Dünya

Dosya Haber: ‘Mülteci Dramı 2017 Yılında da Devam Etti ‘

H. Merkezi: Son yıllarda Almanya’da mültecilere yönelik ırkçı – faşist grup ve bireylerin saldırılarında önemli oranda artış yaşanıyor. Federal Kriminal Dairesinin 2017 yılı resmi verilerine göre mülteci yurtlarına 995 saldırı (girişimi) ‚politik motifli saldırı’ olarak kayıt altına alındı. Saldırılar fiziki saldırılar kapsamında yurtlara zarar verme, propaganda içerikli yazılamalar ve şiddet içerikli saldırılar olarak katagorize ediliyor.

Propaganda amaçlı yapılan saldırıların sayısı 84 olarak belirlenirken, yurtlara ve eşyalara verilen saldırıların sayısı 65 ve şiddet içerikli saldırılar ise 39 olarak resmi kayıtlara geçti. Kundaklama saldırısının sayısı ise 2017 yılında 16 olarak belirleniyor. Yüksek tehlike arz eden saldırılara bakıldığında hemen hemen her güne bir saldırının yapıldığı ortaya çıkıyor.

Frankfurter Rundschau’nun haberine göre 2017 yılında yapılan ırkçı ve faşist saldırıların sayısında önceki iki yıla oranla bir gerileme yaşandığına vurgu yaparken, 2013 yılına oranla ise yapılan saldırı sayısının oldukça yüksek olduğunun altı çiziliyor.

Gazete haberinde 2015 yılında 1031 saldırının yaşandığını belirtirken, 2014 yılında 199, 2013 yılında ise sadece 69 saldırının yaşandığı bilgisini paylaşıyor. Federal Kriminal Dairesi 2017 yılında sadece 54 saldırı hakkında soruşturma açıldığını belirtiyor. Alman basını açılan soruşturmaların çoğunun ise tamamlanmadığını belirtiyor.

Karlı Dağlar Üzerinden İtalya’dan Fransa’ya Yolculuk Devam Ediyor

Avrupa’nın mültecilere yönelik sınırları kapatma politikasından sonra mülteclerin savaştan ve ölümden kaçış yoları iyiden iyiye daralırken, bu durum İtalya’ya gelen mültecilerin Fransa’ya geçişlerinde Alp dağlarını kullanmalarına yol açtı. Özellikle kış koiullarında Alp dağlarını aşmak için yola çıkan mültecilerin bir kısmı dağcılar tarafından görüntülendi.

Daha yaşanılır bir coğrafya için umut yolculuğuna çıkan mültecilerin yolculuklarının kış şartlarında sürdürdükleri Alp Dağları eteklerinde dağcıların yardım taleplerini geri çevirerek yollarına devam ediyorlar.

Facebook sayfalarında durumu anlatan dağcılar, mültecilerin bir çoğunun elbiselerinin kış şartlarına uygun olmadığını belirtiyorlar. Gönüllü olarak Alp dağlarında mültecileri kurtarma çalışması yürüten dağcılar, İtalya’nın Bardoneccia kasabası yakınlarında ki 1762 rakım yüksekliğinde Alp dağı eteklerinde 6 mülteciyi kurtardıklarını bildirdiler. Mültecilerin sadece jeans kot pantolon ve yazlık sayılabilecek ayakkabıları ile yollarda olduklarını ve Alp dağlarını yaya aşmak istediklerini aktardılar.

İtalya ve Fransa arasında sınır kontrollerinin yoğunlaşmasıyla birlikte mülteciler Fransa’ya dağları aşarak gitmek istiyor.

 

Almanya’ya İltica Başvurusu

Avrupa’ya gelen mültecilerin Almanya’ya varmaları zorlaştırılırken, 2017 Kasım ayı itbariyle 172.737 iltica başvurusu gerçekleşti. Federal politik eğitim merkezi internet sitesinden duyurulan rakamlara göre iltica başvurularının çoğunluğunu Suriye (43.804), Irak (19.524) ve Afganistan (11.482) oluştururken Türkiye (7.410) ve Rusya Federasyonu’ndan gelen mültecilerin sayısıda oldukça fazla. Afrika’nın çeşitli ülkelerinden gelen mültecilerin sayısı ise toplamda 21.139 olarak açıklandı. Ülkeleri belli olmayan mülteci sayısı ise 5.396 olarak belirleniyor. 50.321 kişi Almanya’nı Kuzey-Ren Westfalya Eyaleti’nde başvuru yaparken, en az iltica başvurusunun yapıldığı eyalet ise 2273 rakamı ile Bremen.

Almanya’ya yapılan iltica sayısında önemli oranda düşüş yaşanıyor. İltica sayısı 2016 yılında toplamda 745.576 iltica başvurusu yapılırken, 2017 Kasım ayına kadar yapılan istatistiklerde ise toplamda 208.157 yapıldı. İltica başvurularının bu denli düşmesinde sınır güvenliği adı altında mültecilerin Avrupa’ya gelmelerinin engellenmesi yatıyor. İnsan hakları, sivil ve demokratik kurumlar tarafından Avrupa Birliği’nin mültecilere yönelik bu girişimlerini sert bir şekilde eleştiriliyor.

 

mittelmeer fluechtlinge 131Akdeniz Mülteci Mezarlığı olmaya Devam Ediyor

Umut yolculuğuna çıkmak isteyenler Kuzey Afrika’da Avrupa destekli Libya güçleri trafından engelleme girişimleri hayatını kaybedenelerin sayısını arttırırken, ölümler katliam derekesine çıkıyor.

Spiegel dergisinin haberine göre 2017 yılı itibariyle Akdeniz’de yaşamını yitiren umut yolcularının sayısı 3 bin olarak açıklanırken, gerçekte bu sayının çok yüksek olduğunu dile getiren kurumlar ise mültecilerin iltica hakkının insan hakkı olduğunu ve mültecileri engellemenin insanlık dışı bir politika olduğunu belirterek AB’nin politikasına tepki gösteriyor. Ekim 2013’te Lampedusa açıklarında hayatını kaybeden 360 mülteciden bu yana, 15 binden fazla insanın Akdeniz’de can verdi.

Uluslararası Göçmenlik Örgütü (IOM) verilerine göre hayatını kaybeden 3 bin mülteciden 2.802 kişi Libya-İtalya rotasında can verdi. Spiegel, Akdeniz’de hayatını kaybeden mültecilerin sayısında azalma olduğunu dile getiriyor ancak kurumların ortak kanısı, AB destekli Libya devletinin insanlık dışı uygulamalar ile mültecileri daha Akdeniz’e açılmadan durdurma politikalarının da ciddi şekilde karşı çıkılması gerektiği konusunda hem fikir.

 

Sınırdışı etmeler devam ediyor

Neue Osnabrücker gazetesinin haberine göre ise 2017 yılı Eylül ayına kadar 39 bin mültecinin iltica başvurusu reddedildi ve ülkelerine geri gönderildi. Bu kişilerden 35 bin mülteci için mahkeme kararı uygulanırken diğerlerinde mahkeme prosedürü işletilmeden sınır dışı edildiler.

Avrupa Birliği’nin (AB) ortak mülteci politikası uygulama hamleleri de rafa kaldırılmış durumda. AB içinde yapılan tartışmalarda başını Almanya’nın çektiği ve her ülkenin belli sayıda mülteci kabul etme politikası Macaristan, Polonya ve Balkan ülkeleri tarafından boşa çıkarıldı. Önceki Hafta bir araya gelen AB ülkeleri kendi aralarında anlaşmazlığa düşünce AB Komisyonu’nun Macaristan ve Polonya konusunda yargı sürecini başlatacağı yönünde tartışmalar devam ediyor. Almanya Başbakanı Merkel mülteciler konusunda bir antlaşmanın olmadığını dile getirerek, Dublin antlaşmasının de facto iflas ettiğini belirtti.

 

ProAsyl: ‘AB Diktatur Sistemlere Karşı Çıkmıyor’

Mültecilerin durumuna ilişkin bir açıklama yapan ProAsyl, AB’nin Mülteci politikasını sert bir dille eleştirdi ve Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Türkiye gibi ,’üçüncü dünya ülkelerine’ adeta kapıcı rolü verildiğini ve bu sayede mültecilerin Avrupa Birliği topraklarına gelmelerinin engellenmek istendiğini belirtti. Bundan dolayı bu ülkelerde oluşan diktatöryel sistemlere karşı da tavır alınmadığını belirten ProAsyl, bu ülkelerde insan haklarının geri olduğunu, mültecilerinde bu tip ülkelerde insanlık dışı uygulamalara maruz bırakıldıklarının altını çiziyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu