H. Merkezi: Halkların Demokratik Partisi (HDP), 24 Haziran’da gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine dair bildirgelerini Ankara Hilton Otel’de açıkladı.
Toplantının gerçekleştirildiği salona seçimlerin ana sloganı olan “Senle değişir”, “Kadınlarla değişir”, “Gençlerle değişir”, “Mırovekî baş Demirtaş”, “Em livirin dikarın” ve “Bir oy Demirtaş’a bir oy HDP’ye” pankartları asıldı.
Toplantıya HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli ile milletvekilleri ve parti yöneticilerinin yanı sıra HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk, Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğluları, ESP MYK üyesi ve SKM Sözcüsü Beycan Taşkıran, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşbaşkanları Naci Sönmez ve Eylem Tuncaeli, SODAP’tan Kezban Konukçu ve HDP’ye desteklerini açıklayan EMEP, EHP, HTKP, Halkevleri, SMF, Partizan, Alınteri, Kaldıraç, DSİP, TÖZ, ÖSP ile İsmail Beşikçi, Fikret Başkaya, Baskın Oran ve Ayşen Uysal gibi çok sayıda konuk katıldı.
Bildirgenin açıklandığı etkinliğe HDP cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın önceki cumhurbaşkanlığı seçimleri mitinginde “Demirtaş ben değilim, Demirtaş sizsiniz” sözlerinin yer aldığı sinevizyon gösterimiyle başladı. Ardından tutuklu bulunan HDP’li 11 milletvekilinin yanı sıra tutuklu Kürt siyasetçilerin isimleri okundu. İsimler salonda büyük alkış aldı. Ardından Selahattin Demirtaş’ın seçim manifestosu açıklandı.
Demirtaş’ın bildirgesi şöyle:
“Bir Cumhurbaşkanı olarak tek adamlığa son vermeye geliyorum.
Bu makama bir çuval yetki ile geleceğim, sürenin sonunda bir ceketle gideceğim. Toplumsal kutuplaşmanın olmadığı, insanların birbirlerine sırtını dönmediği, sevgi ve hoşgörünün hâkim olduğu bir ülkenin sözünü veriyorum. Fikri ve inancı ne olursa olsun, insanların yaşam tarzlarını özgürce yaşayabilecekleri bir ülkeyi hep birlikte var edeceğiz. Hamaset üreten siyasete son vereceğiz. Toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile güçlendirilmiş bir yönetim sistemi kuracağız. Siyaseti biat ederek yükselmenin değil, liyakat ile halka hizmet etmenin aracı haline getireceğiz.
‘SEN’LE DEĞİŞTİRECEĞİZ’
Tekçiliğin değil, çokluğun sesiyiz! Kendinden olmayan herkesi suçlu ilan eden, sadece ve sadece ‘BEN’ diyen bir rejime karşı ‘BİZ’LER varız’ diyoruz. 16 yıllık bir yıkımı sandıkta sonlandırmanın dönüm noktasındayız! Yeni bir başlangıç için el ele vererek tekçi, baskıcı, soyguncu, kayırmacı, kayyumcu ve kavgacı tek adam rejimini SEN’le değiştireceğiz.
‘YETKİLERİNİ PAYLAŞAN BİR CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM’
Uzun yılların birikimi ve mücadelesi ile kazanılmış bütün demokratik mekanizmalar, tek kalemde işlemez hale getirildi. Halka hizmetle görevli kurumlar, Saray’ın hizmetine sunuldu. Toplumsal sorunların çözümünde en önemli adreslerden biri olan demokratik kitle örgütleri kapatıldı. Kayırmacılık, torpil ve yolsuzlukla siyaset yozlaştırıldı, eşit yurttaşlık imkânsız hale getirildi. Kendileri gibi düşünmeyen, giyinmeyen, yaşamayan herkes hain ve suçlu ilan edilerek hedef alındı. Tek adamlık, bir toplumun toplum olmasını mümkün kılan tüm değer ve farklılıkları baskı altına alarak toplumu tekliğe hapsetti. Toplumun geleceğini bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran, tüm yetkileri tek adamda toplayan bir Cumhurbaşkanlığı sistemi var. Seçildiğimde ilk olarak yetkilerimi kendimi yetkisizleştirmek ve kurumları demokratikleştirmek için kullanacağım.
Cumhurbaşkanlığı yetkilerini paylaştıkça sistem demokratikleşecek. Acil toplumsal yaraların sarılması ve yönetim sisteminin çoğulcu mekanizmalara kavuşturulması sağlanacak. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde toplumun tamamını kapsayacak temsilciler yer alacak. Cumhurbaşkanı yardımcılarını, parlamentoda olan ve olmayan tüm partilerin ve sivil toplumun görüş ve önerileri doğrultusunda, farklı temsiliyetlerden belirleyeceğim. Siyasette, bürokraside, yargıda, toplumda ve demokratik mücadele alanında bir olağanlaşma sürecini başlatacağız. Bu süreç, mevcut iktidarın yarattığı tahribatın telafisinin ve toplumun barış hafızasının canlandırılmasının ilk adımlarından biri olacaktır.
TOPLUMSAL YARALARI SARMAK İÇİN
Toplumsal yaraları acilen sarmak için
– OHAL’i derhal kaldıracağız.
– OHAL’den kaynaklanan ve KHK’lerle doğan zararları telafi edeceğiz. Haksız yere işten atılanların işlerine dönmesini sağlayacağız.
– Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin maruz kaldığı zulme son vereceğiz. Mağduriyetleri acilen giderecek düzenlemeler yapacağız. Hiçbir ayrım yapmadan tüm hasta mahpusların derhal serbest kalmalarını sağlayacağız.
– Halkın seçme hakkı ve iradesinin gaspına dayanan kayyum uygulamasını sonlandırıp, görevden alınan belediye eş başkanlarını derhal görevlerine iade edeceğiz. Toplumun farklı kesimlerini gözeten hizmetlerin tekrar sunulmasını sağlayacağız.
– Demokratik kurumların tahribatı, hukuka güvenin bütünüyle ortadan kalkması Türkiye ekonomisine güveni sarstı. Siyasal ve ekonomik kararların Saray’ın bekasına endekslenmesi, Türkiye’yi öngörülemez bir ülke haline getirdi. Ekonomi kırılganlaştı. Demokrasiyi güvence altına alarak ekonomiyi de rahatlatacağız. Toplumsal ihtiyaçları karşılamayı esas alan bir ekonomi yaklaşımıyla üretenlerin ekonomik ilişkiler üzerindeki denetimini artıracağız.
– Tek adamın hizmetine tahsis edilen Saray’ı boşaltacak, Saray’ın hangi amaçla kullanılacağını halka soracağız. Savurganlığa ve israfa dayanan yönetim ve bürokrasi anlayışına son vereceğiz. İtibarımızı şatafatla değil, şeffaf ve halka hizmete adanmış yönetimimizle sağlayacağız; itibarda israf yapmayacağız. Koruma ordusuyla dola- şan, halktan uzak, ulaşılmaz ve eleştirilmez bir Cumhurbaşkanlığı anlayışına son vereceğiz.
– Dış politikada mevcut sorunların diyalog ile, barışçıl yol ve yöntemler ile çözülmesini temel dış politika haline getireceğiz. Düşman yaratmayan dost kazanan dış politika anlayışı ile tehdit olgusunu bitireceğiz.
– Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısını yeniden düzenleyeceğiz. Adalet Bakanını HSK’dan çıkaracağız. Hâkimler/savcılar üzerindeki siyasi baskıyı kaldırarak kurulu özerk bir hale getireceğiz. Yargı siyasetin emrinden kurtarılacak, herkese eşit ve adil yaklaşımla görev yapacak.
– YÖK’ü kaldırarak üniversitelerin akademik, bilimsel ve yönetsel özerkliğini güvence altına alacağız. Rektörleri Cumhurbaşkanı’nın değil, üniversite bileşenlerinin seçmesini sağlayacağız.
– Milli Güvenlik Kurulu, Terörle Mücadele Kanunu gibi vesayetçi, darbe ürünü yapı ve düzenlemelerin kaldırılması için çalışacağız.
‘DEMOKRASİYE ACİL GEÇİŞ PROGRAMI’NI HAYATA GEÇİRECEĞİZ’
Evrensel hukuk ve insan hakları anlayışıyla güvence altına alınmış kuvvetler ayrılığından taviz vermeyeceğiz. Yasama ve yargıyı derhal yürütmenin baskısından kurtaracağız. Yargı sistemi talimatla değil, adaletle karar alacak. Güçlünün değil, haklının korunduğu, herkesin eşit olduğu hızlı, tarafsız ve bağımsız bir adalet sistemi kuracağız.
Devletin yargıda mazlum karşısında güçlü ile kurduğu ittifaka son vereceğiz. Oluşturacağımız kapsayıcı parlamenter sistem, tek bir kişinin değil, BİZ’lerin yönetiminin teminatı olacak. Cumhurbaşkanlığında toplanan yasa yapma hakkını, denetleme ve bütçe hakkı gibi yetkileri Oluşturacağımız kapsayıcı parlamenter sistem, tek bir kişinin değil, BİZ’lerin yönetiminin teminatı olacak.
Cumhurbaşkanlığında toplanan yasa yapma hakkını, denetleme ve bütçe hakkı gibi yetkileri Demokrasiye Acil Geçiş Programı’yla en kısa sürede parlamentoya iade edeceğiz. Tek parti çoğunluğuna dayanan bir parlamenter yapının yarattığı çıkmazları aşarak güçlü ve çoğulcu bir parlamenter sistem inşa edeceğiz. Gençler ve kadınlar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının Parlamentoya görüş ve öneri sunacakları Toplumsal Mutabakat Platformları kuracağız.
Toplumsal Mutabakat Platformları’nda, birbirine düşman haline getirilmiş farklı kesimler bir sözleşme yapmak üzere bir araya gelecek. Rıza, meşruiyet ve gönüllü birliktelik sözleşmenin esasını oluşturacak. Farklı kimliklere, kültürlere, dillere, inançlara hem eşit yurttaşlık hukukuna hem de kendi kimlik ve özgünlüklerine uygun yaşam alanları anayasal güvence altına alınacak. Özgürlükçü laikliğin, çoğulculuğun, kuvvetler ayrılığının merkeze alındığı çok dilli, çok inançlı ve eşit yurttaşlık temelli bu Demokratik Anayasa yapım sürecini iki yıl içinde tamamlayacağız. Anayasa merkeziyetçiliği değil, yerel demokrasi ve yerinden yönetimi temel alacak.
GENÇLİK DEĞİŞTİRECEK
Gençleri hiçbir kalıba sokmadan, fikirleri ne olursa olsun, kendilerini özgürce ifade edebildikleri, geleceklerini yurt dışında değil, bu bereketli topraklarda gördükleri bir ülkeyi BİRLİKTE var edeceğiz. Potansiyellerini açığa çıkartarak, geleceğe daha güvenle bakmalarını sağlayacağız.
– Gençlerin sorunlarını en iyi BEN çözerim demek yerine, gençlerin yönetime aktif katılımının önünü açarak kendileri ile ilgili kararları alabilecekleri mekanizmaları BİZ’ler inşa edeceğiz.
– Nitelikten tamamen uzak bir şekilde “her kente bir üniversite” diyen anlayışın yarattığı yüz binlerce diplomalı işsize, umutsuz gençlere iş imkanları yaratarak nefes olacağız.
– Her gence aylık 500 TL yükleyeceğimiz Genç Kart vereceğiz.
– İnternet erişiminin bir hak olduğu anlayışıyla tüm toplum için sansürsüz, ücretsiz ve özgür internet erişimini sağlayacağız.
KADINLAR DEĞİŞTİRECEK
Erkek egemen zihniyetin değişmesi için toplumsal seferberlik başlatacağız. Kadınlar tüm toplumsal sorunların çözümünde fikir ve önerileri ile belirleyici olacak. Kadınların bedenine, yaşam tarzlarına ve değerlerine saldırılmasına asla izin vermeyeceğiz.
– Kadınların eşit katılımına dayanan bir yönetim sistemi oluşturacağız.
– Kadınların eşit temsiliyeti güvence altına alacak, eş başkanlık sistemini siyasi partilerin bütün kademelerinde yasal hale getireceğiz.
– Ortak yaşam alanlarında ev içi emeğin de çocuk, yaşlı ve hasta bakımının da ortaklaştırılması için politikalar üreteceğiz. Ücretli ya da ücretsiz bakımın, kadınların işi olmaktan çıkması için hasta, yaşlı bakım evleri açacağız.
– Kadın cinayetleri davalarında erkeklik indirimi halini almış ‘iyi hal’ ve ‘tahrik’ indirimlerine karşı faillerin caydırıcı ve adil cezalar almasını sağlayacağız.
– Hem evde hem işte çalışan, çifte mesai yapan kadınlara erken emeklilik getireceğiz.
‘ÇOCUKLAR İÇİN DEĞİŞECEK’
Türkiye nüfusunun üçte birini oluşturan çocukların haklarını koruyacağız. Çocuklar hepimizin geleceğidir. Her bir çocuğun mutlu, onurlu ve barış içinde yaşamasını sağlayacağız.
– Çocukların tırnağına bir zarar gelse kendimizi sorumlu göreceğimiz bir yönetim anlayışıyla çalışacağız.
– Çocuğun gelişimine uygun, anadilinde, bilimsel ve insan haklarına dayalı bir eğitim sistemini uygulamaya geçireceğiz.
– Sokakta yaşamak zorunda olan çocuk kalmayacak.
– Çocuğa yönelik cinsel şiddet konusu sadece faillerin cezalandırılması ile çözülebilecek bir sorun değildir. Çocukların istismarında önleyici politikalar geliştireceğiz. Cinsiyet eşitliğini güçlendirerek, cinsel istismarı da engelleyeceğiz.
– Çocuk cezaevlerinin kapatılmasını sağlayacağız.
– Çocuk işçiliği sorununun çözümü için eğitim ve emek alanlarında düzenlemeler yapacağız.
‘EĞİTİMİ SİSTEMİNİ SİYASAL İKTİDARIN TAHAKKÜM ALANI OLMAKTAN ÇIKARACAĞIZ’
Kamusal, parasız, bilimsel, anadilinde, ulaşılabilir laik ve özgürlükçü eğitim ilkelerinden asla taviz vermeyeceğiz.
– Kayırmacılığa ve torpile son vererek çocuk ve gençler için eğitim ve liyakatin belirleyici olacağı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.
– İdeolojik saiklerle okulları ayrıştıran 4+4+4 uygulamasına son vereceğiz.
– Her ne ad altında olursa olsun velilerden asla para talep etmeyeceğiz.
– Tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi, ırkçı eğitim müfredatını lağvederek bilimsel, laik, demokratik, özgürlükçü, çoğulcu, anadilinde eğitimi esas alan yeni bir eğitim müfredatını hayata geçireceğiz.
– Her yıl adı, içeriği, biçimi değiştirilen OKS, SBS, TEOG, LYS ve YGS gibi tüm merkezi sınavları kaldıracağız. Sınav odaklı sistem yerine öğretmen ve öğrencilerin ortaklaşa gelişimini sağlayacak bir sistem kuracağız.
‘İNANÇLARA, YAŞAM TARZLARINA, SİYASİ VE FELSEFİ GÖRÜŞLERE EŞİT MESAFEDE DURACAĞIZ’
Ezilen ve dışlanan tüm kimlik, inanç, kültürel grup ve cinsiyet kimliğinin üzerindeki baskıları kaldıracağız.
– Herkesin inancı, kültürü ve dünya görüşü çerçevesinde sosyal hayatını özgürce yaşamasının önünü çoğulcu demokrasiye uygun bir şekilde açacağız.
– Başta cemevleri olmak üzere, Alevilerin bütün ibadet mekânlarını “ibadethane” olarak tanıyacak ve kamu güvencesi altına alacağız.
‘ENGELLERİ BİRLİKTE AŞACAĞIZ’
Engellilere yönelik sunulan kamu hizmetlerini, engel gruplarının farklılıklarını göz önünde bulundurarak sunacağız.
-Engelli yurttaşlarımız için Engelleri Kaldırma Bakanlığı kuracağız.
– Engelli ve yaşlı yurttaşlarımıza bakım aylığı bağlanması için gelir şartı aramayacağız ve evde bakım desteklerini artıracağız.
– Tüm toplu taşıma araçlarını engellilerin kullanımına uygun hale getirecek ve engelliler için ücretsiz yapacağız.
– Bütün engelli yurttaşları sosyal güvenceye kavuşturacağız. Özel ve kamu alanında engellilerin istihdam kotalarını dolduracağız.
‘İNANÇLARA, YAŞAM TARZLARINA, SİYASİ VE FELSEFİ GÖRÜŞLERE EŞİT MESAFEDE DURACAĞIZ’
Ezilen ve dışlanan tüm kimlik, inanç, kültürel grup ve cinsiyet kimliğinin üzerindeki baskıları kaldıracağız.
– Herkesin inancı, kültürü ve dünya görüşü çerçevesinde sosyal hayatını özgürce yaşamasının önünü çoğulcu demokrasiye uygun bir şekilde açacağız.
– Başta cemevleri olmak üzere, Alevilerin bütün ibadet mekânlarını “ibadethane” olarak tanıyacak ve kamu güvencesi altına alacağız.
‘KÜRT SORUNUNU BİZ’LER ÇÖZECEĞİZ’
Kürt sorununun çözümü kadim halkların ortak yaşam iradesinden geçmektedir. Türkiye halklarının huzura, güvene, refaha kavuşmasının yegâne yolu Kürt sorununda kalıcı barışı sağlamaktır.
– Kürt sorununun çözümü demokrasi ile ilgili sorunların çözümüdür. Kürtlerin sorunlarına barışçıl çözümü, dağların da cezaevlerinin de boşalmasını ve anaların gözyaşlarının dinmesini sağlayacağız.
– Kürt sorununu şiddet alanının dışına çıkararak, şiddeti ve çatışmayı onurlu bir barışla sonlandıracağız.
– Geçmişi ile yüzleşmeyen toplumlar bugünlerini anlayamaz ve geleceklerini kuramazlar. Barış içinde yaşamanın şartlarından biri geçmişle yüzleşme ve hakikat arayışıdır. Tarihte farklı halklara ve inançlara karşı yapılan soykırım ve katliamlar karşısında, bu halklardan devlet adına özür dilenmesi için gerekli çalışmaları yapacağız.
– Ülkemizin farklı dillerini bir tehdit olarak değil bir zenginlik olarak göreceğiz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye kadar herkesin anadilinde hizmet almasını anayasal güvence altına alacağız.
‘HAKÇA DAĞITIM PROGRAMIMIZLA (HDP) REFAHI ARTIRACAĞIZ’
Ekonomik krizin yükünün halkın üzerine yıkılmasını engelleyeceğiz. Emeği sömürülen işçiye, umutsuzluğa sürüklenen işsize, ürününün karşılığını alamadığı için toprağa küsmüş çiftçiye, siftah yapamadan dükkânını kapatan esnafa, ay sonunu getiremeyen emekliye gelir sağlayan adımlarla nefes aldıracağız. Adil bir vergi sistemi ve israfları bitirerek oluşturduğumuz kaynaklarla yoksulların gelirini artıracağız.
İktidarın tırmandırdığı zengin ile yoksul uçurumunu ekmeğimizi adaletli bölüşerek kapatacağız. Birlikte ürettiğimiz zenginliği adaletli bir şekilde paylaşacağız. Dar gelirlileri borç batağından kurtaracağız.
Sosyal Haklar Programımız ile yoksulluğa son vererek halkı yardıma bağımlılıktan kurtaracağız. BİZ’ler lütfeden değil, ülkenin kaynağını halka iade eden bir anlayışla Cumhurbaşkanlığı makamına geleceğiz.
Yetki ve olanaklarımızı iş cinayetlerine son vermek için kullanacağız. İşsizlik ve kayıt dışı çalışmayı önlemek için çalışma saatlerini uluslararası standartlara indireceğiz. Tüm güvencesiz çalışma biçimlerini kaldıracağız.
HAKÇA DAĞITIM PROGRAMI kapsamında:
– Yoksullara; su, elektrik ve doğalgazı ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz hale getireceğiz.
– Asgari ücreti ve en düşük emekli gelirini 3 bin TL yapacağız.
– Tüm işsizlere şartsız, süresiz olarak en az bin TL maaş bağlayacağız.
– Kamu emekçilerine bin TL zam yapacağız.
– 50 bin TL’ye kadar banka borçlarının faizlerini silerek yeniden yapılandıracağız.
– Tarım ve hayvancılıkta destekleri 2 katına çıkaracağız.
– Yolları, köprüleri ücretsiz yapacağız.
‘DIŞ İLİŞKİLERDE BARIŞÇIL BİR DIŞ POLİTİKAYI UYGULAMAYA GEÇİRECEĞİZ’
Bölgemizdeki sorunların çözümünde küresel ve bölgesel güçlerin savaştan, işgalden ve şiddetten yana politikalarına karşı duracağız.
– Başta Ortadoğu olmak üzere, tüm dünya halklarının kendi siyasi geleceklerini özgürce belirlemeleri ve halkların kendi kendilerini yönetecekleri demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir yönetim anlayışını geliştirmeleri ve uygulamaları için mücadelemize devam edeceğiz.
– Avrupa Birliği’nin insan haklarına riayet, yerel demokrasi, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü gibi ön plana çıkardığı ilkeleri savunmaya devam edeceğiz. AB’yle müzakere ve tam üyelik çalışmalarını ilkelerimiz çerçevesinde yeniden değerlendireceğiz.
‘TEK SESLİ BASINDAN ÖZGÜR BASINA GEÇİŞİ SAĞLAYACAĞIZ’
Halkın haber alma hakkının önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Düşünce, ifade, basın, gösteri ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını sağlayacağız.
– Gazeteler, televizyonlar ve radyoların iktidar tarafından kapatılmasını engelleyerek, çok sesli medyanın önünü açacağız.
– Gazetecileri ve sosyal medya kullanıcılarını özgürleştireceğiz.
– Medya kurumlarının bağımsız olmasını sağlayacağız. Twitter, Facebook ve Wikipedia gibi internet platformlarının önündeki engellemeleri kaldıracağız.
‘DOĞA HAKLARI İNSANLARIN ÇIKARLARINDAN ÜSTÜNDÜR’ ANLAYIŞINI YERLEŞTİRECEĞİZ!
Ekolojik yıkıma neden olan, doğayı ve toplumu tehdit eden her türlü yapı ve inşaya son vereceğiz. Ormanları, kıyıları, meraları, tarım arazilerini, SİT alanlarını, doğal, kültürel ve tarihsel zenginliklerimizi kararlılıkla koruyacağız.
– Sermayenin çıkarı için yapılan baraj, HES, termik, nükleer vb. projelere, ekolojik yıkıma yol açan maden işletmeciliğine, endüstriyel atık ve kirlilik sonucunda yaşam alanlarının tahribine yol açan uygulamalara son vereceğiz.
– Yerel halkın kendi yaşam alanlarındaki her türlü proje hakkında karar vermesini, ÇED vb. süreçlerin demokratikleşmesini sağlayacağız.
– Kentleri yağmalayan, halkın barınma hakkını yok eden projeleri; tarihi, kültürel varlıkları ve ortak yaşam alanlarını gasp edenleri durduracağız.
– Kanal İstanbul gibi doğayı ve kaynakları katleden israf projelerinin tümünü başlatılmış olsa dahi durduracağız.
– Hayvanlara yönelik işkence, kötü muamele, cinsel saldırı, öldürme gibi suçlarda cezaları caydırıcı olacak şekilde arttıracağız. Hayvanların ticari amaçlı deneylerde kullanılmasını önleyeceğiz. Hayvanların sirk ve sokak tanıtımı vb. her türlü gösteri amaçlı etkinliklerde kullanılmasına son vereceğiz.
Başkanlığı bitirmek için Cumhurbaşkanı olacağım. Süreç tamamlandığında benim yetkilerim de sınırlandırılmış olacak, Cumhurbaşkanlığı bir temsil ve toplumsal uzlaşı makamına dönüşecektir.
BEN YAPARIM DEMİYORUM, BİZ YAPARIZ DİYORUM
BİZ’ler halklarız. Kimliklerimizle, inançlarımızla, dillerimizle, kültürlerimizle, BİZ’ler bu ülkeyiz. Bu ülkenin geleceğine inananlar; kaynakların, umutların, çabaların ve farklılıkların tek adamlığın hırslarına heba edilmesine karşı duranlarız.”