Cumartesi Anneleri 865’inci hafta açıklamaları online olarak gerçekleştirdi. 19 Ekim 1995 tarihinden evinin önünden kaçırılan Fehmi Tosun dosyasının ele alındığı açıklamada ilk olarak eşi Hanım Tosun Kürtçe konuşma yaptı.
Fehmi Tosun’un kaçırıldığı ekim ayının kendisi için kara ay olduğunu söyleyen Hanım Tosun, eşinin siyasi kimliğinden dolayı kaçırıldığını ve kaybedildiğini kaydetti. Kayıpları bulma, faillerinin yargılanması mücadelesini bu hayatta var oldukları sürece devam ettireceklerini vurgulayan Hanım Tosun, “Son kayıp bulunana dek, kayıplarımızın izinden gitmekten vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Kaybedilen insanların barış, özgürlük, kimlik mücadelesi verdiklerini söyleyen Hanım Tosun, “Var olduğumuz sürece onların mücadelelerine sahip çıkacağız. Bu devlet bize hesap verene kadar da elimiz hep yakalarında olacak. Hiçbir zaman kayıplarımızı unutmayacağız. Bütün kayıplarımızı anıyoruz ve son kayıp bulunana kadar onlardan hesap soracağız” dedi.
Açıklamada konuşan Fehmi Tosun dosyasının avukatı İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, diğer pek çok kayıp olayından farklı olarak ailesinin Fehmi Tosun’u kaçıran aracın plakasını aldığını hatırlattı. İçişleri Bakanlığı’na bilgi edinme yasası çerçevesinde başvurduklarını ve plakanın araştırılmasını istediklerini belirten Keskin, “Bize verilen cevap oldukça ironikti. Plaka sahibinin özel hayatının gizliliği bize gerekçe gösterildi. Hiç kimse Fehmi Tosun’un hayatını, ailesinin hayatını düşünmedi ve maalesef devlet akıllara sığmayacak böyle bir gerekçeyle araştırma talebimizi reddetti” dedi.
Pek çok kayıp olayında olduğu gibi Fehmi Tosun dosyasında zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiğini hatırlatan Keskin, “Hukuki mücadelemiz hala devam ediyor” diye konuştu.
Bu haftanın açıklamasını Cumartesi insanlarından Aylin Tekiner okudu.
35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun’un 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile evinden çıktıktan sonra bir daha haber alınamadığını kaydeden Tekiner, “Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘Beni öldürecekler’ diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu” dedi.
Tüm girişimlere rağmen Fehmi Tosun’dan o tarihten sonra haber alınamadığını aktaran Tekiner, iç hukuk yolları tükenince dosyanın AİHM’e taşındığını, AKP iktidarı döneminde bu konuda AİHM’e yanıt verildiğini hatırlattı. Tekiner, AKP iktidarının Fehmi Tosun’un yaşam hakkı ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden yanıtına rağmen etkin bir soruşturma yürütmediğini kaydetti.
Tekiner, Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin 26. yılında şu talebi dile getirdi: “Devlet, Fehmi Tosun’un akıbetine dair derhal etkili soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirsin, suçtan sorumlu olanları tespit edip cezalandırılmalarını sağlasın.”
Fehmi Tosun ve tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Tekiner, “166 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.