İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri, sosyal medyada gerçekleştirdikleri 869. hafta eyleminde 12 Eylül faşist darbesi sonrası gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.
Saat 12.00’de paylaşılan videoda ilk sözü alan Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, Hayrettin Eren’in gözaltında kaybedilişini ve sonraki süreçte verdikleri mücadeleyi anlattı. Basın metnini Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı okudu.
Devletin insanların yaşama hakkından sorumlu olduğunu dile getiren Yarıcı, devletin bu sorumluluğunu yerine getirmediğini vurguladı.
Pek çok tanığa, otomobiline el koymalarına rağmen gözaltına aldıklarını inkâr ettiler
Yarıcı, Hayrettin Eren’in gözaltında kaybedilişi hakkında şunları söyledi:
“Sosyalist kimliği ile bilinen 26 yaşındaki Hayrettin Eren, İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. Darbenin hemen ardından 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul Saraçhane’de bir arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu’na oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Hayrettin Eren’in gözaltına alınırken kullandığı otomobil Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nün bahçesindeydi ama ailesine ‘Oğlunuz burada yok’ denildi. Onu karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkence ile sorgulanırken gören çok sayıda tanık vardı ama gözaltına alındığı inkâr edildi. Üç kuşaktır Hayrettin’i arayan ailesinin tüm başvuruları 41 yıldır sonuçsuz bırakıldı. Hayrettin Eren’in bilinen failleri cezasızlıkla korunduğu için işkence, kaybetme, siyasi cinayetler gibi insanlığa karşı suçları işlenmeye devam edildi.”
Devlete sorumluluğunu hatırlatan Yarıcı “Kaç yıl geçerse geçsin; Hayrettin Eren için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 170 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.