GüncelMakaleler

DÜNYA | Libya Savaşının Rövanşı İdlip’te Alınacak!

"İdlip’e teçhizat taşıyan Türk ordusunun yeniden savaş davulları çalmaya hazırlandığı anlaşılıyor"

2011’den bu yana Ortadoğu’daki çatışma ve hesaplaşmanın merkezindeki Suriye, bu özelliğinden bir şey kaybetmeden ancak Libya’yı da halkaya ekleyerek yeniden tartışmaların odağında.

Libya’da Halife Hafter’e karşı Ulusal Mutabakat Hükümetini destekleyen TC’nin askeri alanda attığı adımlarla güç dengelerinde yaşanan değişimin doğrudan etkilediği, etkileyeceği alanlardan biri İdlip olacak gibi görünüyor.

Başka bir deyişle Libya, Suriye hesaplaşmasının ikinci adresi olarak öne çıkıyor. Zira, Libya’daki çatışmalar İdlip’te gelişmelerden doğrudan etkileniyor. İdlip’te ilk devresi gerçekleşen çatışma, kısa sürede Libya’ya taşındı. Nihayetinde burada ortaya çıkan tablonun diyetinin ödeneceği yer yine İdlip olacak.

İdlip Rusya’nın hedefinde

Gerek Libya gerekse de İdlip’te yaşanan gelişmeler bu analizi kaçınılmaz kılıyor. Libya’da TC’nin İHA ve SİHA’larla sahaya girerek askeri alanda yaptığı hamle savaşın gidişatını değiştirdi.

TC, pek çok alanda Rus güçleri ile karşı karşıya geldi. Serraç hükümetinin TC’nin desteğiyle Libya’da başkentte kontrolü sağlaması ve Halife Hafter karşısında açık bir şekilde avantaj sağlaması kabul etmek gerekir ki Rusya’nın itirazlarına rağmen gerçekleşti. TC’nin, Libya’da Watiyye üssünde Rus hava savunma sistemlerini vurmasını da bir kenara not etmeli.

Bu durum, Libya’da Rus emperyalizminin planlarını yeniden gözden geçirmesini de beraberinde getirdi. İşte İdlip’i son günlerde gündemin ilk sıralarına çeken temel gelişmede aslında bu.

Rusya’nın Haziranın ilk haftasından itibaren, Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki Kubeyna ve el Hadda tepelerini, Cebel Zaviye’yi yanı sıra, İdlib güneyinden batı Halep hattına kadar mevzileri vurmasını Libya’daki gelişmelerin artçı sarsıntıları olarak görmek gerekir. Rusya’nın, Esad rejiminin hava gücünün geliştirmek üzere askeri desteğini genişletmesi kararı sonrası, yeni modifiye edilmiş bir grup MiG-29 jetini Şam’a teslim etmesini de bu kapsamda değerlendirmek gerekir.

Hatırlanacağı üzere Rusya’nın Hafter güçlerine benzer bir desteği verdiği ve Suriye üzerinden sekiz savaş uçağı gönderdiği de basına yansımıştı. Yine benzer şekilde, yakın zamanda özellikle de Serraç hükümetinin askeri alandaki başarılarına paralel Hafter güçlerine verilen savaş uçağının sayısının 16’ya yükseldiği ifade ediliyor. Başka bir deyişle Rusya, TC’nin Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümetine İdlip’te de cihatçılara sunduğu silah desteği karşısında Halife Hafter ile Esad rejimini jetlerle donatıyor.

Libya’da Hafter güçlerinin yenilgisiyle istediğini alamayan Rus emperyalizmi, Suriye’de rakiplerinin karşısına daha güçlü çıkmak ve Libya’nın rövanşını almaya niyetli görünüyor.

Rusya’nın, ABD’nin Esad rejimini ekonomik olarak çökertmek amacıyla çıkardığı Sezar yasasına karşı Suriye ekonomisini ayakta tutacak bir plan hazırladığı anlaşılıyor. Bu planın birinci ayağı, Fırat’ın doğusundaki Halep ve Kamışlı arasında bulunan M4 otoyolunun yedi aylık aradan sonra tekrar açılmasıyla atıldı.

Planın ikinci ayağını ise İdlip’teki M4 ve M5 yollarının tamamen açılması oluşturuyor. Hatırlanacağı üzere Moskova mutabakatıyla Rus-Türk ortak devriyelerine açılan M4 yolunun cihatçılardan arındırılması ve her iki ülke garantörlüğünde ticari ulaşımın güvenliğinin sağlanması noktasında bir uzlaşmaya varılmıştı.

Ne var ki ne TC’nin İdlip’teki cihatçılara yönelik böyle bir tasarrufta ne de cihatçıların İdlip’i boşaltma niyeti görünüyor. Rus emperyalizminin Esad’ın hava gücünü güçlendirmesinin nedenlerinden biri de Doğu Akdeniz’de bugün yaşanan ve gelecekte de daha fazla büyüyeceği öngörülen yeni hegemonya dalaşında hazırlıklı girmektir.

İdlip bahsini ettiğimiz tüm bu gelişmelerin kavşağında bulunuyor. Kamuoyuna yansıyan bilgiler Rusya’nın Esad Rejimi ile İdlip’te cihatçılardan kalıcı olarak kurtulmak için yeni bir harekât noktasında ortaklaştığı yönünde. Libya penceresinden bakıldığında Rusya TC’ye Libya’daki yenilgisinin bedelini ödetmeye hazırlanıyor.

TC İdlip’te Israrcı!

TC’nin Rusya’nın bahsini ettiğimiz mesajını aldığı anlaşılıyor. Son dönemde İdlip’e yönelik yoğun askeri sevkiyat ve hazırlıklarda buna işaret ediyor.

Basına yansıyan bilgilere göre, 23 Mayıs’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın komuta kademesiyle Suriye sınırına yönelik ziyaretinden sonra, sınır hattına hava savunma sistemi kuruldu. Bu hazırlık, AKP’nin havuz medyası tarafından “yaklaşmakta olan bir savaşın” öngörülmüş olmasına bağlandı.

Nitekim sonrasındaki gelişmeler bunu doğrulayan nitelikteydi. Bu kez Türk ordusu İdlip’te, ABD yapımı orta menzil hava savunma sistemi kurdu. Tüm bu hazırlıklar Esad Rejiminin bir yandan İdlip’e ve diğer yandan Rakka’nın güney kırsalına girmek için harekete geçebileceği öngörüsüne dayanıyor. TC’nin Libya’da savaşmak için 17.000 cihatçı militanı çekmesini Esad Rejimi de bir fırsata çevirmek istiyor.

Öte yandan TC’nin Libya’yı önceliğine alması ve cihatçıları buraya nakletmesi, Rusya ile İdlip’te ortak devriyelerin gerçekleştirilmesi bu bölgedeki cihatçıların tepkisine neden oluyor.

Yol kesme ya da çatışma biçiminde yaşanan cihatçı müdahalesi ilk dönemlerde Rus devriyelerini hedef alırken zaman için de doğrudan Türk güçlerine yöneldi. 27 Mayıs’ta Cisril Şuğur kırsalında El Gassaniye’de devriye gezen Türk ordusu konvoyu patlayıcılarla hedef alındı.

Daha önce de Mart ortalarında yine Türk ordusu devriyeleri mayınlarla hedef alınmış ve iki asker yaşamını yitirmişti. Milli Savunma Bakanlığı saldırıların, isim vermeden “radikal unsurlar” tarafından gerçekleştirildiğini duyurmuştu. Ancak saldırı, El Kaideci cihatçı gruplar tarafından düzenlenmişti.

İdlip’e teçhizat taşıyan Türk ordusunun yeniden savaş davulları çalmaya hazırlandığı anlaşılıyor. AKP iktidarı İdlip’i tutarak bir yandan Rusya karşısında Suriye sahasında elini güçlendirmeyi diğer yandan bölgedeki cihatçılar üzerindeki etkinliğini sürdürmeyi hedefliyor.

Buradaki cihatçıları ihtiyaç duyduğu bir başka sahaya veya sonrasında cepheye sürmek üzere başka bir alana nakletmek için zaman kazanmaya çalışıyor. Suriye’deki işgalini Ortadoğu’daki dalaşta bir koz olarak kullanırken tıpkı şu anda Libya’da yaptığı gibi cihatçılar eliyle hareket alanını genişletmek istiyor.

Diğer yandan AKP iktidarı İdlip’te olası bir savaşı içerde muhaliflere yönelik tasfiye ve giderek gerileyen desteği yeniden onarmak için de bir olanağa çevirmek peşinde. AKP’nin halkla ilişkiler bürosu gibi çalışan ana akım medyanın gerek TV’lerden gerekse de sosyal medyadan İdlip’teki bir savaş ihtimalinin böylesine gündeme taşıması boşuna değil.

AKP iktidarı İdlip savaşını bir yandan içine girdiği ekonomik ve siyasi krizin üstünü, milliyetçilik ve şovenizmle kapatmak diğer yandan savaş halini başta devrimci ve yurtsever güçler olmak üzere bir bütün muhalefeti geriletmek için işlevselleştirmek istiyor. Açık olan şu ki, her işgal ve savaş, işçi ve emekçiler için daha fazla yoksulluk ve işsizlik daha fazla Kürt düşmanlığı anlamına geliyor.

Ne var ki pandemiyle birlikte iyice derinleşen ekonomik krizin vurduğu işçi sınıfı ve emekçilerin öfkesi giderek büyüyor. Kürt halkı, özgürlüğü ve kazanımlarını savunmaktan bir an bile olsun geri durmuyor.

Son dönemde sokağa daha fazla yansıyan hareketlilikte buzdağının görünen yüzünü oluşturuyor. Emekçilerin, ezilenlerin gelişen direnişi TC’nin gerek Libya gerekse de Suriye İdip’teki fetihçi hayallerini suya düşürecektir.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu