Didim: Aydın Didim’de aralarında Yeni Demokrat Kadın(YDK) aktivistlerinin de olduğu Kibele Kadın Derneği üyesi kadınlar Ankara’da cinsel saldırıya maruz kaldıktan sonra katledilen Şule Çet davasına dair basın açıklaması yaparak erkek adalet değil gerçek adalet isteklerini yinelediler.
Cinsiyetçi medya, cinsiyetçi toplum
Şule Çet’in katillerinin yargılandığı davanın cinsel saldırı ve şiddete dair emsal bir dava olduğunu belirten kadınlar, davanın toplum ve kadınlar tarafından bu kadar ilgi odağı haline gelmesinin de yürütülen soruşturmanın eksik ve ilgisiz olmasından kaynaklandığını söylediler.
Dava sürecinde burjuva medyanın tutumunun ise neredeyse mağduru suçlu bulduğunu ve cinsiyetçi olduğunu belirten kadınlar “Cinsiyetçi toplum ve medya, mağdur kadını, toplumun eril kuralları; kadın bedeni ve yaşamları üzerine konan genel ahlak ve namus kuralları üzerinden acımasızca yargılamaktadır” dediler.
Erkek adalet değil gerçek adalet!
Şule’nin davasında Şule’nin özel hayatıyla ilgili ‘Şule Çet neden çalışıyordu? Erkek arkadaşı evine gelir miydi?” sorularının sorulduğunu belirten kadınlar bu söylemlerin kadınlara yönelik aşağılama olduğunun altını çizdiler. Mahkeme salonlarında Şule’nin bakire olup olmadığını soranlara seslenen kadınlar “Zihinlerinin niçin ortaçağ karanlığında diye soruyoruz hem sanık avukatlarına, hem medyaya hem de topluma?” dediler.
Şule Çet davasının TC’nin kendi yargısını dahil çiğnediğini belirten kadınlar “1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren TCK’nın ‘bir kadın istediği saatte dışarı çıkar. Hakları devlet güvencesi altındadır’ konulu kararı vardır” dediler.
Şule’yi katleden Berk Akand ve Çağatay Aksu’nun işledikleri suçtan en ağır cezayı almalarını isteyen kadınlar, özsavunma yaptığı için müebbet hapis cezası alan Nevin Yıldırım’ı hatırlatarak “Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz” dediler.
Son olarak 14 Şubat’a atıfta bulunarak “Bugün 14 Şubat, aşıktan katil yaratan düzeniniz de batsın” diyerek açıklamalarını sonlandırdılar.