İstanbul: Cumartesi Anneleri bugün İHD İstanbul Şube’de Cumartesi Annelerinin 700. Haftasına yapılan gözaltı, saldırı ve işkenceyi protesto ederek, “Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz! Bu saldırıyı bir kez daha protesto ediyor, devleti yönetenleri bu yanlıştan dönmeye davet ediyoruz” dedi.
İHD İstanbul Şube’de yapılan açıklamaya Cumartesi Anneleri Emine Ocak, İkbal Eren, Hanife Yıldız, Maside Ocak, Besna Tosun, Hanım Tosun, Cumartesi İnsanı Mikail Kırbayır, Hüseyin Ocak, Ali Ocak ile çok sayıda kayıp yakını ile gözaltına alınanların yanı sıra devrimci demokrat bir çok kurum ve bir çok insan hakkı aktivisti katılırken, HDP Milletvekili Ahmet Şık, Oya Ersoy, Hüda Kaya, Garo Paylan da açıklamaya katıldı.
Onlarca kişinin katıldığı açıklamada ilk olarak basın açıklaması okundu. Açıklamayı kitle adına okuyacak olan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, basın metninden önce, “Bu olayın 700’üncü haftada yaşanan bir boyutu vardı. Bugün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklama ile bu tutum da başka bir boyut kazanmış durumda” sözleriyle Soylu’nun bugün yaptığı açıklamaya dikkat çekti.
Yoleri ilk olarak, “25 Ağustos Cumartesi günü Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta etkinliği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bilgisi dâhilinde Beyoğlu Kaymakamlığı imzalı bir karar ile keyfi olarak yasaklanmış, Cumartesi anneleri ile dayanışmak için alana gelen insanlara polis şiddet uygulanmış, Emine Ocak darp edilmiş, kayıp yakınları da dâhil 47 cumartesi insanı darp edilerek gözaltına alınmış, etkinliğin yapılması engellenmiştir. Anayasanın 17. Ve 34. Maddelerinin ihlali olan bu provokatif yasak ve polis şiddetini protesto ediyor, hükümeti bu yanlışı tekrar etmemesi konusunda uyarıyoruz” sözleriyle yaşananları özetleyerek, hükümete uyarıda bulundu.
“Soylu, Cumartesi Anneleri’nin meşruiyetini karalamak ve devletin suçlarını örtmek amacını gütmektedir.”
“700 haftalık bu ısrarlı mücadele, çok yetersiz de olsa Dargeçit’te olduğu gibi kimi kayıpların bulunmasına, kimi failler hakkında dava açılmasına vesile olabildi. Ancak devletin hakikatlerle yüzleşmesi ve cezasızlık politikasına son vermesi için daha fazlasına ihtiyaç var.
Bu yüzden 500 ve 600. hafta etkinliklerinde olduğu gibi 700. hafta için de pek çok kurum ve kişi Cumartesi Anneleri ile dayanışma içinde olmak amacıyla Galatasaray Meydanı’na gelmiştir” diyen Yoleri, toplumsal mücadele dinamiklerine ve demokrasi güçlerine; 700. Haftaya verdikleri destek yanında, öncesinde olduğu gibi 701 ve sonraki haftalarda da Cumartesi Anneleri’nin inisiyatifi doğrultusunda ve eylemi korumaya dönük duyarlılıkla hareket edecekleri için şimdiden teşekkür ettikleri sözlerine ekledi.
Yoleri, Cumartesi Anneleri’nin 700 haftadır sürdürdükleri eylemin barışçıl bir eylem olduğunu, hiçbir siyasi aidiyet ve yönelim içermediğini, gözaltında kaybedilenlerin bulunması ve adaletin sağlanması amacına odaklandığını ve bu talebin haklılığı, ülkeyi yönetenler tarafından gayet iyi bilindiğini dile getirerek, İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamaya dikkat çekti.
Yoleri
“Buna rağmen bu gün sabah saatlerinde İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı talihsiz açıklama, gerçekleri çarpıtmak, Cumartesi Anneleri’nin meşruiyetini karalamak ve devletin suçlarını örtmek amacını gütmektedir. Aynı zamanda sürmekte olan gözaltında kayıp davalarına siyasi bir müdahaledir. Kendisine ve kamuoyuna, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 Şubat 2011 tarihinde Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisinde davet ettiği Cumartesi anneleri ile yaptığı görüşmeyi ve gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo anneye verdiği söz üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu hatırlatırız. Bu raporda 31 yıl boyunca Cemil Kırbayır için pencereden atladı kaçtı diyen devlet yetkililerinin yalan söylediği ve Cemil’in gözaltında iken öldürüldüğü ve kaybedildiği kabul edilmiş ve devlet 31 yıl sonra suçunu itiraf etmiştir” dedi.
“Cumartesi Anneleri gücünü; kayıplarına olan özleminden, kimliksiz ve kimsesiz olarak gömülen kayıplarına ulaşma çabasından almaktadır”
Yoleri açıklamasının devamında, “Cumartesi Anneleri anneliği istismar etmemekte, annelik hakkını kullanarak çocuklarının kemiklerine ulaşmaya çalışmakta ve tüm kaybedilenler için adalet istemektedirler. Bu talep hepimizin talebidir. Cumartesi anneleri gücünü; kayıplarına olan özleminden, kimliksiz ve kimsesiz olarak gömülen kayıplarına ulaşma çabasından almaktadır” diyerek, bitmeyen bu yas sürecinin tamamlanmasını ve adaleti sağlamak devleti yönetenlerin görevi olduğuna vurgu yaptı.
Yoleri, 700. Haftasında Cumartesi insanlarına yönelik uygulanan keyfi yasak ve polis saldırısı 699 haftadır süren barışçıl ortamı provoke ettiğini, şiddet ortamı oluşturduğunu belirterek, “Bu saldırıyı bir kez daha protesto ediyor, devleti yönetenleri bu yanlıştan dönmeye davet ediyoruz. Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz!”
Açıklamanın ardından Daha sonra kayıp yakını Maside Ocak, Mikail Kırbayır, Hanife Yıldız, İkbal Eren, Hanım Tosun söz alarak konuşmalar yaptı.