Cumartesi Anneleri 920 Haftasında İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplar Komisyonu online olarak yaptığı açıklamada Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin Ağıllı (Bîrikê) köyünde Kasım 1993’te jandarma baskınında gözaltına alınarak kaybedilen Üzeyir Kurt’un dosyasını paylaştı. Basın metnini okuyan Maside Ocak, 920 haftadır tüm baskı ve engellemelere rağmen hak arama özgürlüğüne sahip çıkıtıklarını vurgulayarak tüm hak arama kanallarının kapatıldığı Üzeyir Kurt dosyasını paylaştı.
7 çocuk babası Üzeyir Kurt, Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin Ağıllı (Bîrikê) köyünde yaşıyordu. 23 ve 25 Kasım 1993 tarihleri arasında jandarma ve köy korucularından oluşan güvenlik güçleri Ağıllı köyüne bir operasyon düzenledi. Operasyon boyunca köydeki her ev arandı, evlerden bazıları yakıldı. Onüç köylü gözaltına alındı. Güvenlik güçleri köyden 25 Kasım’ın geç saatlerinde ayrıldı.
Gözaltına alınanlardan biri de Üzeyir Kurt’tu. Kurt, bir akrabasının evinden gözaltına alındı. Köydeki operasyon devam ettiği için iki gün askerler tarafından köydeki bir evde tutuldu. 25 Kasım günü anne Koçeri Kurt oğluna sigara, çorap ve ceket götürdü. Üzeyir’i tutulduğu evin önünde çok sayıda asker ve korucu arasında gördü.
AİHM Türkiye’yi Mahkum Etti
Açıklamada, “AİHM, “başvuranın şikayetine dair yetkililerin herhangi bir etkin araştırma yapmadığı ve ailenin gözaltına alınan oğullarının akıbetine ilişkin resmi bir bilgiye ulaşamamanın acısı ile baş başa bırakıldığı” kaydını düştü. Üzeyir Kurt’un 25 Kasım 1993 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alınmış olduğunu tespit eden Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğine karar vererek Türkiye’yi mahkum etti.
21 Kasım 2014 tarihinde AİHM mahkumiyetine rağmen Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı Üzeyir Kurt’un gözaltında kaybedilmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmada (2014/ 754) kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 16 Mayıs 2015 tarihinde bu karara yapılan itiraz Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi. Kısacası 29 yıldır Üzeyir Kurt dosyasında inkar ve cezasızlık devam etti.
İktidarı, uluslararası hukuk yükümlülüklerine uymaya çağıran, devletin sorumluluğu altındaki koşullarda kaybolan Üzeyir Kurt’un akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suç hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Maside Ocak “Kaç yıl geçerse geçsin; Üzeyir Kurt için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 221 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.