi üzerinden yaptıkları açıklamada ise, Almanya hükümetinin 2030 iklim hedeflerine yönelik bir strateji belirlememesi, Ulaştırma Bakanlığı’nın iklimi korumaya yönelik bir acil program çıkarmaması ve iklim aktivistlerini yok saymasını eleştirdiler. Aynı zamanda yaklaşan iklim felaketine dikkat çekerek, “Dünya çapında arka arkaya sıcaklık rekorları kırılıyor. Bu yüzyıl bitmeden, dünyanın geniş bölümleri yaşanmaz hale gelecek“ dediler.
Alman medyası ve hükümeti, barışçıl direnişte bulunan eylemcilere karşı halkı kışkırtıyor. Welt (Bild-Springer Medya Kuruluşu) gazetesi, “Sözde iklim aktivisleri”, “İklim teröristleri” vb. eylemcileri hedef gösteren başlıklar attı. Bild gazetesi ise, “İklim kaosu“, “Hamburg’da saatlerdir hayat felç oldu“, “Ortam gergin“ vb. söylemlerle gerilimi tırmandırmaya çalışıyor.
Hürriyet vb. işbirlikçi basın ise, “Hamburg’ta okul tatilinin ilk gününde binlerce aile mağdur oldu“ söylemiyle, Alman medyasına destek veriyor. Soru şu aslında, tatil mi öncelikli iklim felaketi ve gezegenimizin ve insanlığın yok oluşu mu? Alman medyasının uğursuz rolü yeni değil. Rudi Dutschke 1968’de bir faşist katil tarafından vurulduğunda da, Bild gazetesi ve Springer Yayınevi 1968 öğrenci hareketine karşı ortamı geren yayınlar yapmıştı.