8 Ocak günü Dudullu’da kadınlarla bir araya geldik. Burada 30 Mart günü gerçekleşecek yerel seçimlerde bizim de sözümüz olduğunu tartıştık. Tartışmalarımız ilk olarak “Yerel seçimler yaklaşıyor, oylarımızı kime vereceğiz?” sorusuyla başladı. CHP’yi AKP’nin “alternatifi” olarak gören birçok kadınla ilk olarak bunu konuştuk. “AKP ve Erdoğan gitsin de, kim gelirse gelsin” anlayışının hakim olduğu bu konuşmalarda, HDK ve HDP adaylarının desteklenmesi konusunda da ulusal hareketin Gezi İsyanı ve yolsuzluk süreci başta olmak üzere son aylardaki tavrının kadınlar üzerinde olumsuz anlamda belirleyici olduğu anlaşılıyordu.
Biz de bu tartışmalarda CHP’nin özellikle Gezi İsyanı’nda açığa çıkan toplumsal muhalefeti kendisine ve dolayısıyla devlete kanalize etmeye çalıştığını, bunun için Gezi’yi sanki kendi eserleriymiş gibi gösterdiğini/sahiplendiğini anlattık. CHP’nin yolsuzluk konusunda AKP’den çok geri kalmadığını, oy ve muhalefeti kendisine yedekleme olarak gördüğü Alevi kitlesini arkasına almaya çalışsa da bu yerel seçimlerde birçok yerden MHP ve DYP kökenli adayları çıkardığını ve katliamcı zihniyetinden bir şey kaybetmediğini aktardık. HDK/P adaylarını desteklemenin, hem Kürt halkı ile ilişkilenmek hem de toplumsal muhalefette dayanışma içinde olmak açısından önemli olduğunu konuştuk.
“Neden bizim bir kadın muhtarımız yok?”
Daha sonra konu kadınların yerel seçimlerindeki söz hakkına geldi. Kadınlardan biri “Neden bizim bir kadın muhtarımız yok?” diye sorunca bu ihtimalin gerçekleşmesinin önemi üzerine tartıştık. Kadınların birlikte tartıştıkları zaman mahallesinin, semtinin ve ülkesinin sorunlarına daha fazla eğildiğini konuştuk.
Eğer bir kadın adayımız olursa mahalledeki kadınlarla bir seçim çalışması ekibi oluşturmamız ve ev ev gezerek kadınlarla iletişim kurmanın daha önemli olduğunu söyledi kadınlar. Kadınların aday olma konusunda kendilerine güven sıkıntısı yaşadıkları ve aday olmaya pek yanaşmadıkları bir gerçek olsa da bu konuda tartışmalarımızı sürdüreceğiz. (İstanbul YDK)
Kaynak: www.yenidemokratkadin.net