Makaleler

DERSİM’DE GENÇLİĞİN DURUMU…

Dersim’de gençliği belli kategoriler içerisinde inceleyebiliriz. İşçi (işsiz gençlik) çalışma koşulları, öğrenci gençlik (lise ve üniversite), köylü gençlik… Çalışma koşulları itibariyle Dersim ülkenin en geri kalmış bölgelerinden birisidir. Neredeyse hiç sanayinin olmaması, geçimlik tarım ekonomisinin hakim olması düzenli çalışma koşullarını ortadan kaldıran faktörlerdendir. Bununla birlikte insanlar daha çok hizmet sektörü olarak tanımlayabileceğimiz işlerde çalışılmaktadır. Genellikle market, mağaza, fırın ya da kahve, kafeterya gibi özel işletmelerde ve ayrıca kamu kuruluşlarında (park-bahçe işleri, temizlik, belediye işler vb.) istihdam edilmektedirler.

İşletmeler genellikle küçük ve orta işletmeler oldukları için genel çalışan sayısı küçük rakamlarla sınırlıdır. Küçükler için birkaç kişi, orta işletmeler için beş-on civarında insan çalışabilmektedir. Zaten kendileri de devletin sömürüsüne maruz kalan (vergiler, pazar sorunu vb.) küçük ve orta işletmelerde çalışan insanlar sosyal güvencelerden yoksun, sigortasız ve uzun çalışma saatlerine tabidirler. Çalışmaları genellikle kısa süreli olmaktadır.

Bunun yanısıra akraba, aile, köylüsünün işletmelerinde çalışan insanları da belirtmek gerekir ki; özellikle bu durumda olanlar angarya sömürüsüyle daha yoğun karşı karşıya gelerek sömürü katlamaktadır.

Özellikle çalışan kesim için kışın nüfusun azalmasıyla belirgin biçimde bir (öğrencilerin okullarına gitmesi, yazlıkçıların yaşadıkları yerlere gitmesi, köylerin şehir yaşamıyla bağlarının uzun süre kopması) iş gücüne ihtiyaç azalır. Azalan işgücü ihtiyacı azımsanmayacak işgücü göçünü de beraberinde getirir. Bu göç genellikle dönemseldir. Sonbahardan başlayarak yaza kadar özellikle genç insanlar yaşadıkları yerlerden şehirlere yakınlarının yanına geçici olarak çalışmak için sürüklenirler. Uzun süre çalışma koşullarının olmaması nedeniyle genellikle vasıfsız olarak çalışan gençler özel yetenek gerektirmeyen tekstil, hizmet sektöründe çalışmak zorunda kalırlar.

Diğer yanıyla Dersim’de kent ve ilçe merkezinin köylük bölgelerde tarımla ilişkileri mevcuttur. Yazları tırpancılık, çobanlık, mantar sarımsak vb. toplayıcılık geçimlik boyutta ekim yapmak gibi bir dizi dönemsel işler de yine genç kesimlerin istihdam alanıdır. Bu çalışma da dönemseldir. Ve deyim yerinde ise cep harçlığı içindir.

Çalışma koşullarının ürünü olarak ortaya çıkan durum Dersim’de lümpen proletarya olarak tanımlanan bir sınıfsal konumlanışı ifade eder diyebiliriz. Çalışan gençliğin sınıfsal konumlanışı böyle karakter kazanır.

Köylüler ise genellikle mayıs-ekim arasında toprağın ekilip biçilmesinde ve hayvancılık için yaylacı olarak çalışırlar. Ekim nohut, fasülye, buğday gibi ürünlerin sınırlı ekimiyle birlikte yonca vb. hayvan yemliğine dayanmaktadır ve çok sınırlıdır. Genellikle geçimlik olan bu çalışma bütün aile fertlerinin ortak çalışmasıdır. Bununla birlikte kendilerinin ve yakın akrabalarının (şehirlerde olan) ihtiyaçlarını karşılayabilecek sayıda hayvana sahiptirler. Gençler bu aile içi işbölümünde; tarlanın sürülmesi, ekinin biçilmesi ve çobanlık gibi işlerde yoğun çalışırlar. Davar otlatıcılığı ekinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğundur.

Köy içerisindeki çalışmanın dışında baharda mantar, ışkın, kenger toplayıcılığı yine ağustos-eylül gibi de sarımsak toplayıcılığıyla ailelerine ek gelir sağlamak içinde bir kaç ay süren bir çalışma içine girerler. Köylü gençlikte il ve ilçelerde yaşayan gençler gibi kışlarını genellikle şehirlerde yakınlarının yanında çalışarak geçirirler. Ve daha çok işlerin yoğunlaşmasıyla köylerine dönerler.

Köylü gençlikle ilgili belirtilmesi gereken en önemli olgu temelli göçün yoğunluğudur. Köylerde genç nüfus giderek azalmaktadır.

Öğrenci gençlik il ve ilçe merkezlerindeki liselerde ve üniversitede önemli bir potansiyeli oluşturmaktadır. Bu okullarda yurtlarda yatılı okuyan öğrenci sayısı az değildir ve ayrıca üzerinde durulması gerekir. Geçtiğimiz yıllarda yurt yakmalar, boykotlar vb. ekonomik talepli gündemlerle harekete geçen öğrenciler çeşitli eylemlere imza atmışlardır. Eylemler genellikle kendiliğinden bir karakter taşımaktadır. Bunlar önemli bir potansiyel taşımakla birlikte uyuşturucu, çeteleşme (serserilik) vb. yozlaştırma araçlarıyla köreltilmek istenmektedirler. Devlet özellikle buralarda cemaat destekli bedava dershane, burs vb. olanaklarla öğrencilerin üzerine oynamakta, apolitik gençlik yaratma ve kültürel olarak da kendi etkisi altına almaya çalışmaktadır. Cemaatlerin örgütlenmesi anlamında ciddi bir sonuç alınamasa da algısal olarak düşman kavrayışının silikleşmesine vesile olmaktadır. Özellikle üniversite özel bir inceleme yapmayı gerektirir ki ”dinci gençlik” yaratma genel perspektifiyle, devlet Dersim’e özgü hesaplarını buralardan doğru gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Öğrenci gençliğin önemli eğilimi Dersim dışı okullara yönelmektedir. Bu durum bölgedeki eğitimin düzeyi, mevcut olanaksızlıkların etkisiyle birlikte, başka bir dünya arayışının da güçlü izlerini taşımaktadır. Eğitim göçü olarak da adlandırılabilecek bu durum gençlerin politik atmosferden kopmalarına neden olmakta ve popüler kültürle daha çabuk buluşmalarına yol açmaktadır. Genel olarak Dersim’de yukarıda aktardığımız kategoriler üzerinden değerlendirme yapılabilir.

Dersim’de gençliğe yönelen saldırıların ürünü olarak açığa çıkan önemli hususlar çeteleşme (serserilik), uyuşturucu kullanımı ve ekimi ile birlikte asimilasyondur. Çeteleşme eğilimi bölgedeki feodal yapının karakterine de uygundur. Rakip köylü grupları aynı köye, aynı aşirete, aynı mahalleye mensup olmak çete (serseri) gruplarının karakterini oluşturmaktadır. (Kodi gençliği, gazik gençliği vb.) Bu gençliğin birlikte hareket etme, birlik olmalarının önünde önemli bir engel oluşturmakta yozlaşma derinleşmektedir. Uyuşturucu kullanımının yaygınlığının yanısıra özellikle boşaltılmış ve denetimden uzak köylerde esrar ekiminde de gençlerin yoğun kullanıldığı belirtilmelidir. Devletin karakollarının ve polisinin etkisiyle gençler bu alanlara yönelmekte ve ekonomik kazanç sağlama aracı olarak görmektedir. Bu da tıpkı çeteleşme gibi yozlaşmanın derinleşmesine kapı aralamaktadır. Asimilasyon saldırıları sistemli bir biçimde uygulanmakta, Dersim’e özgü karakter kazanmaktadır. Bu durum şovenizmin etkilerini derinleşmektedir. Kimlik sorunu oluşturmaktadır.

Göç olgusu bölgede en çok gençliği etkilemekte çalışma ya da okuma olanaklarından yoksun olan gençlik her geçen gün memleketini terke zorlanmaktadır. Kültürel değerlere yabancılık ve anadilin gençlik arasında kullanımının giderek azalması yine gençliğin duygu dünyasında bozulmaya yol açmaktadır.

Tüm bu koşullara devletin sistemli saldırılarına ekonomik-akademik koşulların yoksunluğuna karşın Dersim’de gençlik muhalif kimliği ve sistemden rahatsızlığıyla güçlü bir potansiyel oluşturmaya devam etmektedir. Her türlü asimilasyon saldırılarına karşın ulusal bilinç Dersim’de gençlik de gelişmektedir. Sorun bu dinamiğin son derece örgütsüz olmasıdır. Dersim’de gençliğin en temel sorunu örgütsüzlüktür. Önümüzdeki temel görev gençliğin yaşam koşularını ayrıntılı bir incelemeden geçirmek ve örgütlü mücadelenin sıkı bir parçası haline getirebilmektir. Gençliğin Dersim’de yaşadıkları sorunlara; temel istem ve taleplerini karşılayabilecek politikalara ihtiyaç kendisini göstermektedir. Görev omuzlarımızdadır.

(Dersim’den bir YDG’li)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu